Davacılar O.. Ö.. vd vekili Avukat Özcan tarafından, davalı N.. Ç.. aleyhine 24/02/2011 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın husumet yokluğundan reddine dair verilen 20/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, yargı kararlarının uygulanmamasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, davalının Zincirlikuyu Vergi Dairesi müdürü olarak görev yaptığı dönemde vergi mahkemesi tarafından verilen kararları süresinde uygulamadığını iddia ederek uğranılan manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuşlardır. Davalı, haksız ve mesnetsiz davanın reddini savunmuştur. Yerel mahkemece, "...dava, kamu görevlisi olan davalının yetkilerini kullanırken kusuru sonucu kişilere zarar vermelerinden kaynaklanan ve zarar görenlerin kamu görevlisi aleyhine açtığı tazminat davasıdır. Davalı, kamu görevinin icrası sırasında yürüttüğü görev kapsamında dava konusu olayla ilgili kesinleşmiş mahkeme kararlarını dikkate almadığı ve bu nedenle davacıların maddi ve manevi zarar gördüklerinden bahisle, davacıların kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek uğradıkları manevi zararların tazminini istemişlerdir, Anayasanın 129/5 maddesi uyarınca kamu görevlisi durumundaki davalıya husumet yöneltilemez..." şeklindeki gerekçe ile açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2577 sayılı İdari Yargılama usulü 28/1. maddesi hükmüne göre Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyecektir, aynı yasa maddesi 4. fıkrasına göre de mahkeme kararlarının otuz gün içinde kamu görevlilerince kasten yerine getirilmemesi halinde ilgili, idare aleyhine dava açabileceği gibi, kararı yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine de tazminat davası açabilecektir. Davaya konu olayda; davacılar taleplerini davalının vergi mahkemesi kararlarını yerine getirmemesi nedeniyle uğranılan manevi zararın tazmini olarak belirlemiş olup, mahkemenin Anayasa 129/5. maddesi gereğince davanın husumet yokluğundan reddine karar vermesi usul ve yasaya uygun olmamış ve işin esası incelenmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.