17. Hukuk Dairesi 2016/15630 E. , 2019/7079 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davacı ... sevk ve idaresindeki araç ile davalı idaresindeki aracın karıştığı davalının kusuru sonucu gerçekleşen kazada davacıların yaralandığını, davacı ..."in ailesinin ihtiyaçlarıyla ilgilendiğini çalışamadığını ve aracında hasar oluştuğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla Saadet için 1.000,00 TL Nazan için 1.000,00 TL İsmail için 3.000,00 TL maddi maddi tazminatın ve davacıların her biri için 50.000,00TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, Maddi tazminat talebinin taleple bağlı kalınarak kabulüne, buna göre davacı ... için 1.000,00 TL, ... için 1.000,00 TL , ... için 3.000,00 TL olmak üzere toplam 5.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 10/09/2011 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, Manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, davacı ... için 25.000,00 TL, ... için 15.000,00 TL, ... için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 45.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan
10/09/2011 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yargılamaya hakim olan ilkelerden olan “taleple bağlılık ilkesi” 1086 sayılı HUMK"nın 74. maddesinde (6100 sayılı HMK m. 26) düzenlenmiş olup, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır ve ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Somut olayda davacı vekili 10.07.2014 tarihli dilekçe ile talepleri açıklanmış davacı ... yönünden; 500.00,00 TL tedavi ve ulaşım gideri, 500,00 TL değer kaybı hasar bedeli, 1.500,00 TL araç kira bedeli, 300,00 TL zayi eşya bedeli ve 200,00 TL de kazanç kaybı talep edilmiştir. Mahkemece davacının araçla ilgili 3.300,00 TL zararı olduğuna karar verilmiş tedavi ve ulaşım gideri, zayi eşya bedeli ve kazanç kaybı talepleri reddedilmesine rağmen tüm talepleri kabul edilmiş gibi toplam talep miktarı olan 3.000,00 TL ye hükmedilmesi doğru değildir.
Aynı şekilde davacı ... ve Nazan için de sadece iş gücü kaybı talepleri kabul edilmiş olup tedavi ve hastane masrafları ile bakıcı gideri talepleri reddedilmesine rağmen tüm talepleri kabul edilmiş gibi toplam talep miktarı olan 1.000,00 TL ye hükmedilmesi doğru değildir. Açıklanan nedenlerle 1086 sayılı HUMK"nın 74. maddesi(6100 sayılı HMK m. 26)gereğince, talepten fazlasına karar verilemesi isabetli değildir.
3- Araç hasar bedeli yönünden makine mühendisinden alınan hesap bilirkişisi raporu incelendiğinde; ekspertiz raporundaki hasar ve işçilik bedelinin, aracın tamirinin ekonomik olmadığı yönündeki tespitin benimsendiği ancak aracın ikinci el rayiç bedelinin 32.000 TL olduğu dava dışı sigorta şirketi tarafından rayiç bedelin 31.000 TL kabul edilmek suretiyle davacıya ödeme yapıldığı aradaki fark olan 1000 TL bakiye alacağın olduğu belirtilmiş olup mahkemece bu bedele hükmedilmiştir. Rapor bu yönüyle yeterli olmayıp rayiç bedelin hangi somut verilere göre ekspertiz raporunda belirlenen bedelden fazla olduğu somut kriterlere dayanarak
açıklanmamıştır. Öyleyse davacının araç hasarı yönünden gerçek zararının tespiti için ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Yine makine mühendisi bilirkişinin raporunda; yeni araç temini için belirlenen 15 günlük süre makul olmakla birlikte davacının yakınlarına yardım amacıyla işinden ve gücünden kaldığına yönelik 7 günlük sürenin hangi delillere dayanılarak tespit edildiği belli değildir bu konuda davacı vekiline davacının kaza nedeni ile 7 gün iş ve gücünden kalmasına yönelik ispat imkanı sağlandıktan sonra bu sürede emsal nitelikteki bir aracın (davacı tarafından kaza olmasaydı dahi yapılması gereken yakıt vs. gibi zorunlu giderler indirildikten sonra) kiralama ücretinin miktarına göre araç mahrumiyet bedelinin hesaplanması hususlarında ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
4-Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar
fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun şekilde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklnan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE (2), (3), (4) ve (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 30/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.