Hukuk Genel Kurulu 2013/377 E. , 2014/35 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Karlıova İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/10/2012
NUMARASI : 2012/2-2012/1
Taraflar arasındaki “itirazın kaldırılması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Karlıova İcra Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 28.12.2011 gün ve 2011/1-5 E., K. sayılı kararın incelenmesi davalı-borçlu vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 12.04.2012 gün ve 2012/2713-5883 sayılı ilamı ile;
(…Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılmış olan icra takibine davalı borçlunun itirazı üzerine davacı alacaklı icra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılmasını, kiralananın tahliyesini ve inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmesi üzerine karar davalı borçlu tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı alacaklı tarafından başlatılan icra takibine davalı borçlunun süresindeki itirazı üzerine itirazın kaldırılması talebi itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 6 ay içerisinde istenilmelidir.
Davacı alacaklının 26.05.2010 tarihinde başlattığı icra takibi üzerine gönderilen ödeme emrine davalı 03.06.2010 tarihinde itiraz etmiş, itiraz dilekçesi davacıya 08.06.2010 tarihinde tebliğ edilmiş dava altı aylık süre geçirildikten sonra 24.01.2011 tarihinde açılmıştır. Mahkemece, İ.İ.K. 269/c maddesi gereğince davanın süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde itirazın kaldırılmasına ve takibin devamına ve kiralananın tahliyesine karar verilmesi doğru değildir…)
Gerekçesiyle kararın bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kira alacağına vaki itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir.
Davacı-alacaklı, kira borcunun tahsili amacıyla davalı-borçlu hakkında Karlıova İcra Müdürlüğü’nün 2010/31 E.sayılı takip dosyası ile tahliye istemli icra takibi başlattığını, davalı-borçlunun takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın kaldırılmasına, kiralananın tahliyesine, davalı-borçlunun takibe konu alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, duruşmalara katılmamış savunmada bulunmamıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar; Özel Dairece metni aynen yukarıda başlık bölümünde alınan ilam ile bozulmuş; mahkemece, icra takibinin davacı-alacaklının vekili tarafından başlatıldığı, borçlunun takibe itiraz dilekçesinin ise asile tebliğ edildiği, usulüne uygun tebligatın davacı-alacaklının vekiline 27.07.2010 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 24.01.2011 tarihinde 6 aylık sürede açıldığı gerekçeleri ile direnme kararı verilmiştir. Hükmü davalı-borçlu vekili temyiz etmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; eldeki davanın İİK.nun 68.maddesindeki altı aylık süre içerisinde açılıp açılmadığı; buradan varılacak sonuca göre işinin esası hakkında karar verilip verilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 68/1 madde ve fıkrasında, “Talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenitse, alacaklı itirazın kendisine tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Bu süre içerisinde itirazın kaldırılması istenilmediği takdirde yeniden ilamsız takip yapılamaz.” denilmiştir. Bu hükme göre, alacaklı tarafından, borçlunun itirazının, alacaklıya tebliğinden itibaren altı ay içerisinde İcra Hukuk Mahkemesi’nde itirazın kaldırılması davası açılabilecektir. Ancak bu süreden sonra bu dava açılamayacaktır.
Eldeki davada, kira alacağının tahsili amacıyla davacı-alacaklı vekili tarafından, davalı-borçlu hakkında 26.05.2010 tarihinde, tahliye istemli icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 01.06.2010 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 03.06.2010 tarihinde takibe itiraz ettiği hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. ve Tebligat Tüzüğü’nün 15.maddelerinde;
“Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır…” hükmünü taşımaktadır. Kanunun emredici nitelikteki bu hükmü karşısında, bir taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiği halde, vekil yerine tarafın kendisine yapılan bir tebligat, hukukun geçerli bir tebliğe bağlı sonuçları doğurmaz.
İcra takibinin davacı-alacaklı vekili tarafından başlatılmış olmasına ve vekil tarafından dosyaya takip ile birlikte vekaletname sunulmuş olmasına rağmen, borçlunun takibe itiraz dilekçesi 08.06.2010 tarihinde davacı-alacaklı asile tebliğ edilmiştir. İcra takibi vekil ile yapıldığına ve bu husus dosyaya yansıdığına göre, davacı-alacaklı asile yapılan bu tebligat geçerli değildir. Alacaklı vekiline borçlunun takibe itiraz dilekçesi 27.07.2010 tarihinde tebliğ edilmiş, dava ise altı aylık süre içerisinde 24.01.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Bu durumda, eldeki davanın yasal süresi içerisinde açıldığının kabulü gerekir.
Hal böyle olunca, mahkemenin bu yöne ilişkin direnmesi yerindedir.
Ne var ki, işin esası yönünden Özel Dairece bir inceleme yapılmadığından, bu yöne ilişkin inceleme yapılmak üzere dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, direnme uygun bulunduğundan, davalı-borçlu vekilinin işin esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 6. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanunu"nun 29. maddesi ile eklenen “Geçici Madde 7” atfıyla aynı Kanun"un 366. maddesi uyarınca tebliğden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.01.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.