Hukuk Genel Kurulu 2013/584 E. , 2014/52 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 17.Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2012/1028 E-2012/1247 K.
Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy 4.Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 08.06.2011 gün ve 2010/308 E.-2011/1044 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin 25.09.2012 gün ve 2011/6966 E.-2012/6386 K. sayılı ilamı ile;
(...Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç davanın niteliğine, tarafların sıfatına, yasal düzenlemelere ve dosya içerisinde toplanan delillere uygun düşmemiştir.
Borçlar Kanunu"nun 41.maddesinin birinci fıkrası hükmünde, zarar görenin haksız fiil nedeniyle uğradığı zararını haksız fiil sorumlularından isteyebileceği açıklanmıştır.
Somut olaya gelince, davacı, davalı tarafından yapılan kazı çalışmaları sırasında şebeke suyu borusuna hasar verildiğini öne sürmüştür. Mahkemece, davalının sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hasarın davalı şirket tarafından gerçekleştirilen kazı çalışmaları sırasında meydana geldiği dikkate alındığında, davalı şirketin haksız fiil faili sıfatıyla sorumlu olduğu kuşkusuzdur. Yasal düzenlemelere aykırı hüküm verilemez.
Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan olgular dikkate alınarak, davalı şirketin zarardan sorumlu olduğu gözetilip, davanın esası yönünden karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, inşaat kazı çalışması esnasında şebeke suyu borusuna davalı şirket tarafından hasar verildiğini ve hasarın tamiratının müvekkili idare tarafından yapılarak bedelinin davalı idare tarafından ödenmesine rağmen kırılan borunun 2 tarafına vana takılması işi, kör tıpa yapım işinin bizzat idareleri tarafından yapıldığını, bu iş için belirtilen bedellerin (deplase bedeli) ödenmediğini belirterek 2.600.25 YTL ile 1.179.96 USD’nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının planlı altyapıya rağmen kesin bir şekilde hafriyat alanında altyapısı olmadığını işe başlamadan önce hem müvekkili firmaya, hem de İ.. B.."ne belirtmiş olduğundan davacının kusurunun kasta varan ağır ihmal derecesinde olduğunu, bu durumun fiil ile zarar arasındaki uygun illiyet bağını kestiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın konusunun İSKİ’ye ait deplase bedeline ilişkin olduğunu, İSKİ’nin her ne kadar çalışma alanında kendisine ait herhangi bir tesisin bulunmadığını bildirmiş ise de, çalışmalar sırasında tespit edilen şebeke borusunun faaliyetleri engellemeyecek şekilde çalışma alanının dışına çıkartılması gerektiğinden bu işlem için gerekli olan harcamaların dava dışı olmasına rağmen İ.. B.. tarafından karşılanması gerektiğini, ayrıca inşaat alanını sözleşme ile kararlaştırılan inşaatın yapımına uygun şekilde teslim etme yükümlülüğünün Büyükşehir Belediyesinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; yerel mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hükmü temyize davacı vekili getirmektedir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, davacının talebinin deplase alacağı olup olmadığı, deplase alacağı ise davalının bundan sorumlu tutulabilip tutulamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Davacı İ.. M.. ile davalı tarafın işvereni İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı temsilcisinin de katıldığı 04.10.1996 tarihli Altyapı Koordinasyon Merkezi (AYKOME) kurulunca alınan karara göre, AYKOME"ye dahil kurumların ihtisas sahibi oldukları deplaselerin kendileri tarafından yapılması ve AYKOME"den herhangi bir bedel talep edilmemesi kararlaştırılmıştır.
Davalı şirket ve işverini tarafından çalışma planlanan alanda çalışmaya başlanılmadan önce alt yapısı olup olmadığı yazılı olarak sorulmuş, davacı kurum tarafından verilen cevapta çalışma yapılacak alanda altyapısı olmadığını davalıya ve işveren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına bildirilmiştir. Bu durumda davalı tarafa atfı kabil herhangi bir kusurun bulunduğunu söylemek mümkün değildir. Bu bakımdan, aynı hususa işaret eden direnme kararı usul ve yasaya uygun olup onanması gereklidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı HUMK"un 440/III-1.maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29.01.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi.