Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/10532 Esas 2018/5336 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/10532
Karar No: 2018/5336
Karar Tarihi: 05.06.2018

Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/10532 Esas 2018/5336 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, çalıntı bir televizyonun ele geçirildiği sırada, kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla polis memurlarına başkasına ait kimlik bilgilerini kullanarak kendisini tanıtmıştır. Mahkeme, sanığın bu eyleminin başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunu oluşturduğuna karar vermiş ve sanığı bu suçtan mahkum etmiştir. Ancak, sanığın olay tutanağında yalan beyanda bulunmasına ilişkin suçlama ise beraat ile sonuçlanmıştır. Mahkeme ayrıca, sanığın daha önceki sabıkasının tekerrüre esas olmayacağına karar vermiştir.
Kanun Maddeleri:
- TCK 58. madde (tekerrüre esas)
- TCK 206. madde (resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma)
- TCK 268. madde (başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması)
- TCK 267/1. madde (iftira)
- TCK 269. madde (etkin pişmanlık)
- 5237 sayılı TCK
11. Ceza Dairesi         2016/10532 E.  ,  2018/5336 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında TCK"nun 58. maddesinin uygulanmaması isabetsizliği, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    TCK"nun 206. maddesindeki "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma" suçunun oluşabilmesi için, sanığın açıklamaları üzerine oluşturulan resmi belgenin, bu beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gereklidir.
    TCK"nun 268. maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması, TCK"nun 267/1. maddesinde tanımlanan “iftira” suçunun oluşması için ise, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunmak suretiyle işlemediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekir.
    Sanığın da içerisinde bulunduğu aracın bagajında yapılan aramada çalıntı olduğu değerlendirilen plazma televizyonun ele geçirildiği, hırsızlık suçunun şüphelisi olarak yakalandığında hakkında soruşturma yapılmasını engellemek amacıyla polis memurlarına kendisini gerçekte var olan ... ismiyle tanıttığı ve 18.07.2012 tarihli, saat 03.00’da düzenlenen tutanağı ... olarak imzaladığı olayda, sanığın eyleminin, TCK"nun 268. maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşturduğu, olay tutanağından sanığın gerçek kimlik tespitinin nasıl yapıldığının anlaşılmaması, sanığın karakola götürülmeden önce polislere gerçek kimliğini açıkladığını beyan etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi amacıyla öncelikle sanığın gerçek kimlik bilgilerini kendisinin bildirip bildirmediği ya da bu hususun araştırma sonucu öğrenilip öğrenilmediği araştırılarak, buna göre sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 269. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı da tartışılıp değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, tek eylem ikiye bölünerek sanığın iftira suçundan beraatine, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan ise mahkumiyetine karar verilmesi,
    Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 05.06.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.