Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/2480
Karar No: 2020/5221
Karar Tarihi: 14.10.2020

Hakaret - tehdit - özel hayatın gizliliğini ihlal - kişilerin huzur ve sükununu bozma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/2480 Esas 2020/5221 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2019/2480 E.  ,  2020/5221 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
    Suçlar : Hakaret, tehdit, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişilerin huzur ve sükununu bozma
    Hükümler : 1- Hakaret suçundan TCK’nın 125/1, 62/1, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
    2- Tehdit suçundan TCK’nın 106/1-1, 62/1, 50/1-a, 52/1-2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
    3- Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan TCK’nın 134/1, 62/1, 50/1-a, 52/1-2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
    4- Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan TCK’nın 123, 62/1, 50/1-a, 52/1-2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet

    Hakaret, tehdit, özel hayatın gizliliğini ihlal ile kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    A) Hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
    Anayasa Mahkemesinin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 Esas, 2009/114 karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK"nın 50 ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2000 TL"ye kadar (2000 TL dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanunun 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ila 6217 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkumiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizinin mümkün olduğu, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3000 TL’ye kadar (3000 TL dahil) adli para cezalarının 5320 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu anlaşılmakla; sanık hakkında hakaret suçundan dolayı 06.06.2013 tarihinde doğrudan hükmedilen 1500 TL"den ibaret mahkumiyet hükmüne yönelik suç vasfına ilişkin herhangi bir temyiz istemi de bulunmadığından, sanığın temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
    B) Tehdit, özel hayatın gizliliğini ihlal ile kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesine gelince;
    İncelenen dosyada; sanığın, 17.01.2013 tarihinde, tehdit, özel hayatın gizliliğini ihlal ile kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarını işlediği iddia edilerek ve sanığa yüklenen TCK"nın 134/1. madde ve fıkrasındaki özel hayatın gizliliğini ihlal suçu için 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 81. maddesi ile yapılan değişiklikle “bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası” öngörülmüş olup, hapis cezasının üst sınırı itibariyle davaya bakma görevinin 5235 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca asliye ceza mahkemesine ait bulunduğu gözetilmeksizin, ...Cumhuriyet Başsavcılığının 21.01.2013 tarihli iddianamesi ile sulh ceza mahkemesine açılan davada, ...(Kapatılan) 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 28.01.2013 tarihli, 2013/87-2013/133 sayılı kararı ile iddianamede tehdit olarak nitelendirilen “Eğer benimle arkadaşlığına devam etmezsen, seni Kayseri"ye rezil ederim, kimsenin yüzüne bakamazsın.” sözlerinin, TCK’nın 107/2. madde ve fıkrasındaki şantaj suçunu oluşturacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesinin ve ...6. Asliye Ceza Mahkemesince de 15.03.2013 tarihli, 2013/208-2013/243 sayılı görevsizlik kararının verilmesinin ardından oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının, merci ...2. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.04.2013 tarihli, 2013/410 değişik iş sayılı kararı ile ...(Kapatılan) 4. Sulh Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararı kaldırılmak suretiyle çözüme kavuşturulduğu anlaşılmaktadır.
    07.06.1935 tarihli ve 32-14 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile 10.06.1942 tarihli ve 26-16 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği gibi, mahkemeler arasında ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığı üzerine tayini merci makamlarınca görevli olduğu belirlenen mahkemenin, merci kararına karşı direnme hakkı bulunmamaktadır. Nitekim; 10.06.1942 gün ve 26-16 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça ifade edildiği üzere; merci tarafından görevli olduğu belirlenen mahkemece verilen hüküm, temyiz incelemesi sırasında “velev ki görevsiz mahkeme tarafından verilmiş bile olsa, görev cihetinden bozulamayacaktır.”
