Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/3278
Karar No: 2019/5814
Karar Tarihi: 27.09.2019

Şube Müdürlüğünden sormuştur - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/3278 Esas 2019/5814 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2019/3278 E.  ,  2019/5814 K.

    "İçtihat Metni"



    TALEP:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.02.2019 tarih ve.... sayılı yazısı ile;
    Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda sanığın beraatine dair ...5. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/06/2018 tarihli ve 2017/194 esas, 2018/262 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre, ...5. Ağır Ceza Mahkemesince, sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün amacı doğrultusunda kurulan ...İş Adamları Derneğine üyelik kaydının bulunması, evinde yapılan aramada kapatılan yayınevine ait tek bir kitabın bulunması ve çocuklarını örgütle bağlantılı okullara göndermiş olması olgusunun, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin içtihatları dikkate alındığında, tek başına, silahlı terör örgütü üyeliğine delil teşkil etmeyip örgüt sempatisine işaret edeceği, sanığın örgütün nihai amacını bilerek örgütle organik bağ kurduğuna, iradesini örgütün hiyerarşik gücünün emrine teslim ettiğine, örgüt adına süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylemlerde bulunduğuna, sonuç olarak örgüt mensubu olduğuna dair her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı nitelikte delil elde edilemediğinden bahisle sanığın beraatine karar verilmiş ise de, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/180056 soruşturma sayılı dosyası kapsamında verilen talimat üzerine ...KOM Şube Müdürlüğünce sanığın, bylock kullanıcısı olduğunun tespit edildiği nazara alınıp toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne örgütsel olarak bağlı olduğuna dair cezalandırılmasına yeterli delil bulunduğu ve üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeden, mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 17.01.2019 gün ve 94660652-105-20-11287-2018-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
    OLAY:
    ...Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/5385 soruşturma.... esas,.... numaralı 02.06.2017 tarihli iddianamesi ile sanığın FETÖ terör örgütü üyesi olduğu iddiası ile eylemine uyan 5237 sayılı TCK"nun 314/2, 53, 58/9, 63, 54 ve 3713 sayılı TMK"nın 5/1 maddeleri uyarınca cezalandırılması iddia ve talep edilmiştir.
    ...5.Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/194 esasına kayden görülen davada mahkeme 27.07.2017 tarihli ara kararı ile sanığın Bylock programını kullanıp kullanmadığını Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğünden sormuştur.
    Anılan kurumun 18.12.2017 tarihli cevabi yazısında TC kimlik numaralarına göre yapılan sorgulamalarda sanığın Bylock program kaydının olmadığı bildirilmiştir.
    Sanık suçlamaları reddetmiştir.
    18.06.2018 tarihli duruşmada İddia makamının mütalaası doğrultusunda sanığın silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu işlediğine dair, cezalandırılmasına yeter derecede kesin, somut ve inandırıcı delil elde edilemediği anlaşıldığından, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gözetilerek CMK"nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine dair verilen ve "...sanığın by-lock kullanıcısı olmadığı" kabulüne dayanan karar istinaf edilmediğinden 25.06.2018 tarihinde kesinleşmiştir.
    12.07.2018 tarihinde ...İl Emniyet Müdürlüğünce ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/180056 sayılı soruşturmasına istinaden yapılan bylock içerik çalışmaları sonucunda 4644896 ve 483786 ID numaralı tespit ve değerlendirme tutanaklarında geçen bylock içerik kayıtlarının sanık ..."ye ait olduğu gerekçesi ile mahkemeye gönderilen belgelerin, mahkemesince gereği için Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği görülmüştür.Tespit değerlendirme tutanakları içeriğinde Ömer Özdemir adlı şahsın teşhis ve beyanlarından da bahsedilmiştir.
    26.07.2018 tarihinde ...Cumhuriyet Başsavcılığınca Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne kararın kanun yararına bozulması hususunda ihbarda bulunulmuştur.
    17.01.2019 tarihli Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü yazısı ile dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.

    KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
    Kesinleşen hükümden sonra ortaya çıkması nedeniyle CMK"nın 217. maddesi gereğince duruşmada tartışılıp değerlendirilmeyen fakat suçun sübutu bakımından belirleyici nitelikte olduğu kabul edilen delilin, anılan kanunun 223/2-e maddesi gereğince verilen beraat kararının hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile kanun yararına bozma yasa yoluna konu olmasına imkan verip veremeyeceğine ilişkindir.
    HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
    Kanun yararına bozma, kesinleşen hükümde verildiği zaman yürürlükte bulunan usul ve maddi hukuka ilişkin hukuka aykırılıkların giderilmesi ile sınırlı olduğundan, inceleme karar tarihindeki mevzuat hükümlerine göre yapılmıştır.
    Ayrıntıları, 14.11.1977 tarih, 3-2 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen istikrar kazanmış kararlarında (03.04.2012 tarih 2011/10-438 - 2012/141 sy. 10.05.2011 tarih 6-80-90 sy. 14.12.2010 tarih 4-210-259 sy. 15.06.2010 tarih 9-117-146 sy. 23.06.2009 tarih 9-30-177 sy. gibi) açıklandığı üzere: 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinde, olağanüstü ve istisnai bir kanun yolu olarak düzenlenen kanun yararına bozma ile; hakim ya da mahkemelerce verilen ve temyiz veya istinaf incelemesinden

