20. Hukuk Dairesi 2018/3258 E. , 2018/6587 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ile katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... ili, ... ilçesi, ... köyü, 146 ada 1114 parsel sayılı 86.092,49 m2 yüzölçümlü ham toprak vasıflı taşınmaz 07.04.2003 tarihinde kesinleşen kadastro çalışmaları sonucunda ... adına tescil edilmiştir.
Davacı, miras yoluyla intikal, taksim ve zilyetlik nedenlerine dayanarak ... adına ham toprak olarak kayıtlı 146 ada 1114 parselin iptaliyle adına tapuya tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Davalı ... vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 4238.02 m2 yüzölçümlü yerin tapu kaydının iptaliyle davacı adına tapuya tesciline dair verilen karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur. Hükmüne uyulan Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 13/03/2008 gün ve 2008/977 - 2012/1344 E.K. sayılı bozma kararında özetle; "Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, mevcut deliller takdir edilerek sonucuna göre karar verildiğine, takdirde de bir isabetsizlik bulunmadığına, mahalli bilirkişi ve şahitler tarafından taşınmazın öncesinin ...’a ait olup 40-50 yıldan fazla süre arpa, buğday ekilmek suretiyle kullanıldığı, 1987 yılında ölmesi üzerine mirasçılar arasında yapılan taksim sonunda davacıya kaldığı bildirildiğine göre davalı ... vekilinin aşağıdaki husus dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, dava konusu yer, ham toprak niteliğinde ... adına tespit edilmiş olup çevresinde Devlet ormanı bulunmaktadır. Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı ... Kanununun 1. maddesi hükmü uyarınca; ... sayılan yerlerden bulunup bulunmadığının uzman bilirkişi marifetiyle belirlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle, taşınmazın bulunduğu yerde yetkili ... Kadastro Komisyonlarınca ... sınırlandırılması yapılmış ise, sınırlandırmaya ait kesinleşmiş harita ve tutanakların, sınırlama yapılmamış ise bu yöreye ait memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarının ... İdaresinden istenerek dosya arasına konulması, ondan sonra mahalli, teknik ve ormancı bilirkişi eliyle dava konusu taşınmaza uygulanması, taşınmazın 6831 sayılı ... Kanununun 1. maddesi hükmü uyarınca ... sayılan yerlerden olup olmadığının yöntemine uygun bir biçimde araştırılıp belirlenmesi, uygulama ve taşınmazın konumunun Yargıtay denetimi sırasında izlenebilmesi bakımından teknik bilirkişi tarafından düzenlenecek krokiye işaret edilmesi, HUMK"nın 366. maddesi gereğince taşınmaz ve çevresini gösterir biçimde renkli fotoğraflarının çektirilerek hâkim tarafından onaylandıktan sonra dosya arasına konulması gerekmektedir. Eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmesinin doğru olmadığı"na değinilmiştir. 2018/3258-6587 Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulü ile 146 ada 1114 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile (A) harfi ile gösterilen 4238,02 m²"lik kısmının davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın geri kalan (B) ve (C) harfleri ile gösterilen kısımlarının ise tesbit gibi ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle Dairenin 03/06/2015 gün 5801-5216 E.K. sayılı kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Hüküm sonucunda, kaydın iptali ile ilgili olarak, hem tapu kaydının kısmen iptali, hem de (A) harfi ile gösterilen kısmın tapu kaydının iptali şeklinde aynı cümle içinde iptal hükümlerine yer verildiği, ayrıca kısmen iptal hükmü kurulmasına rağmen taşınmazın geriye kalan (B) ve (C) harfi ile gösterilen kısımlarının tespit gibi ... adına tapuya tesciline karar verilmekle mükerrer sicil oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Bu şekilde oluşturulan hüküm infazda tereddüte yol açacağı gibi 6100 sayılı HMK"nın 297/2. maddesi hükmüne de açıkça aykırılık teşkil ettiğinden, kararın bozulması gerekmiştir. Kabule göre de, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen, yargılama giderlerinin kabul ret oranına göre hesaplanmaksızın tümünün davalı taraftan alınmasına karar verilmesi ve davalı tarafın kendisini vekil ile temsil ettirmesine karşın vekâlet ücreti takdir edilmemesi doğru görülmemiştir.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmasının ardından davanın kabulüne, çekişmeli 146 ada 1114 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin 05/07/2012 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 4.238,02 m²"lik kısmının tapusunun iptali ile davacı adına tarla vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili ile katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 2001 yılında yapılan ... kadastrosu ve 2003 yılında yapılan arazi kadastrosu bulunmaktadır.
1) Davacı vekilinin temyiz itirazları bakımından,
... vekilinin temyiz dilekçesi davacı vekiline 12.02.2016 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekilince 29.02.2016 tarihinde katılma yoluyla temyiz için yasada düzenlenmiş 10 günlük süreden sonra katılma yoluyla temyiz edilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bu yolda karar verilebileceğinden, temyiz dilekçesinin süreden reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davalı ... vekilinin temyiz itirazları bakımından;
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süreden REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine,
2) İki numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 18/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.