    Bu açıklamalar ışığında; gerek sulh ceza mahkemesince iddianamede tehdit olarak nitelendirilen “Eğer benimle arkadaşlığına devam etmezsen, seni Kayseri"ye rezil ederim, kimsenin yüzüne bakamazsın.” sözlerinin, TCK’nın 107/2. madde ve fıkrasındaki şantaj suçunu oluşturacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerek 07.06.1935 tarihli, 32-14 sayılı ve 10.06.1942 tarihli, 26-16 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararları dikkate alındığında, tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün, “İddianamede anlatımı yapılan ve tehdit olarak nitelendirilen ‘Eğer benimle arkadaşlığına devam etmezsen seni Kayseri"ye rezil ederim, kimsenin yüzüne bakamazsın.’ şeklindeki sanığın sözlerinin şantaj suçunu oluşturabileceği ve buna ilişkin davaya bakma ve delilleri tayin ve takdir etme görev ve yetkisinin üst dereceli Asliye Ceza Mahkemesine ait bulunduğu gözetilerek ‘görevsizlik’ kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı biçimde hüküm tesisi...” nedenine dayalı olarak bozulmasını öneren ve "2-A" rakam ve harfi ile gösterilen tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiş olup, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün görevli mahkemece verilmemesi nedeniyle bozulamayacağı kabul edilerek yapılan incelemede:
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1- Sanık ...’in, mağdur ... tarafından aralarındaki arkadaşlık ilişkisinin sona erdirilmesine tepki olarak, adı geçen mağduru, “Eğer benimle arkadaşlığına devam etmezsen, seni Kayseri"ye rezil ederim, kimsenin yüzüne bakamazsın.” sözleri ile tehdit ettiği, mağdurun arkadaşı olan Tuğçe’nin kullanımındaki cep telefonuna, mağdura iletilmek üzere ve mağduru hedef alarak, ayrıntıları dosyada mevcut mesaj tespit tutanağında yazılı; “Ayşegül"e söyle gece yarıları karakollara ve mahkemelere giderek ailesini ve kendisini rezil eder, bana birşey olmaz, ama yaptığı ihanetin bedelini ödeyecek fazlasıyla, kurtulduğunu sanmasın, kesinlikle daha çok karakollara gideriz birlikte... Kayseri"ye rezil edecem onu, görecek, kendisini çok uyanık sanıyor, ama o tilkiyse ben kuyruğuyum..., Ayşegül"e söylersin tatlı tatlı yemenin acı acı çıkarması var, yalvaracak bana önceki yalvardığı gibi ama nafile, rezil olduğunu görmek beni çok mutlu edecek..., Ayşegül"e söyle bana ulaşmadığı mesaj atmadığı sürece intikam hırsımdan vazgeçmem, bana adam gibi konuşsun, sonra ne hali varsa görsün.” biçimindeki tehdit mesajlarını çektiği iddialarına konu olayda;
    Sanık tarafından mağdur ...’e söylendiği iddia olunan; “Eğer benimle arkadaşlığına devam etmezsen, seni Kayseri"ye rezil ederim, kimsenin yüzüne bakamazsın.” sözlerinin, ne zaman nerede nasıl söylendiği ve varsa buna ilişkin delilleri mağdur ...’den sorulup, sanığın, mağdurun arkadaşı olan Tuğçe’nin kullanımındaki cep telefonuna gönderdiğini kabul ettiği diğer mesajlarla birlikte iddianamede TCK’nın 106/1-1. madde, fıkra ve cümlesindeki tehdit suçu olarak nitelendirilen eylemlerinin, TCK’nın 107/2. madde ve fıkrasında tanımlanan şantaj ve/veya TCK’nın 106/1-2. madde, fıkra ve cümlesindeki tehdit suçları kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yetersiz gerekçeye dayalı olarak TCK’nın 106/1-1. madde, fıkra ve cümlesindeki tehdit suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
    Kabul ve uygulamaya göre de:
    a) Sanığın, bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda, mağdur ...’e karşı tehdit suçunu birden fazla işlemesine rağmen hakkında TCK"nın 43/1. madde ve fıkrasındaki zincirleme suç hükmünün uygulanmaması suretiyle sanığa eksik ceza hükmedilmesi,
