11. Hukuk Dairesi 2019/2046 E. , 2020/685 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ...4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 05/05/2017 tarih ve 2015/350 E.- 2017/294 K. sayılı kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-esastan kabulüne dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"nce verilen 18/12/2018 tarih ve 2017/2133 E.- 2018/2052 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Pamukkale Üniversitesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalında Profesör olduğunu, davalı banka ile çalıştığını, davalı banka nezdinde yaklaşık 600.000,00 TL tutarında mevduatı bulunmakta iken banka çalışanlarının yönlendirmesi ile büyük hacimlerle hisse senedi yatırım işlemleri yapmaya başladığını, sonrasında önemli miktarda zarar oluştuğunu, müvekkilinin bilmediği işlemlere yönlendirildiğini ileri sürerek. 240.489,00 TL zararın 23/09/2013 tarihinden itibaren mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Bankası AŞ vekili; davanın ticaret mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, yapılan işlemlerin davacının bilgisi kapsamında gerçekleştiğini ve mevzuata uygun olduğunu, müvekkili bankanın acente konumunda olması nedeniye husumet düşmesinin mümkün olmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... AŞ vekili; davanın ticaret mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, davacının yapılan işlemlere icazet verdiğini, gerekli bilgilendirmenin yapıldığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının şikayeti üzerine Sermaye Piyasası Kurulu tarafından düzenlenen 16/04/2015 tarih ve 10/475 sayılı kurul raporu ve mahkemece alınan raporda belirtildiği üzere, davacının doktor olması nedeniyle bankacılık işlemlerini tam anlamıyla bilmediği, kendisine bu konuda mütemmim bilgilerin verilmediği, banka içinde bir yetkilinin davacının menkul işlemlerini resen yürüttüğü, bankacılık işlemlerinde ticari faaliyetlerinde yeterli basiretli tacir gibi davranılmadığı, bu nedenle davalıların sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 231.430,00 TL"nin taleple bağlı kalınarak 23/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek olan ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekilleri istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı yatırımcının davalı ... AŞ yetkilileri tarafından yönlendirilmek suretiyle sermaye piyasası işlemleri yapıldığı, davacının mevduat hesabında bulunan tutarın yanında krediler çekilmek suretiyle davacı zararının artarak büyüdüğü, davalı şirketin SPK Mevzuatına aykırı işlemler gerçekleştirdiği ve oluşan zarardan doğrudan sorumluluğu bulunduğu anlaşılmakla davalı ... AŞ"nin tüm istinaf istemlerinin reddine ve davalılardan, Garanti Bankası AŞ"nin diğer davalı şirketin acentesi konumunda olduğu, kendisine izafeten dava açılmadığı gibi acenteliğini yaptığı şirketin de davalı konumunda olduğu ve bunun sonucu olarak eldeki davada acenteye husumet yöneltilemeyeceği anlaşılmakla Garanti Bankası AŞ. vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının bu yönden kaldırılmasına ve adı geçen davalı hakkında açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı ve davalı ... Yatıırım Menkul Kıymetler A.Ş vekili temyiz etmiştir.
1) Dava, davalıların haksız ve hukuka aykırı eylem ve işlemleri nedeniyle görülen zararın tazmini istemine ilişkindir. Bölge Adliye Mahkemesince, davalılardan Garanti Bankası A.Ş’nin diğer davalının acentesi sıfatıyla doğrudan sorumluluğu bulunmadığı kabul edilerek anılan davalı hakkındaki davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş ise de, işbu davada davacı yanın gördüğü zararın, davalılardan Garanti Bankası A.Ş nezdinde bulunan mevduat hesabının, davacının bilgisizliğinden yararlanan davalı banka personelinin hatalı ve konuya ilişkin mevzuata aykırı yönlendirmeleri sonucunda oluştuğu ileri sürüldüğüne göre, bankanın sorumluluğunun 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 100. maddesine dayalı bulunduğu nazara alınmaksızın anılan davalı hakkındaki davanın yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2) Davalı ...’nin temyiz itirazlarına gelince; İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince anılan davalı bakımından esastan verilen nihai kararda, aşağıda belirtilen husus dışında, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3) Ancak, davacının gördüğü zarar, davalı banka ve diğer davalı yetkililerinin hukuka aykırı fiilleriyle ortaya çıktığı sabit ise de somut olayda davacının da hal ve hareketleriyle, kendi zararının oluşmasında ve artmasında kusurlu olduğu anlaşılmakla, 818 sayılı BK’nın 44. maddesi çerçevesinde, hükmedilecek tazminat tutarından davacıya izafe edilecek müterafik kusur oranında indirim yapılması gerektiği gözetilmeksizin hüküm kurulması doğru olmamış, davalı ... vekilinin bu yöne ilişen temyiz itirazının kabulüyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu nedenle de bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalılardan Garanti Bankası A.Ş hakkındaki hükme yönelik temyiz isteminin kabulü ile anılan davalı hakkındaki Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı ... vekilinin temyiz isteminin kabulüyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının anılan davalı yararına BOZULMASINA, HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 22/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.