Abaküs Yazılım
20. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/1140
Karar No: 2017/3670

Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2017/1140 Esas 2017/3670 Karar Sayılı İlamı

20. Ceza Dairesi         2017/1140 E.  ,  2017/3670 K.

    "İçtihat Metni"


    Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında, İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 26/12/2016 tarihli 2016/808 esas ve 2016/846 sayılı kararı ile verilen düşme kararının kanun yararına bozulması talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 25/04/2017 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    İncelenen dosyadan;
    Sanık hakkında, 03/10/2014 tarihli eylemi nedeniyle “Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan yapılan soruşturma sonucunda İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 09/12/2014 tarihli ve 2014/95176 soruşturma, 2014/2977 karar sayılı “kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” karar verildiği, kararın infazı için İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne gönderildiği, İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün 17/12/2014 tarihli çağrı yazısının 31/12/2014 tarihinde sanığın eşi imzasına tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurması üzerine 06/01/2015 tarihinde hastaneye sevk edildiği, tedavi programının gereklerini yerine getirmediğinden tedavi programının sonlandırıldığı, yükümlülük ihlali nedeniyle uyarıldığı, tedavi programına uyumlu olduğunun belirlendiği, denetimli serbestlik tedbirinin infazı 06/01/2016 tarihinde sona erdiğinden İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nce kaydın infazen kapatıldığı,
    27/08/2016 günü güvenlik güçlerince sanığın üzerinde uyuşturucu madde ele geçirildiği, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 07/11/2016 tarih 2016/96977 soruşturma sayılı iddianamesi ile 03/10/2014 ve 27/08/2016 tarihli eylemleri nedeniyle, erteleme süresi içerisinde 27/08/2016 tarihinde tekrar “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçunu işlediğinden bahisle hakkında kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, 03/10/2014 tarihli eylem nedeniyle dava açma şartının oluşmadığı gerekçesiyle “davanın düşürülmesine, denetim süresi içerisinde işlenen 27/08/2016 tarihli eylemin ayrıca ve müstakil suç oluşturması sebebiyle Cumhuriyet savcılığına suç ihbarında bulunulmasına” karar verildiği, kararın istinaf yoluna gidilmeksizin 11/01/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
    Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında;
    “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının 5 yıl süreyle ertelenmesine, 1 yıl süre ile gerek görülmesi halinde tedaviye tabi tutulmak suretiyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 09/12/2014 tarihli ve 2014/91576 soruşturma, 2014/2977 sayılı kararını müteakip, sanığın 1 yıllık denetim süresi dolduktan sonra ancak 5 yıllık erteleme süresi içinde tekrar uyuşturucu madde ile yakalandığından bahisle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 07/11/2016 tarihli ve 2016/96977 soruşturma, 2016/34588 esas, 2016/28802 sayılı iddianame ile kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, sanığın denetim süresinde yeni suçu işlemediği ve dava açma şartı oluşmadığı anlaşıldığından, davanın düşürülmesine denetim süresi içerisinde işlenen 27/08/2016 tarihli eylemin ayrıca ve müstakil suç oluşturması sebebiyle Cumhuriyet savcılığına suç ihbarında bulunulmasına ilişkin İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/12/2016 tarihli ve 2016/808 esas, 2016/846 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre,
    1-Kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 09/12/2014 tarihli kararını müteakip, şüphelinin erteleme süresi içinde 27/08/2016 tarihinde tekrar uyuşturucu madde ile yakalanması karşısında, Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/4-b maddesi gereğince erteleme süresi zarfında tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulunduran sanık hakkında, mahkemesince yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde düşme kararı verilmesinde,
    2-5237 sayılı Kanun’un 191/5. maddesinde yer alan “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” biçimindeki düzenleme nazara alındığında, somut olayda sanık hakkında Mardin Sulh Ceza Mahkemesinin 18/04/2013 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik kararının 04/06/2013 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 31/10/2013 tarihinde uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçunu işlediği ve bunun denetimli serbestlik kararının ihlali niteliğinde olup, eylem ayrıca bir suç oluşturmadığının gözetilmemesinde, isabet görülmemiştir.” denilerek, İzmir 17.Asliye Ceza Mahkemesi"nin 26/12/2016 tarihli kararının bozulması istenmiştir.
    Yapılan incelemede;
    1-İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 09/12/2014 tarihli “Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesine” ilişkin kararını takiben, şüphelinin erteleme süresi içerisinde 27/08/2016 tarihinde tekrar “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçunu işlediği anlaşıldığından, Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/4-b maddesi gereğince, erteleme süresi zarfında tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulunduran sanık hakkında, mahkemesince yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde düşme kararı verilmesinde,
    2-5237 sayılı Kanun’un 191/5. maddesinde yer alan “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” biçimindeki düzenleme nazara alındığında, somut olayda erteleme süresi içerisinde 27/08/2016 tarihinde “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçunu işlediği ve bunun denetimli serbestlik kararının ihlali niteliğinde olup eylemin ayrıca bir suç oluşturmadığının gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görüldüğünden; İzmir 17.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 26/12/2016 tarihli ve 2016/808 esas, 2016/846 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
    07/06/2017 tarihinde ve Üye ..."in karşı oyuyla, oyçokluğuyla karar verildi.

