22. Hukuk Dairesi 2016/23387 E. , 2019/24157 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı, 03.11.2011-02.05.2013 tarihleri arasında davalı işyerinde takım lideri olarak çalıştığını, normalde 09.30-18.00 ve 13.30-22.00 arası iki vardiya halinde çalışıldığını, ancak kendisinin takım lideri konumunda çalışması sebebiyle mağazanın açılıp kapatılması işlerini de yürüttüğünü işin yoğunluğuna göre haftada iki gün 09.00-23.00 saatleri arası çalıştığını ileri sürerek, ödenmeyen fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarını talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı, davacının fazla çalışmalarının ücrete dahil olduğunu, alacak iddiasının haksız bulunduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacının fazla çalışma ücret alacaklarının belirlenmesi hususunda uyuşmazlık mevcuttur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda; davacı, davalı işyerinde 09.30-18.00 ve 13.30-22.00 arasında olmak üzere iki vardiya halinde çalışıldığını, ancak kendisinin yönetici/takım lideri konumunda bulunduğundan, mağazanın açılıp kapatılması işlerini de yürüttüğünü bu nedenle işin yoğunluğuna göre haftada iki gün 09.00-23.00 arası çalıştığını ancak fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini ileri sürmüştür.
Davalı vekili ise,davacının iş sözleşmesinde bulunan düzenleme gereğince aylık ücretine yıllık 270 saatlik fazla çalışma karşılığı ücretin de dahil olduğunu, davacının fazlaya dair tüm alacaklarının ödendiğini beyan etmiştir.
Hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda; tanık anlatımlarına göre değerlendirme yapıldığı belirtilerek, takım liderlerinin mesaisinin 09.30-18.00 saatleri arası olduğu, ancak işyerinde davacı dahil altı takım lideri bulunduğu, takım liderlerinin ikişer kişi halinde dönüşümlü olarak saat 09.00"da mağazayı açıp, 09.30’a kadar hazırlıkları tamamladıkları buna göre davacının haftanın 3 günü 09.00-18.00 arası, 3 günü ise 09.00-22.00 arası mesai yaptığı belirlenmiştir. Bu belirleme doğrultusunda davacının haftanın 3 günü 1 saat ara dinlenme ile 27 saat, 3 günü ise 1,5 saat ara dinlenme ile 40,5 saat mesai yaparak haftada toplam 60 saat çalıştığı ve 15 saat fazla mesai yaptığı, bununla birlikte iş sözleşmesindeki 22,5 saatlik fazla çalışmaların aylık ücrete dahil olduğu düzenlemesi gereği bu sürenin mahsubu ile neticede haftalık 9,3 saat fazla çalışma yaptığı kabulüyle hesaplamalar yapılmış ise de, Dairemizce aynı gün temyiz incelemesi yapılan ve onama kararı verilen 2016/32901 esas sayılı dosyada ise; davalı işyerinde davacı gibi takım lideri pozisyonunda çalışan bir başka işçi bakımından, aynı bilirkişi tarafından normal mesaiye göre takım liderlerinin işyerine yarım saat önce gelip, yarım saat geç gittikleri gerekçesiyle günlük 09:30-18:00 arası 8,5 saate karşılık gelen çalışma süresine bir saat ilave edilerek 9,5 saat olarak bulunan günlük çalışmadan ,1 saat ara dinlenme düşüldüğünde haftalık 51 saat çalışılarak 6 saat fazla mesai yapıldığı belirlemiş, sözleşme hükmü gereğince ücrette dahil olduğu kabul edilen aylık 270, haftalık 22,5 saatlik süre mahsup edilerek haftalık 1,5 saat fazla mesai yapıldığı tespitiyle hesaplama yapılmıştır. Dairemizin 2016/32901 sayılı dosyası içeriğinde mevcut bilirkişi raporundaki bu belirlemenin davacı bakımından da yerinde olacağı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenler ile davacının haftada 1.5 saat fazla çalışma yaptığı kabulüne göre sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.