1632 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/29804 Esas 2020/8318 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/29804
Karar No: 2020/8318
Karar Tarihi: 24.06.2020

1632 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/29804 Esas 2020/8318 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Ege Ordusu Komutanlığı Askeri Mahkemesi tarafından verilen ve 1632 Sayılı Kanuna Aykırılık suçundan mahkumiyet kararı verilen bir davada temyiz istemi reddedilmiştir. Mahkeme, suçun sanık tarafından işlendiğinin kanıtlandığını ve vicdani kanının kesin olduğunu belirtmiştir. Ancak, sanık hakkında daha önce verilen bir hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı nedeniyle, izlenecek yasal şartların yerine getirilmediği gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmemiştir. Ayrıca, denetim süresinin suç tarihinden önce sona erdiği gözetilmeden Mahkemesine ihbarda bulunulması da kanuna aykırı bulunmuştur. Bu nedenlerle, karar bozulmuş ve dosya mahkemesine gönderilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 1632 Sayılı Kanun (Suçların ve Kabahatlerin Bildirimi Hakkında Kanun)
- 1412 sayılı CMUK (Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu)
- 5320 sayılı Kanun (Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun)
19. Ceza Dairesi         2019/29804 E.  ,  2020/8318 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ege Ordusu Komutanlığı Askeri Mahkemesi (Kapatılan)
    SUÇ : 1632 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, sanığın temyiz isteminin hakkındaki mahkumiyet kararına yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
    Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
    Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
    Ancak,
    1)Sanığın savunmasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasını kabul ettiğini beyan etmesi, adli sicil kaydında yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ilamın 03/02/2012 tarihinde kesinleştiği ve 3 yıllık denetim süresinin temyize konu suçun işlendiği tarihten önce 03/02/2015 tarihinde sona erdiği, dolayısıyla suç tarihleri itibariyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için gerekli objektif şartları taşıdığı anlaşılan sanık hakkında “sanığın daha evvel hırsızlık suçundan Pınarhisar Asliye Ceza Mahkemesinde cezalandırıldığı ve hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı görüldüğünden yasal şartları oluşmadığı” şeklindeki yeterli olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    2) Sanık hakkındaki Pınarhisar Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/48 Esas 2012/7 Karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına ilişkin denetim süresinin suçun işlendiği tarihten önce 03/02/2015 tarihinde sona erdiği gözetilmeden Mahkemesine ihbarda bulunulmasına karar verilmesi, Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN, tebliğnameye aykırı olarak, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 24/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.