    geçmeksizin kesinleşen karar yahut hükümlerdeki gerek maddi gerekse usule ilişkin hukuka aykırılıkların hem ilgilisi hem de toplum açısından giderilmesi ile ülkede uygulama birliğinin sağlanması amaçlanmaktadır. Ancak kesin kararlara karşı kabul edilmesi nedeniyle bu amaçlara hizmet etmeyen, sadece yapılan uygulamanın hatalı olduğunun tespiti ile yetinilmesi sonucunu doğuran hukuka aykırılıkların bu yolla çözülmesinde kanun yararı olmadığı gibi bu uygulamanın kesin hükmün otoritesini sarsacağı da açıktır.
    Aynı nedenlerle olağan yasa yollarına göre, kapsamının dar ve sınırlı olması, hukuka aykırılığın, davanın özüne ve cezaya esaslı bir şekilde etki etmesi, tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilmesi gerekmektedir.
    Hakim ya da mahkeme tarafından değiştirilmesi, geri alınması her zaman mümkün olan kararlarda yasanın aradığı kesinlikten bahsedilemez.
    Ciddi boyuta ulaşmayan, maddi meseleye ilişkin olan, hakimin kanaat ve takdir yetkisi kapsamında kalan hususlar ile infaz aşamasında, soruşturma ya da kovuşturma safhasında alınacak bir kararla giderilebilecek nitelikte olanlar gibi başka bir yol ve yöntemle giderilmesi mümkün olan hukuka aykırılıkların kanun yararına bozma konusu olamayacağı kabul edilmektedir.
    Sübutu kabul edilen eylemin suç oluşturup oluşturmayacağı ya da hangi suçu oluşturacağı yönündeki hukuki tespit, kabul ve uygulamaların yukarıda sayılan, uygulama birliği ve hukuk güvenliği amaçları bağlamında kanun/kamu yararı taşıdığından kanun yararına bozma yasa yoluna konu olabileceğinde şüphe yoktur. Yüksek Ceza Genel Kurulu da aynı görüştedir(23.6.2009 t,2009/7-69,176 sy).
    Ancak ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 25.10.1993 tarih 260/281 sayılı kararında da açıklandığı üzere; olaya ilişkin deliller toplanıp değerlendirilmişse, delil takdiri yapılarak verilen bu karar aleyhine noksan kovuşturma yapıldığından ya da takdirinde yanılgıya düşüldüğünden bahisle kanun yararına bozmaya gidilemez.
    Diğer taraftan AİHS"nin 6. ve Anayasanın 36/1. maddeleri ile teminat altına alınan adil yargılama hakkı kapsamında kalan ve ceza yargılama hukukunun temel ilkelerinden olan "çifte yargılama yasağı/Ne bis in idem" kuralı gereğince, nihai bir kararla mahkum edilen ya da beraat eden kimse, aynı egemenlik alanı içinde aynı fiilden dolayı yeniden yargılanamaz ve cezalandırılamaz. AİHS 7 nolu protokolün 4. maddesi ile Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesinin 14/7. maddeleri de bu kuralı güvenceye bağlamıştır.
    Ne var ki, asıl amacı maddi gerçeğe insan onuruna yaraşır biçimde ulaşmak olan ceza yargılamasının, adli hatalar nedeniyle mutlak hakikate ulaşamaması muhtemel ve vakıadır. Bu nedenle kesin hükmün otoritesine istisna olmak üzere olağanüstü yasa yolları benimsenmiştir. 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinde düzenlenen kanun yararına bozma, 311-314. maddelerinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi ve 308. maddesinde yer alan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itarızı da bu istisnalardandır.
    Yukarıda değinildiği gibi kanun yararına bozma talebine ilişkin inceleme, talebe esas teşkil eden hüküm ya da kararın tesis edildiği tarih ve şartlar itibariyle değerlendirilmesini gerekli kılar. Hüküm ya da karar tarihinden sonra ortaya çıkan

    deliller, şartları varsa yargılamanın yenilenmesini gerektirebilir ise de kesinleşen hüküm veya kararı kanun yararına bozma talebinin konusu haline getiremez. Aksi düşünce hem kesin hükmün otoritesini sarsar hem "çifte yargılama yasağı/Ne bis in idem" kuralını ihlal eder hem de hukuk güvenliğini zedeleyerek toplumsal tedirginlik ve huzursuzlukları besler.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, ...Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/5385 soruşturma, 2017/4878 esas, 2017/869 numaralı 02.06.2017 tarihli iddianamesi ile FETÖ terör örgütü üyesi olması nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 314/2, 53, 58/9, 63, 54 ve 3713 sayılı TMK"nın 5/1 maddeleri uyarınca cezalandırılması istenen sanıkla ilgili ...5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/194 esasına kayden görülen davada mahkemenin 27.07.2017 tarihli ara kararı ile sanığın Bylock programını kullanıp kullanmadığını Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğünden sorması ve anılan kurumun 18.12.2017 tarihli cevabi yazısında TC kimlik numaralarına göre yapılan sorgulamalarda sanığın Bylock program kaydının olmadığını bildirilmesi üzerine, 18.06.2018 tarihli duruşmada İddia makamının mütalaası doğrultusunda sanığın silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu işlediğine dair, cezalandırılmasına yeter derecede, kesin, somut ve inandırıcı delil elde edilemediği değerlendirilerek, CMK"nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine dair verilen ve "...sanığın by-lock kullanıcısı olmadığı" kabulüne dayanan karar istinaf edilmediğinden 25.06.2018 tarihinde kesinleştikten sonra sanığın Bylock kullanıcısı olduğunun tespit edildiği görülmekte ise de, suçun sübutu bakımından belirleyici nitelikte olmasına rağmen CMK"nın 217. maddesi gereğince duruşmada tartışılıp değerlendirilmeyen ve fakat hükmün kesinleşmesinden sonra ortaya çıkan delilin, kesinleşen hükmü kanun yararına bozma talebinin konusu haline getiremeyeceğinden hukuki dayanaktan yoksun talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği 22.02.2019 tarih ve 2019/16289 sayılı tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE 27.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi