Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/9407 Esas 2016/2472 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9407
Karar No: 2016/2472
Karar Tarihi: 17.02.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/9407 Esas 2016/2472 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2015/9407 E.  ,  2016/2472 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmiştir. Belli günde davacı vekili Av. ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -KARAR-

    Davacı vekili, davalı banka tarafından genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa dayalı olarak müvekkili aleyhine icra takibi başlatılmış ise de, bu sözleşmede gerek asıl borçlu gerekse kefil sıfatıyla müvekkilinin imzası bulunmadığını, böylece takibe konu borçtan sorumlu tutulamayacağını belirterek, takip dayanağı genel kredi sözleşmesine ilişkin borçtan dolayı müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığının tespitine ve %20 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı tarafından adına kayıtlı taşınmaz üzerinde dava dışı şirketin doğmuş ve doğacak tüm borçlarının da teminatını oluşturmak üzere müvekkili lehine ipotek tesis edildiği, bu durumda ipotek limitince davacının müteselsil kefil olarak sorumluluğunun da bulunduğunu bildirerek, davanın reddini ve %20 oranında tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.
    Mahkemece, ipotek resmi senedi içeriği de gözetilerek, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacının ipotek senedi kapsamında hem ipotek veren hem de müteselsil kefil sıfatıyla takibe konu borçtan sorumlu hale geldiği, ipotek akdinin düzenlendiği tarihte 818 sayılı BK"na ilişkin kefalet hükümlerinin geçerli bulunduğu ve böylece davacının kefaletinin geçerli olduğu gerekçesiyle davanın ve koşulları oluşmadığından davalının tazminat talebinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Davacının müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğu iddiasına dayanak oluşturan 06/11/2009 tarihli 8326 yevmiye numaralı ipotek resmi senedi içeriğinde ipotek sorumluluğu dışında davacının ayrıca müteselsil kefil olarak sorumlu bulunduğuna ilişkin bir hüküm yer almamaktadır. Bu durum karşısında davacının takibe konu borçtan dolayı sorumlu tutulamayacağı gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.


    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 17/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.