20. Hukuk Dairesi 2018/2632 E. , 2018/6629 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 18/09/2006 havale tarihli dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin ... ilçesi, ... ... köyü, ... mahallesinde bulunan 25 dönüm yüzölçümlü tapusuz taşınmazı, yaklaşık 60 yıldır babası ile beraber, babası öldükten sonra da tek başına nizasız fasılasız ve malik sıfatıyla elinde bulundurduğunu, imar ve ihyada bulunduğunu, lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluştuğunu ileri sürerek taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece taşınmazın ... sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu ... Köyünde arazi kadastro çalışmaları 1972 yılında yapılmış, dava konusu taşınmaz tescil harici bırakılmıştır.
Mahkemece taşınmazın ... sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki, ... bilirkişi tarafından düzenlenen 23/10/2012 ve 15/01/2013 havale tarihli raporlarda eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritaları üzerinde inceleme yapılmamış, 27/02/2013 havale tarihli raporda ise tarihleri belirtilmeyen raporlarda inceleme yapıldığı belirtilmesine rağmen taşınmazın niteliği ve üzerindeki bitki örtüsü tarif edilmediği gibi, rapora ekli memleket haritası fotokopi olup dava konusu taşınmazların çapı daire içine alınan siyah boyalı yer olarak gösterilmiş, yine fotokopi hava fotoğrafı üzerinde aynı şekilde gösterilmiş olması nedeniyle taşınmazlar denetlenememektedir ve bunlarla birlikte dava konusu taşınmazların öncesi ve hukuk durumu hususunda tereddüt oluşmuştur.
Bu nedenlerle, öncelikle hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun uyarınca Büyükşehir belediyesi kurulan yerlerde ve büyükşehir belediyesi sınırları içinde bulunan yerlerde köy tüzel kişilikleri kaldırıldığından yasal zorunluluk nedeniyle dava konusu taşınmazın bulunduğu köyün bağlı olduğu (...) İlçe Belediyesi ile ... Büyükşehir Belediyesi davaya dahil edilip husumet yaygınlaştırılarak taraf teşkili sağlanmalı, taraflardan tüm delil ve belgeleri istenmeli, daha sonra dava konusu taşınmazların çevresini gösterir kadastro pafta örneği ile komşu parsel tutanak ve dayanakları, en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları ile 2018/2632 - 2018/6629 varsa amenajman planı bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler önceki keşifte görev almamış ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile bir ... yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli yer ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, 15/10/2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen dava konusu taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi ... olan bir yerin üzerindeki ... bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt ... toprağının ... sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman ... bilirkişisi eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritalarının ve hava fotoğraflarının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritaları ve hava fotoğrafları ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar ve hava fotoğrafları üzerinde gösterecekleri özellikle hava fotoğrafları stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazların niteliğinin, üzerindeki bitki örtüsünün, varsa ağaçların cinsi, yaşı, adedi, kapalılık oranı, taşınmazların konumunu, tasarruf sınırları bulunup bulunmadığı ve kullanım durumunu da açıklar şekilde yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların ... sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde; aynı keşifte tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; somut olayın özelliği gözönünde bulundurularak, taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyedliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek “11/09/2012 tarihli keşifte dinlenilen” mahalli bilirkişiler ve davacı tanıklarından sorulmalı, mezkur keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ve davacı tanıkları taşınmazın davacının babası tarafından kullanıldığını, babası öldükten sonra da davacı tarafından kullanıldığını beyan ettiklerinden taksim olgusu üzerinde durulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 3/7/2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 2. fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyedliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak, gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tesbit ve Kontrol İşleri Hakkında Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda 2018/2632 - 2018/6629 ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden kanunun amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Değinilen yönler gözetilmeksizin kurulan hüküm usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 22/10/2018 günü oy birliğiyle karar verildi.