Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/9809
Karar No: 2017/4428
Karar Tarihi: 14.11.2017

Yağmaya kalkışma - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2014/9809 Esas 2017/4428 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Başvuru, yağmaya kalkışma suçu nedeniyle verilen 6.000 TL adli para cezasına karşı yapılmıştır. Mahkeme, sanığın mağdur üzerinde baskı kurmak amacıyla telefonla tehdit ve şantaj yapması nedeniyle suçun yağmaya kalkışma suçunu oluşturduğuna hükmetmiştir. Ancak yerel mahkemenin suç vasfı ve delillerin takdirinde yanılgıya düştüğü, savunmanın zorunlu olarak görevlendirilmesi nedeniyle sanığa yüklenen avukatlık ücretlerinin hatalı olduğu ve TCK'nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edildiği belirtilmiştir. Kararın kanun maddeleri; TCK'nın 106/1-1, 62/1, 50/1-a, 52/2 ve 4. maddeleri ve 5271 sayılı Yasa'nın 150/3. maddesidir.
6. Ceza Dairesi         2014/9809 E.  ,  2017/4428 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Yağmaya kalkışma
    HÜKÜM : TCK.nın 106/1-1,62/1,50/1-a,52/2,4.maddeleri uyarınca 6.000 TL adli para cezası ve taksitlendirmeye dair.

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

    Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

    Ancak;

    1-) Mağdurun, kullanımında olan 0532 241 29 14 numaralı telefon hattına, olay günü saat 16.56 sıralarında “Ben İsmail Bacak, cevap ver lan” şeklinde bir mesaj gelmesi üzerine sanık adına kayıtlı 0542 215 45 95 numaralı hattı aradığı, telefona cevap veren sanığın “Sen şimdi neredesin, seni saat sekizde alacağız, görülecek hesabım var” dedikten sonra Bartın İli Merkez"de bulunan Hendekyanı mevkiine gelmesini istediği, yanında bulunan eşi ve oğluyla birlikte anılan yere giden mağdurun tekrar sanığı aradığı, telefonu açan sanık bir saat beklemesini söyleyince de polis merkezine şikayetçi olmak için gittiği, olay hakkında bilgi vermekteyken çalan telefonuna bakınca aynı telefon numarası olduğunu gördüğü ve polis memurlarının talebi üzerine hoparlörü açtığı, aralarında geçen görüşmede; sanığın, önce “Halit Akgün senden 10 bin lira istiyorum” dediği, mağdurun, parayı neyin karşılığında istediğini sorması üzerine sanığın, “Halit Akgün sana bir şey söylüyorum bu parayı vereceksin” şeklindeki karşılık verdiği, yine olumsuz yanıt aldığında, “tamam ... ben tükürdüğümü bu güne kadar yalamadım, senin gibi bir hiç yüzünden de yalamam ulan, hafızanda tut, sana ben tek kelime söyledim, sana gene söylüyorum; yarın saat; 12:00‘ye kadar ...” şeklinde konuşmaktayken mağdurun araya girip, Murat Aktaş’ın kim olduğunu sorduğu, buna karşılık “sana ne ulan kimse kim,




    biz burada atıyoruz mu ne yapıyoruz ulan. Zonguldak hesabına yatırıyorsun, ben o parayı alıyorum. Bu iş aramızda kalacak bir daha da sağa sola yaygara yapmayacaksın” cevabının geldiği, mağdur parasının olmadığını ve başkasına bulaşmasını, kendisinden elde edecek bir şeyin olmadığını söyleyince de “bulaştık sana bir kere Halit Akgün”, “Karını (veya) kanını alırım ulan senin, en fazla hiçbir şeyini alamazsam” dediği, mağdurun “tamam onu alırsın ama başka bir şeyi alamazsın, param yok çünkü” şeklinde konuşması üzerine ise, “alırım, bu güne kadar kime.. alırım, fazlasını almışımdır, tamam” diyerek telefonu kapattığının anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin yağmaya kalkışma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında ve delillerin takdirinde yanılgıyla yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,

    2-)Mahkemece 5271 sayılı Yasa’nın 150/3. maddesi uyarınca, sanığa savunmasını yapmak üzere zorunlu savunman görevlendirilmesi nedeniyle, savunmanlara ödenen avukatlık ücretlerinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olarak, sanığa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi,

    3-) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 gün, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olması nedeniyle, anılan değişikliğin karar yerinde yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,

    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanı ile o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 14/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi