17. Hukuk Dairesi 2016/16942 E. , 2019/7135 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın feragat nedeniyle reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 27/08/2011 tarihinde davalıların işleten, sürücü ve trafik sigortacısı oldukları araçla, davacı idaresindeki aracın çarpışması sonucu davacının yaralandığını ve sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin yetersiz olduğunu belirterek, 20.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile sigorta şirketi dışındaki davalılardan, 1.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, davacı vekilinin davalı ...Ş ile anlaştığı ve maddi tazminat istemlerinin karşılandığı belirtilmekle maddi tazminat yönünden davadan feragat edildiği, manevi tazminat yönünden davalı işleten şirket yönünden davadan feragat edildiği ve davaya manevi tazminat yönünden diğer davalı ... açısından devam edilmek istendiği yönünde beyanda bulunulduğu, birden fazla davalısı olan maddi ve manevi tazminat istemli davalarda Yargıtay uygulamaları gereği feragatin kabule bağlı olmadığı, davacı tarafın tazminat istemleri karşılandığında diğer davalılara da sirayet edeceği belirtilerek, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf tam teselsülde olduğu gibi, zararının tümünü müteselsil borçluların hepsinden isteyebileceği gibi, birisinden de isteyebilir. Davaya konu kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 145. maddesi hükmüne göre, sorumlulardan birinin zararı ödemesi halinde, diğerleri bu oranda borçtan kurtulurlar. Ancak müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri, alacaklının bilfiil tatmin edilmiş olması halinde söz konusudur. Bunun aksinin kabul edilebilmesi için ya alacaklının teselsülden açıkça feragat etmiş olması yahut da böyle bir feragatin durumdan kesin olarak anlaşılması gereklidir. Yine, Borçlar Kanunu"nun 147. maddesi hükmüne göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her birinin ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağı ve alacaklının diğerleri zararına, müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği takdirde bu fiilin neticelerini şahsen tahammül edeceği açıktır.
Somut olayda; davacının cismani zararı nedeniyle, kazayı yapan aracın işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısından maddi, işleten ve sürücüden manevi tazminatın, müştereken ve müteselsilen tahsili talebinde bulunulmuş; yargılamanın devamı sırasında, davacı vekili tarafından 17.08.2015 tarihli dilekçe ile, davalı ... tarafından davacının tüm maddi tazminat talepleri karşılandığı belirtilerek, davanın konusuz kaldığı, maddi tazminata ilişkin vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığı, sadece manevi tazminat taleplerinin devam ettiği ve davalı ... yönünden manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir.
Davacı vekili tarafından 29.04.2016 tarihli celsede de; manevi tazminat istemli davadan davalı işleten şirket yönünden feragat ettiklerini belirterek, diğer davalılar yönünden davayı takip ettiklerine yönelik imzalı beyanda bulunulmuştur.
Davacı vekilinin haksız fiil sorumlusu olan sürücü davalı ... yönünden manevi tazminat taleplerinin devam ettiğini belirtmesine rağmen, mahkemece toplanan ve toplanacak delillere göre bu davalı yönünden bir karar verilmesi gerekirken, hatalı ve yanılgılı değerlendirme ve gerekçeyle her iki davalı (işleten şirket ve sürücü) yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de; yargılama aşamasında davacı ile davalı ... arasında akdedilen protokol sonucunda davacının tüm maddi tazminat istemlerinin karşılandığı belirtildiğinden, maddi tazminat talepli davanın konusuz kaldığı ve konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde red kararı verilmesi isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 10/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.