19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/510 Karar No: 2020/8320 Karar Tarihi: 24.06.2020
1632 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/510 Esas 2020/8320 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi, sanığın 1632 Sayılı Kanuna Aykırılık suçundan mahkumiyetine karar verdi. Temyiz isteği incelendikten sonra, suçun sanık tarafından işlendiği, iddia ve savunmaların tam olarak sunulduğu ve vicdani kanının çelişmeyen verilere dayandığı sonucuna varıldı. Ancak, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılması talebini kabul ettiği ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulanmasına yasal imkansızlık olduğu gerekçesiyle reddedildiği ve sanığın izin sürelerini aşması nedeniyle hükümlerin bozulmasına karar verildi. Kararın dayandığı kanun maddeleri, 1632 Sayılı Kanun, 5320 Sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ve 1412 Sayılı CMUK'nın 321. maddesidir.
19. Ceza Dairesi 2019/510 E. , 2020/8320 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi (5. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi (Kapatılan)) SUÇ : 1632 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Yükletilen suçlarn sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak, 1)Sanığın savunmasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasını kabul ettiğini beyan etmesi, adli sicil kaydında yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ilamın 13/09/2011 tarihinde kesinleştiği ve 3 yıllık denetim süresinin temyize konu suçun işlendiği tarihten önce 13/09/2014 tarihinde sona erdiği, dolayısıyla suç tarihleri itibariyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için gerekli objektif şartları taşıdığı anlaşılan sanık hakkında “davaya konusu suçundan önce işlediği suçlara ilişkin hükümlerin bulunması görülmekle sanığın tekrar suç işlemeyeceği hususunda Mahkemede kanaat oluşmadığından hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulanmasına yasal imkansızlık ve takdiren gerek görülmediği” şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, 2) 16/07/2015 günü 5 gün kanuni izne gönderilen sanığın izin süresinin bitimi olan 20/07/2015 günü rahatsızlığı nedeniyle başvurduğu Küçükköprü Aile Sağlığı Merkezinde yapılan muayenesi sonucunda 5 gün istirahatinin uygun görüldüğü, 24/07/2015 günü istirahati sona eren sanığın İstanbul ile Tekirdağ illeri arası tanınacak 1 günlük dönüş yol süresi sonunda 25/07/2015 günü saat 24:00’e kadar birliğine katılması gerekirken 02/08/2015 tarihinde kendiliğinden birliğine katıldığı, yine 12/11/2015 tarihinde saat 17:30’da 5 gün kanuni izne gönderilen sanığın 2015 yılı içinde yol süresi kullanmadığının anlaşılması nedeniyle bu izninde MSB yol süre çizelgesine göre gidiş-dönüş için iki gün yol süresi verilmesi gerektiği, buna göre 21/11/2015 tarihinde saat 17:30’a kadar birliğine katılması gerekirken katılmadığı, 07/02/2016 tarihinde kendiliğinden birliğine katıldığı dikkate alındığında; 21/07/2015-02/08/2015 tarihleri arasındaki izin tecavüzü suçuna ilişkin temadinin başlangıç tarihinin “26/07/2015” yerine kısa karar ve gerekçeli hükümde “21/07/2015”, 19/11/2015-07/02/2016 tarihleri arasındaki izin tecavüzü suçuna ilişkin temadinin başlangıç tarihinin “21/11/2015” yerine kısa karar ve gerekçeli hükümde “19/11/2015” olarak kabul edilmesi, Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, HÜKÜMLERİN, tebliğnameye uygun olarak, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 24/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.