20. Hukuk Dairesi 2018/2302 E. , 2018/6626 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 08/01/2007 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... ilçesi, ... köyünde bulunan taşınmazda kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği şartlarının davacı lehine oluştuğunu ileri sürerek taşınmazın davacı adına tescilini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile dava konusu, 19/04/2012 tarihli Fen bilirkişi raporu ve ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 42.282,88 m2 yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava TMK"nın 713. maddesi kapsamında tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede arazi kadastrosu 1971 yılında yapılmıştır. Dava tarihinden önce yapılmış ... kadastrosu bulunmamaktadır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki, en eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritaları incelenmediğinden taşınmazın öncesi ve hukuki durumu belirlenmemiş; keza ... bilirkişi raporunda taşınmazın tarihi belirtilmeyen memleket haritasında ... bütünlüğü içinde olmadığı, ziraat bilirkişinin 07.05.2012 tarihli raporunda taşınmaz sınırlarının sabit olduğu, uzun yıllardır üzerinde ekonomik olarak zirai faaliyet yapıldığı belirtilmiş olmakla birlikte, iade üzerine düzenlenen müşterek bilirkişi raporunda dava konusu alanın sadece güney sınırında sürülmemiş kayalık alanda yaşlı meşe ağaçları olduğu, bu meşelik yer küçük bir alan olduğu tarıma elverişli olmadığının anlaşıldığının belirtilmesi karşısında gerçek kişi adına tesciline karar verilen taşınmazın tamamının zilyetlikle kazanmaya elverişli olup olmadığı hususunda tereddüt oluşmuş; bilirkişiler tarafından keşif sonucu düzenlenen raporlarının yeterliliği hususunda da şüphe oluşmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Medeni Kanunun 713. maddesinden kaynaklanan taşınmaz tescili istemine ilişkindir. Taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu yöntemince kanıtlanmalıdır.
Bu nedenle, mahkemece yöreye ait ve nizalı taşınmazı gösteren en eski tarihli hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan üretilen memleket haritaları ve amenajman planları bulundukları yerlerden getirtildikten sonra daha önceki keşiflerde görev yapmamış ve halen bakanlık ve bağlı kuruluşlarında görev yapmayan bir ... yüksek mühendisi veya ... mühendisi bilirkişi ile bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisi bilirkişi ile yerinde yapılacak keşifte, getirtilen hava fotoğrafları ve memleket haritaları (memleket haritası hava fotoğrafından üretilmiş olmalı), amenajman planları, inceleme ve uygulamada kullanıldığı belirtilen 1985 tarihli hava fotoğrafları, memleket haritası ve kadastro paftası zemine uygulanarak taşınmaz zeminde ve bu belgelerde belirlendikten sonra, 2018/2302 - 2018/6626 hava fotoğrafları, memleket haritaları, amenajman planları ölçekleri kadastro paftası ölçeğine, kadastro paftası ölçeği de bu taşınmazların ölçeğine çevrilip, denkleştirilip birbiriyle çakıştırıldıktan sonra(bilgisayar programlarında istifade edilebilir), taşınmazın ve yakın çevresinin bu belgelerde ne olarak gözüktüğü, hangi işaretle gösterildiği, memleket haritasının hava fotoğrafıyla uyumlu olup olmadığı tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenmeli, hava fotoğrafları stereoskop aletiyle veya varsa güçlü tarayıcı programlarıyla mümkünse ayrı ayrı çok boyutlu incelenmeli, bu belgelerde, taşınmazın niteliği, üzerindeki bitki örtüsü, üzerinde varsa ağaçların cinsi, adedi, kapalılık durumu tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, öncesinin ... olup olmadığı, ormandan kazanılmış olup olmadığı tespit edilmelidir; taşınmazın öncesinin ... sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde zilyetlik şartları araştırılmalıdır. Bu başta tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, önceki keşifte mahalli bilirkişi ve tanıklar dünlendiğinden yeniden dinlenmelerine gerek bulunmamaktadır, taşınmazın ne kadarlık kısmının zilyetlikle kazanmaya elverişli olduğu belirlenerek toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 22/10/2018 günü oy birliğiyle karar verildi.