12. Ceza Dairesi 2019/2194 E. , 2020/5257 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Dava Tarihi : 01/12/2015
Hüküm : Davacının maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 400.000 TL manevi tazminatın
davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Temyiz edenler : Davalı vekili ve davacı vekili
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Davanın niteliğine göre, davacı vekilinin duruşmalı inceleme isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 318. maddesi gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Tazminat talebinin dayanağı olan...4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/188 Esas – 2015/143 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren iskat veya vazife görmekten menetmek suçundan 22/09/2011 – 19/06/2014 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 08/06/2015 tarihinde kesinleştiği, davanın tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK"nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı ve dava için kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin, davacının tutuklanmasına kendisinin sebebiyet verdiğine, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ve yerinde görülmeyen sair nedenlere, davacı vekilinin, maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğuna, hükmolunan manevi tazminat miktarının az olduğuna ve yerinde görülmeyen sair nedenlere ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Yargıtayın görevi ülke genelinde uygulama birliğinin sağlanması ve benzer olaylarda aynı çözüm tarzının oluşturulmasıdır. Bu görev yerine getirilirken hukukun genel ilkeleri, ülkedeki pozitif hukuk normları ve uluslararası temel insan haklarına ilişkin kural ve kabullere uygun bir yorum ve uygulama benimsenmelidir.
Bu ilke yalnızca denetim mahkemeleri için değil, hüküm mahkemeleri için de geçerlidir. Hukuk devletinin en belirgin özelliği hiçbir kurum ve makam ayrımı gözetilmeden herkesin hukuk kurallarına uymasıdır.
Dairemizin yerleşik kararlarında da vurguladığı üzere, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da üzerinde olacak şekilde fazla manevi tazminata hükmolunması,
2- Davacı tarafça tutuklama tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin talep edildiği ve dosya içeriğine göre de davacının tutuklandığı tarihin 22/09/2011 olduğu dikkate alınarak, tayin olunan tazminat miktarına 22/09/2011 tarihinden itibaren faize hükmolunması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule ve uygulamaya göre de;
Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davalarında vekalet ücretinin nasıl belirleneceğinin düzenlendiği 694 sayılı KHK"nın 144. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 142. maddesine eklenen 9. fıkranın hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunmadığı ve davacı lehine hükmolunan tazminat miktarı dikkate alınarak, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davacı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 19/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.