    DEĞİŞİK GEREKÇE, KARŞI OY


    Türk Ceza Kanunu"nun 191. maddesinin 2. Fıkrasında ""Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır.""
    3.Fıkrasında ""Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir.""
    4. Fıkrasında
    ""Kişinin, erteleme süresi zarfında;
    a)Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
    b)Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
    c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması,
    hâlinde, hakkında kamu davası açılır.""
    5.Fıkrasında ""Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.""
    6.Fıkrasında ""Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez.""
    7.Fıkrasında ""Şüpheli erteleme süresi zarfında dördüncü fıkrada belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir."
    Şeklindedir. Bu duruma göre ;
    Dosya içeriğinden özetle : Şüpheli hakkında 03.10.2014 tarihinde işlediği uyuşturucu madde kullanma suç nedeniyle, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığın"ca 09.12.2014 tarihinde Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesine, tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, sanığın tedavi programına uyumlu olduğu, denetimli serbestlik tedbirine uyduğu ve tedbirin infazının da sona erdiğinden, İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"ce 06.01.2016 tarihinde kaydın İnfazen kapatıldığı bildirilmesinden sonra, sanığın üzerinde 27.08.2016 tarihinde güvenlik güçlerince uyuşturucu madde ele geçirilmesi üzerine, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 07.11.2016 tarihli iddianamesi ile 03.10.2014 ve 27.08.2016 tarihli eylemler nedeniyle, 09.12.2014 tarihinde verilen beş yıl süre ile Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi süresi içinde, 27.08.2016 tarihinde yeniden suç işlediğinden bahisle kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda 03.10.2014 tarihinde işlenen uyuşturucu madde kullanma suçu nedeniyle dava açma şartı oluşmadığından ""davanın düşürülmesine"" , erteleme süresi içinde işlenen 27.08.2016 tarihli suç nedeniyle ise sanığın denetim süresinde yeni bir suç işlediğinden bahisle İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 26.12.2016 kararı ile ""suç ihbarında bulunulduğu"" anlaşılmıştır.
    Dairemiz çoğunluğunca ""İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı"nın ""Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesine"" ilişkin kararını takiben, şüphelinin erteleme süresi içinde 27.08.2016 tarihinde tekrar kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediği anlaşıldığından, Türk Ceza Kanunu"nun 6545 sayılı kanun ile değişik 191/4-b maddesi gereğince erteleme süresi zarfında tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulunduran sanık hakkında mahkemesince yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde düşme kararı verilmesinde,"" ve ""somut olayda erteleme süresi içerisinde 27/08/2016 tarihinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediği ve bunun denetimli serbestlik kararının ihlali niteliğinde olup eylemin ayrıca bir suç oluşturmadığı..."" na ilişkin kararı, TCK"nın 191. maddesinin lafzına uygun gözükse de aşağıda belirtlilen sorunlar tartışılıp, aşılmadan karar vermek doğru sonuca ulaştırmayacaktır.
    Çözümlenmesi gereken sorunlar
    1-Şüphelinin 03.10.2014 tarihinde işlediği uyuşturucu madde kullanma suçu nedeniyle, Cumhuriyet savcısı tarafından Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi kararı ile birlikte verilen, tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uyması, yani tedbirin gereklerini yerine getirmesinden sonra 7. fıkra gereğince sanık hakkında beş yıllık erteleme süresinin dolması beklenmeden kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin (KYOK) karar verilip, verilemeyeceği;
