Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/32590
Karar No: 2017/11907
Karar Tarihi: 04.12.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/32590 Esas 2017/11907 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2015/32590 E.  ,  2017/11907 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-birleşen dosya davalısı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı asıl davasında, ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2003/130 E. sayılı dosyasında davalının vekilliğini yapatığını, davanın değerinin 151.150,60 TL olduğunu, davalının bu davada davalı sıfatıyla bulunduğunu ve kararın müvekkili davalı lehine sonuçlandığını, 02/09/1993 tarihli vekaletname ile davalının uzun yıllardır vekilliğini yaptığını, çok cüz"i ücretlerle davalının her emeğini geçiştirmeye çalıştığını, ... Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında da ücretlerinin verilmediğini, bu dosya için olağanüstü performans sarfettiğini ancak, davalının davayı kazandıktan sonra kendisini tanımazlıktan gelerek ücretini ödemediğini beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 15.116,60 TL"nin dava tarihinden itibaren en yüksek banka reeskont faiziyle mümkün değilse, yasal faiziyle birlikte ayrıca % 18 KDV si ilave edilerek yasal masraflarıyla davalıdan alınarak tarafına verilmesini talep etmiştir.
    Davacı birleşen davasında, ... 13. İcra Müdürlüğü"nün 200/22496 Esas sayılı dosyasında tahsil tarihinde 300.000 USD, yine 2000/23036 Esas sayılı dosyasında tahsil tarihinde 30.000 USD tahsil edildiğini, bütün tahsilatların paranın alınması aşamasında davalı asil tarafından yapıldığını,ahzu kabza yetkili olmasına rağmen paraların alınması aşamasında davalı asilin kendisini ekarte ettiğini, öyle ki borçlular nezdinde hakettiği yasal vekalet ücretlerinin dahi bir kısmına el koyduğunu, 11/11/2004 tarihinde hakettiği vekalet ücretlerinin ödenmesi için davalıya ihtarname gönderdiğini, bu ihtarnamede her iki dosyadaki tahsilat rakamı olan 340.000 USD"nin % 15"i olan 50.190 USD"yi ödemesine ve 2.918,00 TL tutarındaki borçlular nezdinde hak ettiği yasal vekalet ücretlerine de el konulduğu için bunu iade etmesinin istendiğini, bunun üzerine davalının çeşitli tarihlerde toplam 21.823,20 TL ödeme yaptığını, bu ödemenin 2.918,00 TL"sinin borçlular nezdinde hak ettiği yasal vekalet ücreti olduğunu, bu durumda davalının 18.905,20 TL ödeme yaptığını beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 30.000,00 TL."nin 21.11.2004 tarihinden itibaren en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte, bu mümkün olmadığı taktirde, yasal faiziyle % 18 KDV"si ilave edilerek davalıdan alınıp tarafına verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı asıl dava ve birleşen davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece ilk olarak, asıl davada davanın kabulüne, 15.116,60 TL vekalet ücretinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dosyamızla birleştirilen ... Asliye 3.Hukuk Mahkemesi"nin 2007/11 Esas sayılı dosyasında davanın kabulüne, 29.861,26 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş hüküm davacı ve davalının temyizi üzerine dairemizin 12.07.2010 tarih 2010/3697 Esas, 2010/10380 Karar sayılı ilamıyla ""..Mahkeme, kararın gerekçe bölümünde birleşen davanın Avukatlık kanunun 164/4 maddesi gereğince her iki icra dosyası için takdiren 3.486,47 +13.919,37=17.398,84 TL ve Avukatlık kanununun 164/son fıkrasına göre hesaplanan 2.120,00+1643,00=3.763 TL vekalet ücretinin tahsiline şeklinde açıklamada bulunmasına ve bu açıklamaya göre hükmedilecek toplam miktarın 21.161,84 TL olmasının gerekmesine rağmen kararının hüküm fıkrasında bu kalem istekler yönünden 29.861,26 TL"ye hükmedildiği anlaşılmaktadır. Öyle olunca, karar gerekçesi ile hüküm fıkrası birbiri ile çelişmektedir. HUMK 388 ve 389 maddeleri gereğince gerekçe ile hükmün birbirini teyit etmesi gerekir. Bu durumda, gerekçe ile hükmün birbirine uygun olmaması nedeniyle hüküm bozulmalıdır.."" gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkeme bozma ilamına uyulmasına karar vererek yaptığı yargılama sonucunda bu kez, asıl davada; davacı bu davada 15.160,00 TL bedele hak kazanmış ise de; ödenen 21.823,20 TL"den 15,160,00 TL"nin mahsubu ile bu davada, davalı aleyhine hüküm kurulmasına yer olmadığına, birleşen davada; davacının hak ettiği toplam 21.161,84 TL"den bakiye 6.663,00 TL"nin mahsubu ile kalan 14.498,64 TL"nin, dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermiş yine, tarafların temyizi üzerine karar, dairemizin 11.10.2012 tarih 2012/15493 Esas 2012/22760 Karar sayılı ilamıyla ""1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davacı avukat, her ne kadar 4667 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 2.5.2001 tarihinden önce de davalıya hizmet verdiğinden verildiği tarih itibariyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplama yapılması gerekli ise de davalının bu yönü temyiz sebebi yapmadığından bu hususun bozma sebebi yapılamayacağının anlaşılmasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. denilmiş ve 2-Davacı asıl davada, fazlası saklı kalmak üzere 15.160,60 TL, birleşen davada da, fazlası saklı kalmak üzere 30.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacının talebi, hak ettiği vekalet ücretine ilişkin olup, karşı tarafa yükletilecek vekalet ücreti yönünden her hangi bir talebi bulunmamaktadır. HUMK 74.maddesi hükmünce mahkeme taleple bağlı olup, talep dışına çıkarak karar veremez. Bu yön gözardı edilmek ve davacının talebi aşılmak suretiyle karşı taraf vekalet ücreti yönünden de hesaplama yapılarak hüküm kurulamaz. Öte yandan birleşen dava açısından hesaplama yapılırken 5.606,47 TL ve 15.160,00 TL rakamları toplanarak toplam 21.161,84 TL’nin esas alınması da hesap hatası niteliğindedir. Mahkemenin bu yönleri göz ardı ederek, yazılı şekilde hüküm tesis etmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir..."" gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkeme, bozma ilamına uyulmasına karar vererek yaptığı yargılama sonucunda bu kez, asıl davada toplam 15.160,00 TL bedelle hak kazanılmış ise de, ödenen 18.069,20 TL"den, 15.160,00 TL"nin mahsubu ile bu davada davalı aleyhine hüküm kurulmasına yer olmadığına, birleşen dosyada davacının hak ettiği toplam 21.161,84 TL"den, bakiye 2.909,20 TL"nin mahsubu ile kalan 18.252,64 TL"nin, temerrüt tarihi olan 22.11.2004 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar vermiş hüküm davalının temyizi üzerine dairemizin 13.11.2013 tarih 2013/20324 Esas 2013/28130 Karar sayılı ilamıyla ""...mahkemece, 9.4.2013 günlü oturumda bozma ilamına uyulmasına rağmen mahkemece, az yukarıda açıklanan Dairemiz bozma ilamının maddi hataya müstenit olduğu, davacının dava dilekçesinde açıkça karşı tarafa yükletilecek vekalet ücreti talebinde de bulunduğu gerekçesiyle karar verilmiştir. Oysaki, mahkemece bozmaya uyulmakla birlikte, taraflar yönünden artık usulü müktesep hak doğmuştur ve bozma gereklerinin yerine getirilmesi zorunludur. Bu yönün gözetilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup, hükmün yeniden bozulmasını gerektirir..."" gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkeme bozma ilamına uyulmasına karar vererek yaptığı yargılama sonucunda bu kez mevcut temyize konu, asıl davada; toplam 15.160,00 TL vekalet ücretine hak kazanılmış olup, ödenen 18.069,20 TL"den mahsubu ile, bu davada davalı aleyhine hüküm kurulmasına yer olmadığına, birleşen dosyada; hakedilen toplam 17.398,84 TL"den mahsubu gereken bakiye 2.909,00 TL"nin mahsup edilerek, kalan 14.489,84 TL vekalet ücretinin, 22.11.2004 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafca temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle aleyhe bozma yasağı ve usuli kazanılmış hak kurumu göz önüne alınarak davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Mahkemece, kararın hüküm başlıklı 2. bendinde""..22.11.2004 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline.."" şeklinde hüküm kurulmuşsa da Dairemizin 11.10.2012 tarih 2012/15493 Esas 2012/22760 karar sayılı bozma ilamı ile davacının faizin 22.11.2004 tarihinden itibaren başlatılmasına yönelik temyiz itirazı ile birlikte tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş olması sebebiyle, davalı açısından faizin dava tarihinden itibaren başlatılması usuli kazanılmış hak teşkil ettiğinden, faizin aleyhe bozma yasağına ve usulü müktesep hakka aykırı olarak dava tarihinden önceki bir tarih olan 22.11.2004 tarihinden başlatılması usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK"nun 438/7 maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazının kabulü ile mahkeme kararının hüküm başlıklı bölümünün 2. bendinde yer alan "22.11.2004 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline," sözlerinin "Dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline" şeklinde düzeltilmesine, mahkeme kararının bu şekilde düzelterek ONANMASINA, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, peşin alınan 506,35 TL harcın istek halinde davalı-birleşen dosya davalısına iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi