3. Hukuk Dairesi 2017/9250 E. , 2018/2807 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; taraflar arasında sözlü kira ilişkisi bulunduğunu, ödenmeyen kira alacaklarının ve yönetim giderlerinin tahsili için davalı hakkında takip başlattıklarını ancak itiraz üzerine takibin durduğunu, davalı kiracının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu beyan ederek itirazın iptaline ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; dava tarihi itibariyle taşınmazın fiilen boşaltıldığını beyan ederek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 4.840,01-TL yönünden itirazın iptali ile taşınmaz tahliye edildiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından hükmedilen kira alacağına yönelik temyiz edilmiştir.
Davacı ile davalı arasında kira sözleşmesi akdedildiği uyuşmazlık konusu değildir. Davacı 09.02.2015 tarihinde başlattığı icra takibinde, 01.01.2013 başlangıç tarihli sözlü kira sözleşmesine dayanarak aylık 725,00-TL kira bedeli üzerinden 2014 yılı Ekim ayı ile 2015 yılı Şubat ayları arası ödenmeyen kira alacakları ile yönetim giderlerinin tahsilini istemiş, davalı ise süresinde yaptığı itirazında; alacaklı ile aralarında yazılı kira sözleşmesi bulunduğunu belirterek, taraflar arasında imzalanan, 01.01.2013 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli, aylık 400,00-TL bedelli yazılı kira sözleşmesini ibraz etmiştir. Davacı yazılı kira sözleşmesinin daha az stopaj ödemek için muvazaalı olarak akdedildiğini, tarafların gerçek iradesini yansıtan kira bedelinin 725,00 TL olduğunu iddia etmiş ise de; HMK’nun 201.maddesi uyarınca senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldırmak veya azaltmak üzere yapılmış hukuki işlemlerin yine senetle ispatlanması gerekir. Bu nedenle, sözleşmenin taraflarından biri, muvazaayı öne sürmüş ise
iddiasını senetle kanıtlamak zorundadır. Davacı, kira sözleşmesinin tarafı olup bu yönü ile muvazaa iddiasını kanıtlayamadığına göre, davalının sunduğu ve imzası inkar edilmeyen yazılı sözleşmeye itibar edilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu durumda Mahkemece; sözleşmede artış şartı bulunmadığı da gözetilerek, aylık 400,00-TL kira bedeli üzerinden hesaplama yapılıp, dosya içerisinde mevcut ödeme belgeleri de değerlendirilmek suretiyle, gerekirse yeniden bilirkişi raporu alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, aylık kira bedelinin 725,00-TL olarak kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alının temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.