    2-Beş yıllık erteleme süresi dolmadan KYOK verilemez denilirse, tedbirin gereklerine uyan sanığın beş yıllık erteleme süresi dolmadan yeniden kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma ya da uyuşturucu madde kullanması halinde 5. fıkra gereğince kamu davası açılıncaya kadar, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma ya da uyuşturucu madde kullanma suçlarının, 5. fıkra gereğince beş yıllık erteleme süresi içinde işlenmiş olması sadece ihlal nedeni sayılacağından ayrı bir soruşturma ve kovuştuma yapılamayacak olmasının, sanık tarafından hakkında dava açılıncaya kadar geçen zamanda, nasıl olsa kullanma ya da kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma eylemlerim soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmayacak, ilk eylemim nedeniyle yargılanacağım, öyleyse kullanmaya devam ederim, şeklinde bir düşünceyle suçu işlemeye devam etmesine yol açmasının nasıl önüne geçilebileceği, bu durumda birden çok kez suçun işlenmesi halinde ilk eyleminmi ihlal nedeni sayılacağı, yoksa ilkinden sonra işlenen birden çok eylemin hepsinin soruşturma ve kovuşturma konusu yapılıp, yapılamayacağı, ya da ilk eylemden sonrakilerin TCK"nın 43. maddesinin uygulanmasına esas alınıp, alınamayacağı;
    3-Hukuk tekniği açısından tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerini yerine getirenler hakkında 191. maddenin 7. fıkrası uyarınca KYOK verilmesinin olması gereken olup, KYOK verilmesi için beş yıllık erteleme süresinin beklenmemesinin ne sakıncası olabileceği; yükümlülüklerini yerine getirenler hakkında KYOK verilmemesinin, tedbir uygulananların, tedbirin gereklerine uymamakta güçlük çıkarmalarına sebebiyet verip vermeyeceği; KYOK verilirse, verilmesinden sonra işlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma ya da uyuşturucu madde kullanma suçlarının 5. fıkra kapsamında soruşturulan ve kovuşturulan bir suç olup olmayacağı; yeni suç oluşturacağı kabul edilirse soruşturma ve kovuşturması mümkün olduğundan, sanıklar hakkında bir kez daha Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi kararı verilmeden dava açılmasının daha caydırıcı etki yaratıp yaratmayacağı; hususlarının kanunun lafzı ve ruhu ile hukuk tekniği açısından daha uygun olup olmadığı, tartışılıp yorumlanmadan,
    Kanun yararına bozma konusu hakkında bir karar verilemez.
    Açıkladığım tüm bu nedenlerle ve özetle;
    1-Cumhuriyet savcısı tarafından verilen Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi kararı üzerine, tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ya da sadece denetimli serbestlik tedbiri uygulamasına ilişkin karara uyarak tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerini yerine getiren şüpheli hakkında TCK"nın 191. maddesinin 7. fıkrası uyarınca beş yıllık erteleme süresinin dolması beklenmeden ""Kovuşturmaya Yer Olmadığına"" (KYOK) karar verilmesi gerekir.
    Örnek vermek gerekirse tüm yükümlülüklerini iki yıl içinde tamamlayan şüpheliye sen üç yıl daha bekleyeceksin, denetim süren dolmadı denilirse ve şüpheli de üç yıl içinde birden çok kez kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma ya da uyuşturucu madde kullanma suçlarını işlediğinde 191. maddenin 5. fıkrası uyarınca ""Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz."" hükmü nedeniyle soruşturma dahi

