4. Hukuk Dairesi 2014/3638 E. , 2015/367 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kavak Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/12/2013
NUMARASI : 2008/602-2013/420
Davacılar A.. S.. vd vekili Avukat Mehtap tarafından, davalı R.. A.. aleyhine 29/12/2008 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 20/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız şikayet nedeniyle uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, Şehit Nurettin Polis Karakolunda emniyet amiri ve komiser olarak görev yaptıklarını, davalının haklarında resmi mercilere şikayet dilekçeleri verdiğini, hak arama sınırlarını aşarak, gerek görev gerekse özel hayatlarına dair asılsız iddialarda bulunduğunu, toplum nezdindeki saygınlıklarının zedelendiğini iddia ederek uğranılan zararın davalıdan tazmini isteminde bulunmuşlardır.
Davalı, bekçi olduğunu, çalıştığı süre içerisinde gözlemlediği ve tanık olduğu bazı konularla ilgili olarak yasalardan kaynaklanan hak ve görevinin bir sonucu olarak şikayette bulunduğunu beyanla, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı hakkında sözkonusu şikayet sebebi ile Kavak Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2008/58 Esas sayılı dosyası ile iftiradan dolayı kamu davası açıldığı, davalının bu suçtan beraat ettiği ve kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davaya konu olayda; davalı tarafından davacılar hakkında lojmanda sorun çıkardıkları, emniyet amiri olan davalının eşi nedeniyle diğer polis memurlarının lojmanda oturamadığı, davacılar tarafından sahte para nedeniyle yürütülen soruşturmada şüphelinin korunmaya çalışıldığı, yine sahte para nedeniyle yapılan takipte zanlıyı kendisinin yakaladığı halde isminin tutanaktan çıkarıldığı olayda yer almayan davacı adının yazıldığı ve onların ikramiye aldığı gibi iddialarla idari merciler nezdinde suç duyurusnda bulunmuştur. Yürütülen idari soruşturma sonucunda; davacılar hakkındaki iddiaların gerçeği yansıtmadığı, adli, idari ve mali yönden bir işlem yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Akabinde davacılar tarafından davalı hakkında kendilerine iftira ettiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulmuş, açılan kamu davasında, Kavak Asliye Ceza Mahkemesi 2008/58 esas, 2010/134 karar sayılı ilamı ile davalı hakkında sanığın iftira kastı ile hareket ettiğine dair mahkumiyetine yeterli kesin, inandırıcı, şüpheden uzak delil elde edilemediği gerekçesiyle beraat kararı verilmiştir.
Dosyada bulunan bilgi ve belegelerden; davalının şikayetinden önce, davacı tarafından, kolluk çalışmaları sırasında dava dışı bir vatandaşı yaralandığı gerekçesiyle işlem tesis edildiği, ve kasten yaralama suçunu işlediği gerekçesiyle kamu davası açıldığı anlaşılmakta olup taraflar arasında geçmişe dayalı husumet olduğu anlaşılmaktadır. Yine dosya içerisinde bulunan ve şikayete konu edilen sahte para operasyonu sonucu düzenlenen 13/06/2006 tarihli olay ve yakalama belgesinde de davalının iddiasının aksine adı ve imzası olduğu bu konuda da davalı beyanlarının gerçeği yansıtmadığı anlaşılmaktadır.
Şu halde; ceza dosyasında verilen beraat kararının BK/53. maddesi gereği hukuk hakimini bağlamayacağı da gözetilerek, uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.