19. Hukuk Dairesi 2015/7411 E. , 2016/2428 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av. ..."ün gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, taraflar arasında mal alımı konusunda 3 adet sözleşme yapıldığını, müvekkilinin sözleşmeye istinaden teslime hazır hale getirdiği soya fasulyesi, ham soya yağı ve rafine soya yağının bir kısmını davalının teslim almadığını, keşide edilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını, malların bozulma riski muhafaza ve depolama külfeti nedeniyle piyasa rayiçlerinde satılmak zorunda kalındığını, satış anına kadar muhafaza ve depolama masrafı yapıldığını iddia ederek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 96,000 TL"lik meblağın zararın doğum tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, alıcının temerrüdüne ilişkin koşulların oluşmadığını, sözleşme teklifinin en geç 06.08.2008 tarihinde sözleşmenin imzalanması halinde geçerli olacağı, sözleşmenin süresinde imzalanmadığını buna rağmen müvekkilinin iyiniyetli olarak bu maldan 63 ton olduğunu, bilahare davacı tarafından sözleşmeye 06.10.2008 tarihinde mutabık kalındığı hükme eklenmişse de sözleşme süresi içinde imzalanmadığından tarafların iradesinin tadil edildiğini, tarafların iradesi ile zımnen tadil edilen sözleşme nedeniyle temerrüdün oluşmayacağı, temerrüde esas olarak alınan ihtarnamede tayin edilen süre içerisinde malın çekilmesinin fiilen imkansız olduğunu, davacının iddia ettiği malları hangi tarihte, kime ve hangi fiyatlardan sattığının ispata muhtaç olduğunu, davacı talebinin iyiniyete aykırı bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davacı vekili 06.08.2013 tarihinde ıslahla müddeabihi artırarak toplamda 384.744,80TL"nin zararın doğum tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere, asıl ve ek bilirkişi raporuna göre taraflar arasında imzalanan alım-satıma ilişkin sözleşmelere konu malın bir kısmının davalı tarafından teslim alınmadığı ve bedelinin de ödenmediği, davacı davalıya keşide ettiği ihtarname ile ifa talebinde bulunup, mehil verdiği ihtarnamenin 03.03.2009 tarihinde tebliği ile borçlu davalının temerrüde düştüğü, bu halde davacının BK."nın 106. maddesi hükmündeki haklardan yararlanması ve uğramış olduğu zararları talep etme hakkı doğduğu, davacının davalı alıcının teslim almaktan imtina ettiği malları piyasada satış rayicinden daha düşük bedelle satımı ve malların eksik alımı nedeniyle davacı satıcının bu malları depoda tutması nedeniyle depoya ödediği kira bedeli toplamı olan 480.744,80 TL"yi davalıdan istemekte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 16.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.