    yapılamayacağından, bu eylemlerin her zaman tespiti mümkün olamayacağı gibi, tespit edilse bile farklı zamanlarda ve yerlerde işlenmiş olması halinde kamu davası açılmasının zaman alacağı ve kamu davası açılıncaya kadar geçen süreçte şüphelinin uyuşturucu madde kullanmaya veya bu amaçla bulundurmaya devam etmesine sebep olunacağı aşikardır. Kısaca bu süreçte suçun işlenmesine seyirci kalınacaktır. Bu durum Anayasamızın 58. maddesinin 2. fıkrasına aykırıdır. Gençler ve Toplum sağlığı için tehlikelidir.
    2- Tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerini yerine getiren ve hakkında ""Kovuşturmaya Yer Olmadığına"" ilişkin karar verilmesini çeşitli saiklerle (uyuşturucu madde kullanma alışkanlığından kurtulduğunu ispatlama/ işe girme/evlenme/gibi düşüncelerle) biran önce bekleyen, ancak erteleme süresi dolmadığı için kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmeyeceğinin öğrenilmesi, öğrenen kişilerde bir hayal kırıklığı yaratma, kanuna ve yargı erkine güvensizlik, sorunlarına yol açma, uyuşturucu kullanan bireylerin sağlıklı olmayan düşünce yapılarının oanarılmasını engelleme gibi durumların ortaya çıkmasını sağlayacağı açıktır. Oluşabilecek bu durumlar 5237 Sayılı TCK"nın 191. maddesinin gerekçesi ile denetimli serbestlik kurumunun ilkelerine de aykırıdır.
    3- TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrasında yer alan beş yıllık erteleme süresinin konuluş amacı kendisine yüklenen yükümlülüklerin yerine getirilmesi için yapılacak işlemler (yükümlüye denetimli serbestlik müdürlüğüne gelmesi için çağrı davetiyesi ve benzeri davetiye tebliği, tebligatın usulüne uygun yapılamaması nedeniyle karşılaşılan güçlüklerin aşılması, öngörüşmeler, tedavi tedbirinin yerine getirilmesinin sağlanacağı sağlık kurumlarının belirlenmesi, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulamasının başlatılması, bunlara uyulup uyulmadığının denetlenmesi ve belgelenmesi, uyulması istenen programlara uyulup uyulmadığının tespiti, denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması için belitilen ya da seçilen yerlerde değişiklik yapılması, yükümlülük ihlalerinde uyarı davetiyesi tebliği, denetimli serbestlik müdürlüklerince yapılan uygulamalara ilişkin yükümlülerin itirazlarının değerlendirilmesine ilişkin idari ya da adli kararların verilmesi, 191. maddenin 4. fıkrasının (a) bendinde yer alan yükümlülük ihlallerinde ""ısrar"" koşulunun varlığın değerlendirilmesi gibi) sırasında yaşanacak sorunlar ve tedbirin gereklerini yerine getirmede güçlük çıkaranlar için kamu davasının açılmasının sağlanması için azami bir süre olarak belirlenmiştir. 7. fıkra daki kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verilmesini 2. fıkradaki düzenlemeyi de gözeterek değerlendirmesine ilişkin yorum madde düzenlemesinin ruhuna daha uygun olacaktır.
    4-TCK"nın 191. maddesinin 5. Fıkrasında ""Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz."" Hükmünde ihlale ilişkin olarak çoğul ifade kullanılmamıştır. Bu nedenle ihlal oluşturan ilk eylem için soruşturma ve kovuşturma yapılamaz. Suç oluşturan ikinci, üçüncü, ve devam eden eylemler soruşturulabilir ve kovuşturulabilir suçlar olacaktır. Dolayısıyla ilk ihlal teşkil eden kullanma ve kullanma amaçlı bulundurma eyleminden sonra işlenen eylemlerden herhangi biri için kamu davası dava açılıncaya kadar gerçekleşen diğer eylemler nedeniyle TCK"nın 43. maddesindeki zincirleme suç hükümleri uygulanabileceği gibi, bir kamu davasının açılmasından sonra gerçekleşen eylemler nedeniyle ayrı suçlar işlenmiş olacaktır. Bu durum ise şüpheli de kendisine yüklenen yükümlülüklerin yerine getirilmesi için daha caydırıcı etki yaratacaktır.
    5- Hukuk tekniği açısından bakıldığında ise şüphelinin ilk gerçekleştirdiği eylem nedeniyle kendisine yüklenen yükümlülüklerini yerine getirmesinin doğal karşılığı ""Kovuşturmaya Yer Olmadığına"" ilişkin karardır. Beş yılllık erteleme süresini beklemek tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerinin uygulanmasını anlamsız hale getirecektir. Zira şüpheli yüklenen yükümlülükleri yerine getirmiş, karşılığını da almıştır. Buradan sonra gerçekleştirdiği eylem yeni bir suçtur ve aynı şüpheli hakkında daha önce kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmiş olması ve bu imkanında kanun gereği kendisine bir kez tanınmış olması nedeniyle bundan sonrası için her gerçekleşen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma veya kullanma eylemleri, kamu davasının konusu olacak, TCK"nın 191. maddesinin uygulaması hukuk tekniğine, kanun maddesinin ruhuna daha uygun, adil ve gerçekçi olacaktır. Aynı zamanda dava konusu olarak bir anlamda canlandırılan eylem yükümlülükleri yerine getirilen ve denetimli serbestlik dosyası infazen kapatılan eylem değil, tekrar kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma veya kullanma eylemine yönelik olacaktır.
    Açıkladığım bu nedenlerle Şüpheli hakkında 03.10.2014 tarihinde işlediği uyuşturucu madde kullanma suç nedeniyle, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığın"ca 09.12.2014 tarihinde Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesine, denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin karar üzerine denetimli serbestlik tedbirine uyduğu ve tedbirin infazı da sona erdiğindiğinden, İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"ce 06.01.2016 tarihinde kaydın İnfazen kapatıldığı bildirilmesi nedeniyle şüpheli hakkında 03.10.2014 tarihli eylemi nedeniyle değil, 27.08.2016 tarihinde uyuşturucu madde bulundurma eylemi nedeniyle hüküm kurulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan değişik gerekçe ve karşı oyla sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi