10. Hukuk Dairesi 2019/1459 E. , 2019/5472 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR
Dava, Bağ-Kur sigortalılığın tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, yerel mahkeme tarafından istinaf isteminin reddine dair ek karar verilmiş ve davacı vekili tarafından bu ek kararın istinaf edilmesi üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun süre yönünden reddine dair karar verilmiştir.
... Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili; davacının 09.07.1993-20.11.2008 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalı olduğunun tespitini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili; Kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davanın reddine dair karar verildikten sonra, davacı vekilinin istinaf isteminin, süresinde harç eksikliğini tamamlamaması nedeniyle istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair ek karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İlgili Bölge Adliye Mahkemesince, “ …İstinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin 26/07/2018 günlü ek karar 08 Ağustos 2018 tarihinde davacı tarafa tebliğ edilmiştir. Ek karara karşı istinaf dilekçesi 31/08/2018 tarihinde verilmiştir. Yukarıya metni yazılan HMK nun 346/2. Maddesine göre istinaf edilmemiş sayılma kararına karşı istinaf yoluna 1 haftalık süre içinde başvurulabilecektir. Bu süre geçtikten sonra başvuru yapıldığı gözlendiğinden 26/07/2018 günlü ek karara yapılan istinaf başvurusunun HMK nun 352/1-c maddesi gereğince süre yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir.…” gerekçesiyle istinaf isteminin süre yönünden reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, dosyada yeteri kadar avans bulunduğunu, harç miktarının bu avanstan karşılanması gerektiğini, diğer taraftan davanın esası yönünden kabul kararı verilmesi gerektiğinden bahisle, kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun; Adli tatil süresi başlıklı 102. maddesi, "Adli tatil, her yıl yirmi Temmuzda başlar, otuz bir Ağustosta sona erer. Yeni adli yıl bir Eylülde başlar." Adli tatilde görülecek dava ve işler başlıklı 103. maddesi, "(1)Adli tatilde, ancak aşağıdaki dava ve işler görülür:...ç) Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar...h) Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler...(3) Adli tatilde, yukarıdaki fıkralarda gösterilenler dışında kalan dava ve işlerle ilgili olarak verilen dava, karşı dava, istinaf ve temyiz dilekçeleri ile bunlara karşı verilen cevap dilekçelerinin ve dosyası işlemden kaldırılan davaları yenileme dilekçelerinin alınması, ilam verilmesi, her türlü tebligat, dosyanın başka bir mahkemeye, bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya gönderilmesi işlemleri de yapılır...."Adli tatilin sürelere etkisi başlıklı 104. maddesi, "Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır." Diğer kanunlardaki yargılama usulü ile ilgili hükümler başlıklı 447. maddesi, "Diğer kanunların sözlü yahut seri yargılama usulüne atıf yaptığı hâllerde, bu Kanunun basit yargılama usulü ile ilgili hükümleri uygulanır." düzenlemelerini içermektedir.
Bu yasal mevzuat çerçevesinde artık, (icra mahkemesinde görülenler hariç) basit yargılama usûlüne tabi olan davalara adlî tatilde bakılmayacaktır. Başka bir ifade ile basit yargılama usulüne tâbi davalar da adlî tatile tâbi olacaktır. Basit yargılama usûlünün uygulandığı sulh hukuk mahkemeleri ile iş mahkemeleri adlî tatilden yararlanacaktır. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nda ise basit yargılama usûlüne tâbi olan davalar adlî tatilde görülmeye devam edilmekte idi (m. 176/11).
Adli tatilde görülemeyen basit yargılama usûlüne tâbi olan davalarla ilgili bir süre, adlî tatil süresi içinde sona ererse, adlî tatilden sonra ek bir süreden yararlanacaktır. Ancak Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler adlî tatilde görülmeye devam edilecektir. Dikkat edilirse burada yargılama usûlü değil, dava veya işin ivedi olması ya da mahkemenin ivedi olduğuna karar vermesi önemlidir. Bu nedenle mahkeme yazılı ya da basit yargılama usûlüne tâbi bir dava ya da işin ivedi olduğuna karar verirse, bu dava veya işin adlî tatilde de görülmesine karar verebilir. Adlî tatilde bakılmayan iş ve davalarla ilgili sürelerin sonu, adlî tatil dönemine rastlarsa, bu süreler adlî tatilin bittiği günden itibaren bir hafta daha uzatılmış sayılır. (Hakan Pekcanıtez/Oğuz Atalay/Muhammet Özekes, Medeni Usûl Hukuku, 14. Bası, s. 273, 274)
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında somut olaya dönüldüğünde, söz konusu davanın, ivedi görülmesine karar verilen dava ve işlerden olmaması sebebiyle, 08.08.2018 tarihinde tebliğ edilen ek karara karşı 31.08.2018 tarihinde verilen istinaf dilekçesinin adli tatil süresi içerisinde kaldığı ve dolayısıyla süresinde olduğu belirgin olduğundan, ilgili Bölge Adliye Mahkemesinin, yerel mahkemece verilen ek kararı incelemesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun süreden reddine dair kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.