20. Hukuk Dairesi 2016/4498 E. , 2018/6607 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki yargılamanın yenilenmesi talebi davasının sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yargılamanın iadesi talebinde bulunanlar/davalılar 16.02.2015 günlü dava dilekçelerinde özetle, ... ilçesi, ... köyü 62 ada 2, 63 ada 1 ve 2 sayılı parsellerin bulunduğu alanın nitelik kaybı sebebi ile ... dışına çıkarıldığını ve bu işlemin kesinleştiğini, Ağustos 1944 tarih 24 ve 25 numaralı tapu kayıtlarına göre kendilerine tevzi yoluyla verilen ... sınırları dışarısına çıkarılan bu yerler ile ilgili olarak 1997 yılında yapılan ek arazi kadastrosu çalışması ile 63 ada 1, 2, 3, 4, 5 ve 62 ada 1, 2, 3 nolu parsellerin oluştuğunu, 63 ada 1 nolu parselin ... ve ... adına, 63 ada 2 parselin ... adına, 62 ada 2 parselin ... ve hissedarları adına, diğer taşınmazların ise ilgilileri adına tespit ve tescil edildiğini, 2002 yılında Hazinece dava konusu taşınmazlar ve çevresinin Hazine adına ... sınırları dışına çıkarılmış olduğu gerekçesi ile yöredeki aynı konumdaki tüm taşınmazların tapusunun iptali ve Hazine adına tescili talebi ile ... Asliye Hukuk Mahkemelerinde eş zamanlı davalar açıldığını, taşınmazın çevresinde bulunan aynı nitelikte taşınmazların tamamının bu mahkemelerce verilen kararlar ile Hazine adına tescil edildiği halde, Mahkemenin 2008/405 Esas- 2009/20 Karar sayılı dosyada verilen gerekçeli karar hükmüne hata sonucunda giren "... olarak" sözcükleri nedeniyle dava konusu bu parsellerin Hazine adına yeniden ... olarak tescil edildiğini, bu açık hatanın düzeltilmesi için hükmün tavzihi ve tashihi taleplerinin reddedildiğini, hükümde yer alan bu kelime hatasının tavzih yolu ile giderilemediğini, yargılamanın iadesi talep edilen gerekçeli karar hükmünün açıkça hatalı olduğunu, HMK"nın 375. maddesinde düzenlendiği üzere hükmün kesinleşmesinden sonra belgelerin yeni ele geçirildiğini, Hazinenin taraf olduğu için haberdar olduğu belgeleri dava dosyasına sunmayarak hükmün doğru kurulmamasına sebep olduğunu, aynı nitelikli ve komşu parsellerin hükmen oluşturulan tapu kayıtları, taşınmazların 4/7/2002 tarihine ait uydu fotoğrafları, tapu ve kadastro genel müdürlüğü parsel sorgu bilgileri, aynı konumda ve komşu parsellerin daha evvel sonuçlanan mahkeme kararlarının yeni belgeler niteliğinde olduğunu, mahkememizce yapılan yargılamada bunların değerlendirilemediğini, eksik belgeler sebebiyle hükümde hata yapıldığını, belgeleri yeni ele geçirdiklerini beyanla yargılamanın iadesi istenilmiştir.
..."de 1997 yılında ... rejimi dışına çıkartılan yerlerle ilgili yapılan ek kadastro sırasında dava konusu 63 ada 1 parsel sayılı 897,45 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Ağustos 1944 tarih 24 sıra numaralı tapu kaydı, intikal ve zilyetlik nedeniyle ... ve ... adına, 63 ada 2 parsel sayılı 287,04 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Ağustos 1944 2016/4498-2018/6607
tarih 24 sıra numaralı tapu kaydı, intikal ve zilyetlik nedeniyle ... adına, 62 ada 2 parsel sayılı 1.033,63 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ise Ağustos 1944 tarih 25 sıra numaralı tapu kaydı, intikal ve zilyetlik nedeniyle ..., ..., ... ve ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı Hazine dava konusu 63 ada 1 ve 2, 62 ada 2 parsel sayılı taşınmazların 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ile Hazine adına ... rejimi dışına çıkarıldığı iddiası ile her bir parsel hakkında ayrı ayrı 19/03/2002 tarihinde dava açmış, mahkemece davaların kabulüne karar verilmiş, davalı kişilerin temyizi üzerine 1. Hukuk Dairesince onanmış, karar düzeltme istenmesi üzerine hüküm Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 24.03.2005 gün 2005/1722-3522, E.K. 24.03.2005 gün 2005/1721-3523, E.K. 21.3.2005 gün 2005/1745-3130 E.K. sayılı ilamları ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamlarına uyulup, dava dosyaları birleştirildikten sonra 1937 tarih 91 numaralı vergi kaydının çekişmeli taşınmazları kapsadığı, davalıların dayandığı tapu kaydının dayanağının 19 K.Evvel 1340 tarih 49 sıra numaralı iskan değeri olduğu, bu kaydın da davalı yerlere uyduğu, kayıt maliki ... ve ... tarafından ... ...’e daha sonra da 1953 yılında noter satış senedi ile ...’a satıldığı; ..."