8. Ceza Dairesi Esas No: 2019/27384 Karar No: 2020/4408 Karar Tarihi: 03.02.2020
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2019/27384 Esas 2020/4408 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hakkında banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlamasıyla açılan davanın sonucunda mahkumiyet kararı verilmiştir. Ancak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının usulüne uygun olarak kesinleşip kesinleşmediği araştırılmış ve kesinleşmediği sonucuna varılmıştır. Hüküm fıkrasında karara karşı kanun yollarına başvurma olanağının açıkça gösterilmesi gerektiği belirtilerek, gerekçesiz hüküm kurulması yasaya aykırı bulunmuştur. Kararda, CMK'nın 231/8, 34/2, 232/6, 141/3, 230, ve Ceza Genel Kurulu'nun 2013/8-830 Esas ve 2014/502 Karar sayılı kararı uyarınca hüküm açıklanması kararının gerekçesinde kanıtların tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen kanıtlar ile mahkemece ulaşılan kanaatin, suçun sabit görülen fiilin belirtilmesi ve nitelendirilmesinin yapılması gerektiği belirtilmiştir.
8. Ceza Dairesi 2019/27384 E. , 2020/4408 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması HÜKÜM : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü: 5271 sayılı CMK.nın 231/8. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanığın beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulacağı belirtilmiş olup, bu denetim süresi hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının usulüne uygun olarak kesinleşmesi üzerine başlamaktadır. İncelemeye konu dosyada sanık hakkında 12.01.2010 tarihinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, sanığın yüzüne karşı verilen kararda itiraz süresinin tefhim/tebliğ tarihinden itibaren başlayacağının belirtildiği, UYAP sisteminden yapılan incelemede; sanık adına gerekçeli karar tebliği için tebligat evraklarının oluşturulduğu, ancak sanığa gerekçeli kararın tebliğ edildiğine dair bir belgenin UYAP’ta ve dosya arasında bulunmadığı anlaşılmakla, sanığa gerekçeli karar tebliğ edilip edilmediği, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın usulüne uygun olarak kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak 5271 sayılı CMK.nın 34/2. ve 232/6. maddelerine göre hüküm fıkrasında, verilen karara karşı kanun yollarına başvurma olanağı bulunup bulunmadığı ve başvurma olanağı var ise süresi, mercii ve şekillerinin, tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekliliği gözetildiğinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın usulüne uygun olarak kesinleşmediğinin anlaşılması halinde, hükmün açıklanmasına karar verilmeyeceği ve CMK.nın 231/11. maddesine göre hükmün açıklanmasına yönelik kararda; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141/3, CMK.nın 34 ve 230 maddeleri ve Ceza Genel Kurulu"nun 18.11.2014 gün, 2013/8-830 Esas ve 2014/502 Karar sayılı kararı uyarınca hükmün gerekçesinde, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin yazılması, kanıtların tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen kanıtlar ile mahkemece ulaşılan kanaatin, sanığın suç oluşturduğu veya oluşturmadığı sabit görülen fiilin belirtilmesi ve bu fiilin nitelendirilmesinin yapılması suretiyle infazı kabil bir hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, gerekçesiz olarak hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.