Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/1889
Karar No: 2014/9408
Karar Tarihi: 28.04.2014

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2014/1889 Esas 2014/9408 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2014/1889 E.  ,  2014/9408 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Konya 4. İş Mahkemesi
    Tarihi : 24/12/2013
    Numarası : 2012/406-2013/432

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
    2- Davacı, iş akdini 2012 yılı Nisan ve Mayıs ayı ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle haklı nedenle feshettiğini öne sürerek kıdem tazminatı ile fazla çalışma, genel tatil, yıllık izin ve ücret alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
    Davalı, davacının iş akdinin devamsızlık nedeniyle haklı nedenle sona erdirildiğini, hiç bir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, dinlenen tanık beyanlarına göre ve davacının hizmet süresi ve yaptığı işin ustası olduğu ve dosya kapsamı nazara alınarak son aylık brüt ücretin 1.676,40 TL olarak yapılan hesaplamanın esas alındığı, davacının ücret alacağının ödenmemesi nedeniyle hizmet sözleşmesini haklı olarak feshettiği ve bu ücret üzerinden yapılan hesaplamaya göre oluşan 10.239,44 TL brüt kıdem tazminatı, 965,72 TL net ücret alacağı, 335,28 TL brüt yıllık izin ücreti, 6.179,98 TL brüt fazla çalışma ücreti, 399,18 TL brüt genel tatil ücreti alacağı olduğu gerekçesiyle davanın, kabulüne karar verilmiştir.
    Taraflar arasında davacının aldığı ücretin miktarı ve davacının ücret alacağı olup olmadığı hususları uyuşmazlık konusudur.
    Davacı aylık net 1.200,00 TL aldığını iddia etmiştir. Davalı, davacının ücret bordrolarında yazılı miktar ile bir başka deyişle aylık brüt 900,00 TL ile çalıştığını savunmuştur. Davacı tanığı M.. Ş.., bordro da görülen ücret ile ellerine geçen ücretin farklı olduğunu,kendisinin asgari ücretin üzerinde 300,00-TL fazlalık aldığını,davacıya ne verildiğini bilmediğini; davacı tanığı B.. C.., davacının en son 1.300- 1.400 TL civarında maaş aldığını beyan etmiş, davalı tanıkları ise davacının aldığı ücret miktarına ilişkin beyanda bulunmamışlardır. Bilirkişi; davacının bordrolarda belirtilen ücreti aldığının ve aylık net 1.200,00-TL ücret aldığının kabul edilmesi ihtimaline göre alternatifli hesaplama yapmış, mahkemece davacının aylık net 1.200,00 TL ücret aldığı kabul edilerek yapılan hesaplamaya itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Ne var ki, ücret konusu ihtilaflı olmasına rağmen emsal ücret araştırması yapılmamıştır.
    İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunun 323 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
    4857 sayılı Yasanın 8 inci maddesinde, işçi ile işveren arasında yazılı iş sözleşmesi yapılmayan hallerde en geç iki ay içinde işçiye çalışma koşullarını, temel ücret ve varsa eklerini, ücret ödeme zamanını belirten bir belgenin verilmesi zorunlu tutulmuştur. Aynı yasanın 37 nci maddesinde, işçi ücretlerinin işyerinde ödenmesi ya da banka hesabına yatırılması hallerinde, ücret hesap pusulası türünde bir belgenin işçiye verilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Usulünce düzenlenmiş olan bu tür belgeler, işçinin ücreti noktasında işverenden sadır olan yazılı delil niteliğindedir. Kişi kendi muvazaasına dayanamayacağından, belgenin muvazaalı biçimde işçinin isteği üzerine verildiği iddiası işverence ileri sürülemez. Ancak böyle bir husus ileri sürülsün ya da sürülmesin, muvazaa olgusu mahkemece resen araştırılmalıdır.
    Çalışma belgesinde yer alan bilgilerin gerçek dışı olmasının da yaptırıma bağlanmış olması, belgenin ispat gücünü arttıran bir durumdur. Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. Ancak bu noktada, 4857 sayılı Kanunun 8 inci ve 37 nci maddelerinin, bu konuda işveren açısından bazı yükümlülükler getirdiği de göz ardı edilmemelidir. Bahsi geçen kurallar, iş sözleşmesinin taraflarının ispat yükümlülüğüne yardımcı olduğu gibi, çalışma yaşamındaki kayıt dışılığı önlenmesi amacına da hizmet etmektedir. Bu yönde belgenin verilmiş olması ispat açısından işveren lehine olmakla birlikte, belgenin düzenlenerek işçiye verilmemiş oluşu, işçinin ücret, sigorta pirimi, çalışma koşulları ve benzeri konularda yasal güvencelerini zedeleyebilecek durumdadır. Çalışma belgesi ile ücret hesap pusulasının düzenlenerek işçiye verilmesi, iş yargısını ağırlıklı olarak meşgul eden, işe giriş tarihi, ücret, ücretin ekleri ve çalışma koşullarının belirlenmesi bakımından da önemli kolaylıklar sağlayacaktır. Bu bakımdan ücretin ispatı noktasında delillerin değerlendirilmesi sırasında, işverence bu konuda belge düzenlenmiş olup olmamasının da araştırılması gerekir.
    Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından özellikle ilgili meslek odasından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
    Mahkemece yukarıda belirtilen kıstaslar çerçevesinde emsal ücret araştırılıp sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilmeden davacının iddiasının doğru olduğunun kabul edilmesi hatalı olduğu gibi; kabule göre de, bilirkişi raporunda davacının aylık 1.200,00 TL net ücret aldığının kabul edilmesi halinde bakiye 965,72 TL net ücret alacağı bulunduğu belirtilmesine ve mahkemece de gerekçede davacının 965,72 TL ücret alacağı olduğu kabul edilmesine rağmen hüküm yerinde ücret alacağı ile ilgili olumlu olumsuz bir karar verilmemesi ayrıca fazla çalışma ücret alacağına bilirkişi tarafından yapılan hakkaniyet indirimi gözardı edilerek indirimli hesaplanan alacak miktarından mahkemece bir kez daha indirim yapılması dahi isabetsiz olup bozma nedenidir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine 28.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi