11. Ceza Dairesi 2017/9192 E. , 2018/5293 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
A) Sanık hakkında defter ve belgeleri ibraz etmeme suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesi:
Defter ve belgeleri ibraz etmeme suçunda defter belge ibraz etme istem yazısının sanığa 15.12.2008 tarihinde tebliğ edilmesi nedeniyle suç tarihinin, tebliğden itibaren 15 günlük sürenin bitimi olan “31.12.2008 olduğu; 08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359/a-2. maddesindeki 1 yıldan 3 yıla kadar olan hapis cezasının alt sınırının, sonradan 03.07.2009 tarih ve 27277 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5904 sayılı Kanunun 23. maddesiyle “18 ay” olarak değiştirildiği nazara alındığında, tebliğnamedeki Mahkemece eksik ceza tayin edildiği yönündeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Gerekçeli karar başlığında “2008” olarak yanlış gösterilen suç tarihinin, defter belge ibraz etme istem yazısının sanığa 15.12.2008 tarihinde tebliğ edilmesinden itibaren 15 günlük sürenin bitimi olan “31.12.2008 olarak mahallinde düzeltilmesi; 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamada toplanan deliller karar yerinde incelenip yüklenen suçun sübutu kabul, soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
B) Sanık hakkında 2006 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesi:
1- 5271 sayılı CMK"nın 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup, iddianamade açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın 23.05.2012 tarih ve 2012/4048 Esas sayılı iddianamesi ile 213 sayılı Yasanın 367. maddesine göre dava şartı olan ...‘nın 04.02.2009 tarihli mütalaasına uygun olarak sanık hakkında, "2006 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme" suçlarından kamu davası açıldığı, “sahte fatura kullanma” suçundan açılmış bir dava ve yargılama koşulu olan mütalaa bulunmadığı gibi birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olan "sahte fatura düzenleme" ve “sahte fatura kullanma” suçlarının birbirine dönüşemeyeceği gözetilmeden sahte fatura düzenleme suçu yerine, iddianame dışına çıkılarak sanık hakkında “2006 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura kullanma” suçlarından mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Sanığın sahte fatura düzenlenmesi konusunda bilgisinin bulunmadığını, işyeri ile ...’in ilgilendiğini vefat ettikten sonra fatura ve belgelerin ...’ün eline geçtiğini, sahte fatıraları bu kişinin düzenlemiş olabileceğini savunması nedeniyle, suçların unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;
a) ...’ün CMK"nın 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi ve faturalar kendisine gösterilerek faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması,
b) ... de faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylediği takdirde; yazı örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazıların sanığa veya ...’e ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
c) Faturalardaki yazı ve imzaların, ...’e ait olduğunun belirlenmesi halinde, bu kişi hakkında suç duyurusunda bulunulması ve dava açıldığı taktirde bu dava ile birleştirilmesi,
d) Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ve ...’e ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
aa) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
bb) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığını araştırılması; dava açılmış ve derdest ise, davaların birleştirilmesi; hüküm verilmiş ve kesinleşmiş ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
cc) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nın 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
3- Kabule göre;
a) Sanık hakkında 2006 ve 2008 takvim yıllarında “sahte fatura düzenlemek” suçlarından kamu davası açıldığı ve her bir takvim yılının birbirinden bağımsız ve ayrı suçlar olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde tek suçtan hüküm kurulması,
b) Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 04.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.