(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2017/1416 E. , 2021/3002 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, Havza İlçesi Çelikalan Mahallesi çalışma alanında bulunan 164 ada 46 parsel sayılı 1.247,17 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, eşit paylarla ..., ..., ... adına; 165 ada 5 parsel 1.154,24 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... adına; 239 ada 7 parsel 6,442,76 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, ... adlarına ayrı ayrı irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adlarına tespit edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tespitin iptali ile taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında davacı ..."ın ölümü nedeniyle dava, mirasçıları ... ve arkadaşları tarafından takip edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 164 ada 46 parsel sayılı taşınmaz, toplam 6 pay kabul edilerek 1 payın ..., 1 payın ..., 1 payın ..., 3 payın ... (ölü) adına; 165 ada 5 parsel sayılı taşınmaz, toplam 2 pay kabul edilerek 1 payın ..., 1 payın ... (ölü) adına ve 239 ada 7 parsel sayılı taşınmaz, toplam 2 pay kabul edilerek 1 payın ..., 1 payın ... (ölü) adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili, davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taşınmazlarda bütün köyün örfü olan devirli ekme adeti bulunduğu, çekişmeli taşınmazların 10-15 yıldır davalıların zilyetliğinde, daha öncesinde ise davacıların zilyetliğinde bulunduğu gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların kendi murisi ...’dan intikal ettiğini ileri sürerek dava açmış; davalılar ise, taşınmazların kendi murisleri ... tarafından satın alındığını ve kendilerine kaldığını, 70 yıldır kendi zilyetliklerinde bulunduğunu savunmuşlar ve vekilleri tarafından dosyaya ibraz edilen 10.5.2016 havale tarihli dilekçede ise, taraflar arasındaki akrabalık ilişkisini anlatmışlardır. Ne var ki Mahkemece, taraflar arasındaki ilişkinin ne olduğu, mirasçılık ilişkisi bulunup bulunmadığı, varsa çekişmeli taşınmazların ortak muristen gelip gelmediği, mirasçılar arasında taksim edilip edilmediği hususları yeterince araştırılmamış; davacılar ile davalılar arasında mirasçılık ilişkisinin bulunmaması halinde tapusuz olan çekişmeli taşınmazlarda uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği düşünülmemiş; öte yandan, davalı tarafın dosyaya ibraz ettiği ve taraflar arasında düzenlendiği anlaşılan 16.5.2003 tarihli anlaşma senedi açıklattırılmamış; dinlenen yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, taşınmazların öncesinde kime ait olduğu, kimden intikal ettiği, kullanım şekli ve süresi konusunda ayrıntılı beyan alınmaksızın, soyut ve son derece yetersiz beyanlara itibar edilerek karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacıların murisleri ile davalıların murislerinin (anne ve babaları da dahil) tüm mirasçılarını gösterir nüfus kayıtları ve veraset ilamları dosya içerisine alınmak suretiyle taraflar arasında mirasçılık ilişkisi bulunup bulunmadığı belirlenmeli, bundan sonra mahallinde, üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taraflar arasında mirasçılık ilişkisi bulunup bulunmadığı, mirasçılık ilişkisi varsa çekişmeli taşınmazların ortak muristen gelip gelmediği, taşınmazların bilinen ilk malikinin kim olduğu, tüm mirasçılar arasında geçerli bir taksimin bulunup bulunmadığı, taksim yapılmış ise her bir mirasçıya hangi taşınmazın düştüğü, taşınmaz düşmeyen mirasçının miras payına karşılık ne aldığı, taşınmazların kimden kime ve ne şekilde intikal ettiği, taşınmazları eylemli olarak kimin ve ne kadar süre kullandığı hususlarında, olaylara dayalı ve ayrıntılı beyanları alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri terekeye dahil tüm taşınmazların tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; taraflar arasında mirasçılık ilişkisinin bulunmadığının anlaşılması halinde uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözüleceği göz önünde bulundurularak, kadastro tespit gününe kadar davacı taraf yararına 3402 sayılı Yasa" nın 14. maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı; fen bilirkişisine, keşfi takibe imkan verir ve denetime elverişli kroki ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli ve bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.