17. Hukuk Dairesi 2016/15271 E. , 2019/7042 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinden ..."in sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde iken meydana gelen tek taraflı kazada, davacı ...’ın eşinin ve diğer davacıların annesinin vefat ettiğini, davacı ..."nin yaralandığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulü ile müvekkili ... için 1.000,00 TL, müvekkili ... için 1.000,00 TL ... için 1.000,00 TL, ... için 1.000,00 TL, ... için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatın haksız fiil tarihi olan 09/11/2013 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini davacı ... için 3.819,61 TL, davacı ... için 11.340,03 TL, davacı ... için 22.117,36 TL, davacı ... için 20.975,38 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne, davanın ... yönünden reddine, davacının diğer davalılar hakkındaki maddi tazminat talebinin kabulü ile davacı ... için 3.819,61 TL, davacı ...
.. için 11.340,03 TL, davacı ... için 22.117,36 TL, davacı ... için 20.975,38 TL olmak üzere toplam 58.252,38 TL maddi tazminatın poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu yardımın miktarı belirlenmelidir. Bu belirlemede destek ile destek olunan kimse arasındaki yakınlığın derecesi, aralarındaki manevi bağ, davacıların yaşları, dahil oldukları sosyal ve ekonomik çevre, yaşam standartları, cinsiyetleri gibi bakım ilişkisine ve miktarına etkili olabilecek unsurlar da göz önünde bulundurulacaktır. Hayatın olağan akışı içinde, destek sayılan kimsenin baktığı kimselere gelirini belli paylara bölerek baktığı pek söylenemese de, tazminat hesabında bir paylaştırma yapmak zorunlu hale gelmektedir.
Buna göre öncelikle gelirin tamamının, yardım görenlere tahsis olunmuş varsayılamayacağı, ölenin gelirinden bir bölümünü kendisine ayıracağı, bu tahsisten vazgeçilemeyeceği ve bu suretle yardımın (payların) geliri yutmaması ilkesi dikkate alınmalıdır. Ayrıca ölenin gelirinin kendi geçim masraflarından artan miktarın tamamının (hiçbir tasarruf düşüncesine yer bırakmadan) destek görenlere dağıtıldığı da kabul edilemez. Öte yandan, destek görecek kimselere ayrılacak miktar da, bunların ihtiyaçlarının toplamı kadar olmalıdır. Bunun dışında destekten yoksun kalanlardan bir kısmının davacı olup diğer kısmının davacı olmadığı durumda talepte bulunmayan destek görenlerin paylarının da hesaplamada göz önünde tutulması gerekmektedir. Ancak destek almaktan vefat, evlilik ya da destek alma ihtiyacının sona ermesi gibi nedenlerle çıkan kişinin payının, diğer destek alanlara aktarılarak hesaplama yapılması gerekmektedir.
Somut olayda davacı eş ... aynı zamanda kazaya karışan aracın işleteni/sürücüsü olduğu için destek tazminatına hak kazanmasa da, bilirkişi raporunda sağ kalan eşe destek payı ayrılarak hesaplama yapılmalıdır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tüm davacılar için yapılan tazminat hesabında davacı eş ... için 2 pay ayrılması yerine hiç pay ayrılmadan, müteveffa için 2 pay,
çocuklar için 1"er pay olmak üzere toplam 5 pay üzerinden hesaplama yapılması doğru değildir.
2-Davalı ... şirketi davacılara ödeme yapılarak ibra edildiğini savunarak buna ilişkin ibra belgesi sunmuştur. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun “Sorumluluğa İlişkin Anlaşmalar” başlıklı 111. maddesi uyarınca tazminat miktarlarına ilişkin anlaşmaların iptali koşulu belirlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup mahkemece bunun re"sen dikkate alınması gerekir.
Somut olayda davalı tarafından davacılardan ...,... için davadan önce 27.3.2014 tarihinde ödeme yapılmış, davalı taraf ile davacı ... ve davacı ... (...,...’ye velayeten) arasında 21.03.2014 tarihli ibranameler imzalanmıştır. Eldeki davada dava tarihinin 23.12.2014 olmasına göre, KTK 111. maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmediği görülmektedir. Dosya kapsamından davalı tarafça davacı ... için 6.414,51 TL, davacı ...’a (...,... ’ye velayeten) davacı çocuk ... için 7.355,45 TL, davacı çocuk ... için 13.424,30 TL ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Ancak hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda sadece davacı ... için ödenen miktar güncellenerek hesaplanan tazminattan mahsup edilmiştir. Davacı ... ve davacı ...’ye yapılan ödemeler hiç mahsup edilmemiştir. Ayrıca bilirkişi raporunda KTK 111. maddesine göre bir değerlendirme yapılmamıştır. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Bu durumda; destek tazminatı öncelikle ödeme tarihindeki verilere göre hesaplanmalı, ödenmesi gereken miktarla ödenen miktar arasında KTK"nın 111. maddesinde belirtildiği şekilde fahiş bir fark olup olmadığı değerlendirilmelidir. Şayet ödenmesi gereken destek tazminatı ile ödenmiş olan miktar arasında fahiş fark olduğu saptanırsa davacılar ...,...,... tarafından daha önce verilen ibranamelerin makbuz hükmünde olduğu kabul edilerek rapor tarihindeki verilere göre hesaplanan tazminat tutarından, davalı tarafından yapılan ödemelerin güncellenerek düşülmesi sonucunda oluşan duruma göre (davalı lehine oluşan kazanılmış haklar gözetilerek) karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 29.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.