3. Hukuk Dairesi 2016/14424 E. , 2018/2725 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, sigortalı olarak davalı yanında bir dönem şöfor olarak çalıştığını, davalının yurt dışı yolcu taşmacılığı yaptığını, kendisinin de davalının nam ve hesabına, davalıya ait araçlar ile yurt dışına yolcu taşıdığını, 2006 yılı 3, 4, 5, 6. ve 7. aylarında davalı nam ve hesabına yurt dışına çıkış yaptığı araçlardaki A2 belgesinin sahte olduğunun tespit edilmesi üzerine belirtilen aylara ait yurt dışı harçlarının işlemiş faizi ile birlikte kendisinden tahsil edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 7.570,75 TL"nin kendisinden tahsil edildiği tarihlerden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 26.02.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile müddeabihi harcını yatırmak suretiyle 9.839,08 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının kullandığı araçlar ile kendi nam ve hesabına çalıştığını, dava konusu yaptığı tüm giderlerin davacının kendisine ait olduğunu, davalı adına ve namına yapılmış bir iş bulunmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine, 9.839,08 TL alacağın 7.570,75 TL"lik kısmının dava (29.04.2015), 2.268,33 TL"lik kısmının ıslah (26.02.2016) tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T."nin 13.maddesine göre; Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci
Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Ancak, hükmedilen ücret, kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
Davanın tamamen veya kısmen kazanılması ya da reddedilmesi halinde ise, nispi vekalet ücreti kabul ya da reddedilen müddeabihin değeri üzerinden hesaplanır.
Somut olayda davacı; ıslah ile talebini artırmış olup, mahkemece ıslah edilen miktar dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmakla kendisini vekille temsil ettirmiş olan davacı lehine kabul edilen miktar üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken vekalet ücretine hükmedilmemiş olması doğru görülmemiştir.
Ne var ki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK .436/2 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün 3. fıkrasından sonra gelmek üzere "Davacı davada vekille temsil olunduğundan, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.800,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ifadelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.