    b) Hükümden sonra 02.12.2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile değişik CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve TCK"nın 106/1-1. madde, fıkra ve cümlesinde tanımı yapılan tehdit suçunun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; TCK"nın 7/2. madde ve fıkrası uyarınca; “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek, 6763 sayılı Kanun"un 35. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanun"un 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirilip, sonucuna göre tehdit suçu açısından sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    2- Şikayetçi ...’in kızı olan mağdur ...’ün fotoğraflarının, sanık ... tarafından dosyada mevcut iki ayrı zarfa konulup, şikayetçinin babası olan Hasan ile kayınpederi olan Salih’in evlerinin önüne bırakılarak ifşa edildiğine dair şikayetçinin 17.01.2013 havale tarihli şikayeti üzerine başlatılan adli soruşturma sonunda, sanığın, kayden 03.09.1995 doğumlu 17 yaşındaki mağdur ... ile birlikteyken el ele ve yan yana çektirdikleri samimi fotoğrafları, şikayetçi ...’in akrabalarının evlerinin önüne bırakarak, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
    Şikayetçinin kendi babası olan Hasan ile kayınpederi olan Salih isimli kişilerin tanık sıfatıyla ve şikayetçi ... ile mağdur ...’ün ayrıntılı şekilde yeniden beyanları alınıp, dosyada mevcut fotoğrafların şikayetçinin kendi babası olan Hasan ile kayınpederi olan Salih isimli kişilerin evlerinin önüne bırakılıp bırakılmadığı, bırakıldı ise ne zaman nerede nasıl bırakıldığı, fotoğraflarının ifşa edildiğinden mağdur ...’ün hangi tarihte haberdar olduğu araştırılıp, TCK’nın 134. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun, aynı Kanunun 139/1. madde ve fıkrası uyarınca şikayete tabi olması ve şikayet hakkının suç tarihi itibariyle 15 yaşından büyük medeni hakları kullanmaya ehil yaşı küçük mağdur ...’e ait olması nedeniyle mağdurun TCK"nın 73/1. madde ve fıkrasında öngörülen 6 aylık sürede şikayetçi olup olmadığı değerlendirilerek, mağdur ...’ün 6 aylık yasal süre geçmeden şikayetçi olduğu belirlendiği takdirde ise 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirilip, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik incelemeye ve yetersiz gerekçeye dayalı olarak özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
    Kabul ve uygulamaya göre de:
    Sanığın, mağdur ...’ün rızası dahilinde çekilen özel fotoğraflarını rızası olmaksızın başkalarının görgüsüne sunması eyleminin, TCK’nın 134/2. madde ve fıkrasındaki görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu gözetilmeden, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülüp, aynı maddenin 1. fıkrasının 1. cümlesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet hükmü kurularak, sanığa eksik ceza hükmedilmesi,
    3- Mağdur ... ile mağdurun annesi olan şikayetçi ...’e ve mağdurun babası olan...e yönelik 03.01.2013 tarihli eyleminden dolayı kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan ...Cumhuriyet Başsavcılığının 14.01.2013 tarihli, 2013/1275 soruşturma ve 2013/1089 sayılı kararı ile hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen sanık ... ile ilgili olarak şikayetçi ...’in 17.01.2013 tarihinde yeniden şikayetçi olması üzerine başlatılan adli soruşturma sonunda, sanığın, şikayetçi ...’in evinde kurulu sabit hattı birçok defa arayıp, hiçbir şey söylemeden kapatmak suretiyle şikayetçinin ve ailesinin huzurunu ve sükununu bozduğunun iddia edildiği olayda;
    Şikayetçi ...’in evinde kurulu sabit hattın şikayet tarihi olan 17.01.2013 tarihi ile iddianamenin düzenlendiği 21.01.2013 tarihini de kapsar şekilde HTS kayıtları Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan getirtilip incelenerek, sanığın anılan sabit hattı arayıp aramadığı ve aramaların sıklığı araştırılıp, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, TCK"nın 123/1. madde ve fıkrasındaki kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun unsuru olan ısrar öğesinin gerçekleşip gerçekleşmediği ve sanığın sırf huzur ve sükunu bozmaya yönelik saikinin olup olmadığı tartışılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik incelemeye ve yetersiz gerekçeye dayalı olarak kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarları yönünden sanığın kazanılmış hakkının infazda gözetilerek saklı tutulmasına, 14.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi