20. Hukuk Dairesi 2018/3020 E. , 2018/6612 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... ili, ... ilçesi, ... köyü 158 parsel sayılı taşınmaz, yörede 1975 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında 4350 m2 yüzölçümü ve zeytinlik niteliği ile K.Sani 931 tarih 6 nolu tapu kaydına dayanılarak ... ... adına tespit edilmiş olup, halen tapuda aynı şekilde davacı adına kayıtlıdır.
Davacı ... Yönetimi vekili, 13.11.2013 havale tarihli dilekçesiyle, dava konusu 158 sayılı parselin dava dilekçesine ekli krokide görüleceği üzere tahdit içinde kaldığını belirterek, taşınmazın tahdit içinde kalan bölümünün tapusunun iptali ile ... vasfıyla tapuya tescili ve davalının müdahalesinin menine karar verilmesi isteğiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın ... vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davacının müdahalenin önlenmesi talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen ... kadastrosu sınırları içinde kalan yer iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil ile müdahalenin men’ine karar verilmesi isteğine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 06.04.1994 tarihinde ilan edilen ... kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.
Bir yerde kesinleşen ... kadastro çalışması varsa, o yerin ... olup olmadığı, kesinleşen ... kadastro haritasının uygulanması sonucu anlaşılır. Davacı ... Yönetimi de davasının kesinleşmiş tahdite dayalı olarak açmıştır. Dairenin 09/04/2018 günlü geri çevirme kararı üzerine dosyaya getirilen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/278 Esas - 2006/183 Karar sayılı dosyasında, temyize konu dosyanın davalısı olan tapu maliki tarafından ... Yönetimi ve Hazine aleyhine açılan ... kadastrosuna itiraz davasının yargılaması sonunda, davanın kısmen kabulü ile 157 nolu parselin (B) ile gösterilen 12190 m2"lik kısmına yönelik ... kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışmalarının iptaline, 158 nolu parsel ile 157 nolu parselin (A) ile gösterilen 8760 m2"lik kısmına yönelik davanın reddine karar verildiği ve kararın Dairemizce 2007/18302 E. – 2008/4115 K. sayılı ilam ile; "...Çekişmeli 157 nolu parselin (B) ile gösterilen 12190 m2"lik kısmının yörede 1994 yılında yapılan ... kadastrosu sınırları dışında kaldığından bu bölüme yönelik davanın ... kadastro sınırları dışında kaldığından reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulü ile 157 nolu parselin (B) ile gösterilen 12190 m2"lik kısmına yönelik ... kadastrosu ve 2/B madde uygulamasının iptaline karar verilmesi doğru değil ise de, bu hususun hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hüküm fıkrasının 3. bendinin tamamen kaldırılarak bunun yerine “... ... köyü ... mevkii 157 parsel sayılı taşınmazın ... Bilirkişi N...l tarafından düzenlenen 24.11.2005 havale tarihli ek rapor ve krokide (A) ile gösterilen 8760 m2"lik kısmına yönelik 2018/3020 - 6612 davanın reddine, aynı tarihli ek rapor ve krokide (B ) ile gösterilen 12190 m2"lik kısmın yörede 1994 yılında yapılan ... kadastrosu sınırları dışında kaldığı anlaşıldığından bu bölüme yönelik davanın reddine” cümlesinin yazılması sureti ile düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle onanmasına karar verildiği ve hükmün kesinleştiği anlaşılmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman bilirkişi heyeti tarafından kesinleşmiş ... tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın ... tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına, taraflar arasında görülen ... kadastrosuna itiraza ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/278 Esas - 2006/183 Karar sayılı ilamına uygun şekilde hüküm kurulduğuna ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 22/10/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.