MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 31.07.2012 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil olmazsa alacak talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi ... ile davalı ... arasında ... Noterliği’nde 30.06.1987 tarihli satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmeye göre 280 m2, 2 kat kaba inşaatın ...’e satıldığını, taşınmazın tapulamasından sonra 3376 parsel olarak davalı adına tescil edildiğini ve daha sonra ifraz görerek davacıların murisinin satın aldığı inşaatın bulunduğu yerin 5179 parsel olduğunu, muris ...’ün vefatından sonra davalının taşınmazı tescile yanaşmadığından bahisle 5179 parselin davalı adına olan tapusunun iptali ile davacılar adına tesciline, binanın rayiç bedelinin tespiti ile halen belirsiz olan alacağın fazlaya ilişkin haklarının saklı kalarak 50.000,00 TL’sinin faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıların ... iptal ve tescil isteğinin zamanaşımına uğradığını, taşınmazın 1992 yılında tapuya tescil edildiğini ve aradan 20 yıl geçtiğini, tapusuz dönemde yapılan satışla ilgili ... iptal ve tescil istenemeyeceğini, davacıların iddialarını kabul etmediklerini, nitekim davacıların taşınmazın bedelini ödemediklerini, ödemeyi ispat etmelerinin gerektiğini, hem ... iptal tescil hem de alacak isteğinde bulunamayacaklarını, asıl alacağın belirli olması gerektiğini, davanın kabulü halinde ise asıl alacağa faiz işletilemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, davacıların, davalının tapuda devir ve tescil işlemine yanaşmayacağını kesin olarak öğrendikleri tarihten itibaren 1 yıllık süre içerisinde zilyetliklerinde bulunan taşınmazın bedeli yönünden sebepsiz zenginleşme nedeniyle eldeki davayı açtıklarını, bu nedenle zamanaşımının gerçekleşmediğini, bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmazın bedelinin 71.557,00 TL olduğunu, ancak davacıların talebi ile bağlı kalınarak 50.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Hukukumuzda bir davanın mahkeme önüne terditli taleplerle getirilmesi mümkündür. Niketim, davacı somut uyuşmazlıkta ilk kademede satış vaadi sözleşmesine dayanarak dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile adına tescilini, ikinci kademede ise taşınmazın rayiç değerinin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, davacının ... iptal ve tescil istemine yönelik olarak olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.09.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.