13. Hukuk Dairesi 2015/31887 E. , 2017/11909 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, ... 23. İcra Müdürlüğü"nün 2013/16232 sayılı icra dosyasında tahsili talep edilen faturalarda adı geçen şirkete ait hastane ile faturayı kesen ve davacı derneğe bağlı kan merkezi arasında kan ve kan bileşenlerinin dernek tarafından tedarik edilmesine ilişkin 16.03.2012 tarihli sözleşme imzalandığını, kan ve kan bileşenlerine ilişkin bedelleri Resmi Sağlık Kurumları Fiyat Tarifesi gereği Maliye Bakanlığı"nca belirlenen fiyatlar üzerinden faturalandırdığını, faturaları usulüne uygun olarak ibraz ettiklerini ancak davalıdan fatura bedellerini tahsil edemediklerini, faturaların ödenmesi için davalıya 21.08.2013 ve 19.09.2013 tarihli ihtarnameler gönderilmesine rağmen ödemenin yapılmaması üzerine ... . İcra Müdürlüğü"nün 2013/16232 sayılı icra dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek icra takibine itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatı takdiri ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine, ... . İcra Müdürlüğü"nün 2013/16232 esas sayılı takip dosyası ile yapılan icra takibine davalının yaptığı itirazın 17.365,73 TL asıl, 141,30 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.507,03 TL üzerinden iptaline, faizle ilgili fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, asıl alacak üzerinden davacı yararına % 20 icra inkar tazminatı takdiri ile davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafca temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece, kararın gerekçesinde ""alacağın belirlenmesi yargılamayı gerektirdiğinden davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir."" denilmiştir. Oysa ki hüküm fıkrasının 2.bendinde ""asıl alacak üzerinden davacı yararına % 20 icra inkar tazminatı takdiri ile davalıdan alınıp davacıya ödenmesine"" denilerek gerekçe ile karar arasında çelişki yaratılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli karar uyum içinde olmalıdır. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar ve hüküm arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm veya gerekçe başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.
Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 6100 sayılı HMK 294 ve 297 maddelerinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 6100 sayılı HMK 297/son maddesi gereğince; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olduğu belirtilmiş yine anılan kanunun 298/2. maddesi gereğince de; gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
Temyize konu davada, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulduğu anlaşılmakla, bu husus açıklanan yasal düzenlemeye göre HMK 297. maddesine aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, karar düzeltme yolu açık olmak üzere, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.