Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9536
Karar No: 2018/6581

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/9536 Esas 2018/6581 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/9536 E.  ,  2018/6581 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ..., ... köyü, ... Yeri mevkiinde bulunan ve sınırları itibariyle Doğusu; ... evi ve ... bahçesi, Batısı; ... evi ve çevresi ile yol, Kuzeyi; ... evi ve bahçesi, Güneyi; ... ile çevrili 425, 426 ve 432 sayılı parseller arasında tapulama harici olarak bırakılan yaklaşık 5-6 dönümlük arazinin köy halkından bazı kişilerce zeytin fidanı dikmek ve değişik tarım ürünleri ekmek suretiyle tarım arazisi haline getirildiğini belirterek, 3402 sayılı Kanunun 18. maddesindeki "...tescile tâbi bulunan mallar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tesbit olunur." hükmü uyarınca dava konusu edilen ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan, özel mülkiyete konu olmayan ve ... sınırlandırmasının dışında bulunan taşınmazların, Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi istemi ile dava açmıştır.
    Müdahil davacı ... ise taşınmazların muris babası ..."den mirasçılarına kaldığını, mirasın paylaşılmadığını, kendisinin de hissesi olduğunu, bir kısım mirasçılar tarafından haber verilmeden ..."e bu arazinin 20000 m²"lik kısmının satıldığını, ancak daha sonra bu yeri ..."ün genişlettiğini, kendisinin miras hakkının bulunduğunu iddia ederek adına tescilini istemiştir.
    Mahkemece mahallî bilirkişi ve tanık beyanlarına göre, dava konusu yerin davalılar tarafından en az 20 yıl boyunca aralıksız, malik sıfatı ile kullanıldığı ve müdahil davacının herhangi bir ilgisinin bulunmadığı, dava konusu yerin zilyetlikle kazanıma uygun olması ve dava tarihi itibariyle davalılar lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluşmuş olması gerekçesi ile davacı ve müdahil davacının davalarının reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili ve müdahil ... tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 17.02.2014 tarih ve 2013/9316 E. - 2014/1913 K. sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmişti. Bozma kararında özetle; “Mahkemece yapılan keşifte dinlenilen ..., ziraat ve yerel bilirkişiler çekişmeli yerin %5-35 eğimli, köyden bazı kişilerce sahiplenilerek üzerine ağaç dikildiğini ve tarım arazisi vasfında olduğunu bildirmişler, mahkemece de dava tarihi itibarıyla davalı kişiler lehine zilyetlikle kazanma koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu taşınmazların fen bilirkişi krokisinde (A), (B), (C), (D) ve (E) harfleri ile gösterilen yerler olduğu ve bu kısımların herbirinin bir başkası tarafından kullanıldığı, ancak, bu kişiler tarafından kaç yıldır kullanıldığı, ağaçlar dikilmeden önce tarım arazisi olarak kullanılıp kullanılmadığı, 20 yıllık zilyetlik süresinin dolup dolmadığı tam olarak araştırılmadan karar verilmiştir. İlk keşifte dinlenilen mahallî bilirkişi ..., ..."in kullandığı (E) harfi ile gösterilen yerin eskiden boşluk olup, 4-5 yıldır sahiplenilip kullanılmaya başlandığını bildirmiş olup, bu durumda bu kişi lehine zilyetlikle kazanma koşulları oluşmadığından bu bölüm için Hazinenin davasının kabulü gerekir. Yine diğer davalıların 2016/9536 - 2018/6581kullandığı yerlerdeki ağaçların yaşları 20"den küçük olduğu için öncesinde tarımsal amaçlı kullanım olup olmadığı ve imar - ihya tarihi araştırılmamış, tam ve yeterli zilyetlik araştırılması yapılmamıştır. Keza, Medenî Kanunun 713. maddesinde öngörülen ilânlar yapılmadığı için, bu yerle ilgili hak iddia edenler davadan haberdar edilmemiştir. Bu nedenle, mahkemece, bu yerde hak iddia edenlerin dava açmaları ya da müdahale edebilmelerine imkân tanınması açısından Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince yasal ilânlar yapılarak, kanunî süre beklendikten sonra, mahallinde ziraat bilirkişi, mahalllî bilirkişiler ve tanıklarla tekrar keşif yapılıp, taşınmazların her bir bölümünde ayrı ayrı inceleme yapılarak, kadastro sırasında boşluk ve kullanılmayan yer olarak tapulama harici bırakılan bu yerlerin, ilk olarak kim tarafından hangi yıl imar ve ihya edildiği, kaç yıl, ne şekilde kullanıldığı ve kime ne şekilde devredildiği, davalılar tarafından ağaçlar dikilmeden önce kaç yıl ve ne şekilde kullanıldığı araştırılmalı, mahallî bilirkişi ve tanıklara her bir bölüm için; kullanan kişilerin zilyetlik durumu maddi olgulara dayalı ayrıntılı olarak açıklattırılmalı, üzerindeki ağaçların cinsi, yaşı, sayısı ve arazi üzerindeki dağılımı, ağaçlar dikilmeden önce davalıların ekip - biçmek gibi bir zilyetliği olup olmadığı ve kaç yıldır kullanıldığı ve arada zilyetliği iradî terk durumu olup olmadığı araştırılmalı, ziraatçı bilirkişiden taşınmazın toprak yapısı, eğimi, kaç yıl önce imar - ihya edildiği ve ne zamandır tarımda kullanıldığı konusunda ayrıntılı rapor alınmalı, taşınmazdan toprak örnekleri alınarak toprak analizleri yaptırılmalı ve ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.” gereğine değinilmiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece dava konusu yerin zilyetlikle kazanıma uygun olduğu ve dava tarihi itibariyle davalılar lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapusuz taşınmazın tesciline ilişkindir.
    Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce ... kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu ise 27.09.1974 tarihinde kesinleşmiştir.
    Mahkemece, Dairenin bozma kararına uyulmasına rağmen, bozmaya uygun karar verilmemiş, hükme esas ziraatçi bilirkişi raporu ile dinlenen mahalli bilirkişi beyanları davalı kişilerin zilyetlik durumu ve süresi açısından birbiri ile çelişkili olmasına rağmen bu çelişki giderilmemiş, taraf teşkili tam olmamasına rağmen bu eksiklik tamamlanmadan eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur.
    4721 sayılı Medeni Kanunun 713/3. maddesi uyarınca, tescil davaları Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılmalıdır. 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun 1/2. maddesi ile ... Büyükşehir Belediyesinin sınırları il mülkî sınırları olarak genişletilmiş; bu sınırlar içinde kalan köy ve beldelerin tüzel kişilikleri sona ererek bağlı bulundukları ilçe belediyelerine mahalle olarak katılmışlardır. Bu nedenle, büyükşehir sınırları içinde yer alan köyün tüzel kişiliği sona ermiş olup, 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası uyarınca, yerine, bağlı bulunduğu ... İlçe Belediye Başkanlığı geçmiştir. Bu durumda, 5216 sayılı Kanun hükümleri ve 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince, Kızık Köyünün bağlı bulunduğu ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve ... Belediye Başkanlığının huzuruyla davanın görülmesinde yasal zorunluluk bulunduğu halde belediye başkanlıkları davaya dahil edilmeden davanın esası hakkında hüküm kurulmuştur. Taraf sıfatı 6100 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunun 114/1-d maddesi uyarınca dava şartı olup istek olmasızın re"sen gözetilmelidir. Dairenin önceki bozma kararında aynen “İlk keşifte dinlenilen mahallî bilirkişi ..., ..."in kullandığı (E) harfi ile gösterilen yerin eskiden boşluk olup, 4-5 yıldır sahiplenilip kullanılmaya başlandığını bildirmiş olup, bu durumda bu kişi lehine zilyetlikle kazanma koşulları oluşmadığından bu bölüm için Hazinenin davasının kabulü gerekir.” denmesine rağmen bozmaya uyulmakla davacı Hazine lehine oluşan usûlü kazanılmış hak ilkesi ihlal edilerek bu kısımla ilgili dava tekrar reddedilmiştir. Raporu hükme esas alınan ziraatçi bilirkişinin raporunda yapılan toprak analizinden dava konusu taşınmazların 20-25 yıldır 2016/9536 - 2018/6581 tarım arazisi olarak kullanıldığının tespit edilmiş olmasına rağmen keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerin dava tarihinde 20 yaşından küçük olan ağaçlar dikilmeden önce bir kısım taşınmazların kullanılmadığı, bir kısım taşınmazların da hayvan otlatmak suretiyle kullanıldığı beyan etmesine rağmen bu çelişki giderilmemiştir.
    Mahkemece, dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından dosya arasına getirtilerek mahallinde fen bilirkişi, üç kişilik ziraat fakültelerinin toprak bölümünde görev yapan öğretim üyelerinden oluşturulacak ziraat bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı ile yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu ve aynı yöntemle seçilecek taraf tanıklarının katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, ilk kez hangi tarihte kullanılmaya başlandığı, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından ne şekilde kullanıldığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, üç kişilik ziraat bilirkişi kurulundan taşınmazın öncesi, toprak yapısı, bitki örtüsü ve niteliği ile zirai faaliyete konu olup olmadığı, hangi tarihte imar-ihyasına başlandığı ve tamamlandığı hususlarında bilimsel verilerle desteklenmiş, denetime elverişli rapor alınmalı, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye dava konusu taşınmazın dava tarihine göre 15-20-25 yıl öncesine ait ve üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak, taşınmazın niteliği, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihini ayrı ayrı belirtir rapor alınmalı, teknik bilirkişiye keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli, HMK"nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı marifetiyle taşınmaz ile çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip, üzerine taşınmaz sınırları işaretlenerek ve mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davalılar yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve ulaşılacak sonuca göre karar verilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 18/10/2018 günü oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi