
Esas No: 2016/32027
Karar No: 2019/24195
Karar Tarihi: 24.12.2019
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/32027 Esas 2019/24195 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, kararın davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyizi sonrasında, 25.07.2016 tarihli ek karar ile davacının temyiz isteminin temyiz süresinin geçirilmiş olması sebebiyle reddine karar verilmiştir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun geçici 1. maddesi uyarınca, yürürlüğü devam eden, mülga 5308 sayılı Kanun"la değişikliğe uğramadan önceki 8. maddesi hükmü uyarınca, iş mahkemesinden verilen kararlar, yüze karşı verilmişse tefhimi, yoklukta verilmiş ise tebliği tarihinden itibaren sekiz gün içinde temyiz olunabilir.
Somut olayda; davacı vekiline gerekçeli kararın 27.06.2016 tarihinde tebliğ edildiği kanuni sekiz günlük süre geçtikten sonra 19.07.2016 tarihinde uyap üzerinden temyiz dilekçesi gönderilip 22.07.2016 tarihinde temyiz harcının yatırıldığı, yasal temyiz süresinin geçirildiği ancak davacı vekilinin ek karara karşı süresi içerisinde yaptığı temyizin davalı vekilinin temyiz dilekçesinin kendisine 14.07.2016 tarihinde tebliğ edilmesi nedeniyle katılma yoluyla temyiz dilekçesi olarak kabulünü talep ettiğinden davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz talebi süresinde olduğundan davacının temyiz isteminin reddine dair karar tesisi hatalı olup, mahkemece verilen 25.07.2016 tarihli ek kararın bozularak ortadan kaldırılmasına karar verildi.
Hüküm süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, 6552 sayılı Yasa"nın getirdiği yükümlülükler sebebi ile 30.09.2014 tarihinden sonra o güne kadar sürekli devam etmiş olan personel servis hizmetlerinin kaldırılması sebebiyle işçilerin köylerinden maden ocağına gidecek başka vasıta olmaması nedeniyle işe gidemediklerini, işverence verilen öğle yemeği ve 1 ton kömür yardımının da kaldırıldığını, davacının iş sözleşmesinin işverence 04.12.2014 tarihinde devamsızlık nedeniyle feshedildiğini, davacının, işverenin kusuru sebebiyle servis uygulamasını kaldırdığından ve başka araç bulunmadığından işyerine gidemediğini, davalının 14.10.2014 tarihli ihtarında durumu ikrar ettiğini, işverence durumun gözden geçirilmesi için işyerini geçici surette kapattığını, tek taraflı olarak işçilerin işyeri uygulamasına dayalı haklarını eksiltemeyeceğini, işverenin kendi haksız uygulamasına dayalı feshinin haksız olduğunu belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram genel tatili alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, müvekkili şirkete ait maden ocağının 6552 sayılı Yasa"nın getirdiği yükümlülükler sebebi ile kısa bir süre üretime ara verdiğini, çalışma süresinin kısaltılması nedeniyle vardiya saatlerinin yeniden düzenlenip işçilere mesaj olarak gönderildiğini, işçilerden bir kısmının vardiya saatinde işyerinde hazır bulunduğunu, davacı ile birlikte birkaç işçinin işe devamsızlık yaparak işe gelmedikleri gibi iş sözleşmesini feshettiklerine dair bildirimde de bulunmadıklarını 14.10.2014 tarihinde gönderilen ihtarname ile üç gün içerisinde devamsızlıklarına esas mazeretin bildirilmesi veya işe başlamalarının ihtaren talep edildiği halde ihtarnameye cevap verilmediğini ve işe başlamadığını, 11-24.10.2014 tarihleri arasında devamsızlık tutanakları tutularak iş akdinin işverence haklı nedenle feshedildiğini, işverence hiçbir şekilde servis hizmeti sağlanmadığını, ancak işçi ücretlerinin asgari ücret seviyesinde olması nedeniyle yakıt desteği ve maddi yardımda bulunulduğunu, işyerinde yemek verilmeye devam edildiğini, davacının işvereni haksız olarak kusurlu göstermeye çalıştığını, işverence yapılan feshin haklı nedene dayandığını, fazla çalışmasının bulunmadığınnı, hafta tatili ve yıllık izinlerini kullandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davacının kıdem tazminatı talebi dışındaki taleplerinin reddine karar verilmiştir. Yıllık izin ücreti alacağı hakkında ise hüküm kurulmamıştır.
Temyiz:
Karar davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının iş sözleşmesinin kim tarafından feshedildiği, davacının ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir nedeni olmaksızın ve usulüne uygun bildirim süresi tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 24 ve 25. maddelerinde yazılı olan nedenlere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve 4857 sayılı Kanun"un 17. maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar süresi tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir. Yine haklı fesih nedenine rağmen işçi ya da işverenin 26. maddede öngörülen hak düşürücü süre içinde fesih yoluna gitmemeleri halinde sonraki fesihlerde karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar.
İhbar tazminatı iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olduğu için, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmaz. Yine, işçinin mülga 1475 sayılı Kanun"un 14. maddesi hükümleri uyarınca emeklilik, muvazzaf askerlik, evlilik gibi sebeplerle iş sözleşmesini feshetmesi durumunda ihbar tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır. Anılan fesihlerde işveren de ihbar tazminatı talep edemez.
Her ne kadar Mahkemece davacının iş sözleşmesini çalışma koşullarında yapılan aleyhe değişikliği kabul etmemesi nedeniyle haklı nedenle feshettiği gerekçesiyle ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmişse de davacı tarafından dava dilekçesinde iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiği iddia edilmiş, davalı işveren ise davacının iş sözleşmesinin vardiya düzeni belirlenip işçilere tebliğ edildikten sonra mazeretsiz işe devamsızlığı nedeniyle haklı nedenle feshettiğini savunmuştur. Taraf iradeleri işveren feshi yönündedir.
Dosya içeriğine göre 6552 sayılı yasa ile yeraltında çalışan işçilere bir takım haklar getirildiği (ücretin asgari ücretin iki katından az olamayacağı, haftalık çalışma süresinin 36 saat ve günde 6 saatten fazla olamayacağı, emeklilik yaşı v.b) bu hakların işverenlere ek maliyet ve külfet getirdiği açık olduğundan işverence durum değerlendirilmesi yapmak için iki haftalık sürede üretime ara verildiği, bu sürenin dosyadaki taraf tanık anlatımlarına göre yaklaşık bir ayı bulduğu, işverenin işçilere mesaj göndererek 10.10.2014 tarihinde vardiyalarında işbaşı yapmalarını istediği açık olup taraflar arasında bu konuda uyuşmazlık bulunmadığı, işverenin kısa bir süre durum değerlendirmesi yapmak için ara verildiğini belirttiği halde bu sürenin yaklaşık bir ayı bulması nedeniyle işçilerin rızası dışında ücretsiz izne çıkartıldığı sabit olup bu durum aynı zamanda işveren feshi olduğundan davacının ihbar tazminatı talebinin kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz olmuştur.
3-Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta davacı yıllık izin talebinde bulunmuştur. Bu talep hakkında da olumlu veya olumsuz bir hüküm tesis edilmemesi de isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Bu nedenlerle mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 24.12.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.