3. Hukuk Dairesi 2016/11560 E. , 2018/2727 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE)MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davalı ... yönünden reddine, davalı ... yönünden kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının davalı ... ile 10.06.2012 tarihinde evlendiğini, diğer davalı ..."in, davalı ..."in babası ve müvekkilinin kayınpederi olduğunu, davalı ..."in düğünde davacıya takılan ziynet eşyalarını düğün borçları sebebiyle kısa bir süre sonra aynen iade etmek şartıyla davacıdan istediğini, davalı ..."ın da davacıya ziynetleri babasına vermesini, daha sonra tekrar yapılıp yerine koyacağını bildirdiğini, bunun üzerine davacının tüm ziynet eşyalarını davalı ..."a verdiğini, davalı ..."ın da aldığı ziynet eşyalarını aynı anda diğer davalı olan babası ..."e verdiğini, davalı ..."in, davacıyı 1 haftalığına köydeki ailesinin evine bıraktıktan sonra bir daha arayıp sormadığını ve tarafların o zamandan beri ayrı yaşadıklarını, taraflar arasındaki boşanma davasının sonuçlanarak kesinleştiğini, davalı tarafın aynen iade şartıyla aldıkları ziynet eşyalarını davacıya iade etmediklerini belirterek, 1 adet reşat beşibiryerde (altın zinciriyle birlikte), 7 adet 20"şer gram ağırlığında 24 ayar bilezik, 3 adet sarı lira, 1 adet tam altın, 1 çift küpe, 12 adet yarım altından ibaret ziynet eşyalarının aynen iadesini, aynen iade mümkün olmadığı takdirde teslim tarihindeki bedellerinin müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların doğru olmadığını, davalılar tarafından davacıdan hiçbir ziynet eşyası alınmadığını, davacı tarafın tamamen kötüniyetli olarak ziynet eşyaları kendisinde olduğu halde bu davayı açtığını, taraflar arasındaki evlilik birliğinin davacının kusurlu fiil ve davranışları nedeni ile sona erdiğini ve boşanma davasının kabul ile sonuçlandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonrasında; davalı ... yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden ise; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; 6 adet her biri 20 gr 22 ayar bilezik,1 adet 22 ayar beşibirlik, bir adet 14 ayar 10 gram beşibirlik zinciri, 1 adet yarım Atatürk altını, 2 adet reşat sarı lira, 2 adet yarım Atatürk altını ve 4 adet çeyrek Atatürk altınının davalı ..."den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalıların tüm, davacının aşağıdaki bent kapsamındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, ziynet eşyalarının mümkünse aynen, değil ise değerinin tahsili talebine ilişkindir.
Davacı tanıklarından ..."in yargılama sırasında alınan beyanında geçen “...Davacı bana takıları kayınpederi ile eşinin aldığını söyledi. Düğünde borçlandığını söylemiş. Önümüzde incir hasadı var, o zaman geri alırım demiş. Bundan bir hafta sonra davalı ... benim sanayideki dükkanıma geldi. Ben takıları aldım. İncir hasadında geri alacağım diye söyledi. Altınlar geri alınmadı." şeklindeki ifadeler dava dilekçesindeki "davalı ..."ın davacıya ziynetleri babasına vermesini, daha sonra tekrar yapılıp yerine koyacağını bildirdiği" yönündeki beyanı doğrular mahiyette olduğu görülmüştür. Dosya kapsamından davalı ..."ın davacıdan takıları babasına vermesini istedikten sonra, takıları kendisinin tekrar yapıp yerine koyacağı yönünde beyanda bulunmak suretiyle davacıya takıların bizzat kendisi tarafından geri iade edileceği yönünde güvence verdiği ve davacının da bunun üzerine takıları getirip davalı ..."a verdiği, davalı ..."ın da davacıdan aldığı takıları diğer davalı olan babas..."e verdiği anlaşılmaktadır. Kaldı ki, bahse konu düğün borcunun davalı ..."ın düğününden kaynaklanan borç olduğu da nazara alındığında davalı ..."ın da davalı ... ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğuna karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozma sebebi yapılmıştır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.