ın da haricen davalılara sattığı; parsellerin tespitine esas alınan tapu kaydı, taşınmaz kesinleşen ... sınırı içinde iken oluşmuş ise de dayanağı iskan kaydının tahdidin kesinleşmesinden daha eski tarihli olduğu, 1744 sayılı Kanunun 2. madde uygulamasında iskan kayıtlarına da değer verilebileceği gerekçesi ile Hazine davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 12/3/2008 gün ve 2008/ 1845-3768 E.K. sayılı kararı ile "...somut uyuşmazlıkta, ... kadastrosunun kesinleştiği tarihten önce oluşturulmuş bir tapu kaydı bulunmadığı, tapu kayıtlarının ilk kez 1944 yılında taşınmazlar ... sınırları içinde iken oluşturulduğu, 1744 sayılı Kanunda açıkça tapu kaydından söz edildiği yukarıda açıklanan nedenlerle 1744 sayılı Kanun uygulamasında bu tür tapulara değer verilemeyeceği gibi, dava konusu taşınmazın öncesi ... olmaması nedeniyle 1744 sayılı Kanunun 2/2 maddesi hükmü gereğince ... sınırının düzeltilmesi sonucu ... sınırı dışına çıkarılmayıp aynı yasanın 2/1 maddesi hükmüne göre öncesi ... olduğu; ancak, ... niteliğini kaybettiğinden ... rejimi dışına çıkartılması halinde de yine bu taşınmazın, ... sınırları içine alınmasından önce oluşturulan bir tapu kaydı bulunsa dahi, özel mülkiyete konu olmayan ve asıl niteliği ... olan taşınmaz için iskan ya da başka bir yolla oluşturulan tapu kaydı yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu ve sahibine hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağından bu tür kayıtlara 1744 sayılı Kanun uygulamasında değer verilemeyeceği ve 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. maddesinin 01 Ocak 1984 tarihinde yürürlüğe giren 2896 sayılı Kanun ile değiştirildiği, 3402 sayılı Kanunun ilgili fıkralarının yukarıda yazılı Anayasa Mahkemesi kararları ile 1988 ve 1989 yıllarında iptal edildiğinden kadastro tesbitinin yapıldığı 1996 yılında davalı kişilerin yararlanacakları bir yasa hükmü bulunmadığı gözetilerek, Hazine tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmesi...” gereğine değinilmiş, mahkemece, bozmaya uyularak 27/01/2009 gün ve 2008/405-2009/20 sayılı hüküm ile davanın kabulüne, dava konusu ..., ... mevkii 62 ada, 2, 63 ada, 1 2 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline parsellerin tamamının ... olarak Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28/12/2010 gün ve 2010/9450-16902 E.K. sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı ... tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş, Dairenin 26/05/2011 gün ve 2011/6054-6435 E.K. sayılı ilamı ile karar düzeltme istemi işin esası yönünden reddedilmiş, Daire kararı yargılama giderleri ve vekalet üzerine ilişkin olarak düzeltilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiş ve hüküm kesinleşmiştir.
Davalılar 14.04.2014 günlü dilekçeleri ile taşınmazların niteliğinin ... olmadığı gerekçesi ile kararın tavzihini istemiş, ... 20. Asliye Hukuk Mahkemesi 26/05/2014 günlü ek karar ile tavzih istemini reddetmiş, hüküm tavzih isteyen ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17/11/2014 2016/4498-2018/6607 gün ve 2014/5699 -9514 E.K. sayılı ilâmıyla mahkemenin 27/01/2009 gün ve 2008/405 Esas - 2009/20 Karar sayılı kararının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği ve hükmün infaz edilerek tapuya tescil edildiği ve hükmün icrasının tamamlandığı, bu aşamada HMK"nın 305. maddesine göre artık hükmün tavzihinin mümkün olmadığı gözetilerek tavzih isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı belirterek onanmıştır.
Davalı yan bu kez yukarıda belirtilen gerekçelerle yargılamanın iadesini talep etmektedir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalılarca "yeni belge olarak" yargılamanın iadesine dayanak yapılan belgeler 6100 sayılı HMK"nın 375/ç maddesi kapsamında belge olarak kabul edilemeyeceği, zira, aynı konumda ve komşu parsellerle ilgili olarak daha evvel sonuçlanan mahkeme kararları emsal olabilir ise mahkemeyi bağlayıcı nitelikte olmadığı, yine aynı nitelikli ve komşu parsellerin hükmen oluşturulan tapu kayıtları, taşınmazların uydu fotoğraflarının HMK"nın 375/ç maddesi anlamında yeni belge olarak kabulünün mümkün olmadığı, ayrıca benzer davalarda verilen kararların önceki davada davacı olan Hazine tarafından dosyaya ibraz edilmediği iddiasının HMK"nın 375/ h maddesinde düzenlenen şekilde "Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması" şeklinde bir davranış olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenlerle HMK"nın 375. maddesinde sınırlı olarak sayılan hallerden hiçbirisine uymayan yargılamanın iadesi istemin reddine karar verilmiş; hüküm yargılamanın iadesini isteyen davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 22/10/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.