Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1118
Karar No: 2021/2999
Karar Tarihi: 31.03.2021

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2017/1118 Esas 2021/2999 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi         2017/1118 E.  ,  2021/2999 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Yargıtay bozma ilamında özetle; "Çekişmeli taşınmaza tespit sırasında uygulanan 13.04.1957 tarih, 6 sıra numaralı tapu kaydında ...’ın 1/2 pay sahibi olduğu, sözü edilen tapu kaydının 541 ve 542 parsel sayılı taşınmazları kapsadığı, harici taksim ile 306 ada 541 parsel sayılı taşınmazın tespit maliki ...’e düştüğünün tartışmasız olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın kayıt maliki ...’in çekişmeli taşınmazı davacı ..."ın murisi ...’e satıp zilyetliğini devredip devretmediği ve ... ile mirasçısı davacı ...’ın zilyetliklerinin malik sıfatıyla olup olmadığı noktasında toplandığı, davacının, 07.08.1981 tarihli harici satış senedi ile tespit maliki ...’in çekişmeli taşınmazı murisi ...’e satarak zilyetliğini devrettiğini ileri sürdüğü, ne var ki tespit maliki ...’in, dosyada bulunan nüfus kayıtlarına göre 1980 yılında öldüğünün, bir başka ifadeyle satış senedinin tanzim tarihinde hayatta bulunmadığının belirlendiği, temyiz dilekçesinde satış senedindeki imzanın ...’e ait olduğu, tarihin ise sonradan sehven yazıldığı iddiasının açıklığa kavuşturulmadığı, mahallinde yapılan keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının beyanlarının, çekişmeli taşınmazın ... tarafından ...’e satılıp zilyetliğinin devredildiği hususunda yeterli açıklığa sahip olmadığı, davalı tanıklarının da ...’in çekişmeli taşınmazı satmadığı ve ...’in çekişmeli taşınmazı kullanım karşılığında ... karısı ...’ye kira bedeli alarak her yıl kurbanlık verildiğini ifade ettikleri belirtilerek, sağlıklı sonuca ulaşılabilmek için, yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarının katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılarak, öncelikle davacı ... ile murisi ...’in zilyetliklerinin malik sıfatıyla olup olmadığının, bir başka ifadeyle davacı ... ile murisi ...’in çekişmeli taşınmazı kullanım karşılığında tespit maliki ... mirasçılarına kira verip vermediklerinin açıklığa kavuşturulması, gerekirse bu hususta ... mirasçılarının da beyanına başvurulması, 07.08.1981 tarihli harici satış senedindeki imzanın tespit maliki ...’e ait olup olmadığının ve satış ile zilyetliğin devrinin ve sürdürülüş biçiminin belirlenmesi, kullanım karşılığında icar verildiğinin anlaşılması halinde, malik sıfatıyla olmayan zilyetlikle kazandırıcı zamanaşımı yoluyla taşınmaz edinilemeyeceği göz önünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesi; davacı ... ve murisi ...’in zilyetliğinin malik sıfatıyla olduğunun anlaşılması halinde ise, öncesi tapulu olan çekişmeli taşınmazda kayıt maliki ...’in 1980 yılında öldüğü, 2005 yılı olan tespit tarihi ile arada 25 yıllık sürenin bulunduğu, bu kapsamda davacı ... ve murisi ...’in zilyetlik süresinin başlayış ve sürdürülüş şekline göre tapu kaydının hukuki değerini yitirip yitirmediğinin o dönem yürürlükte bulunan 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13/B-c maddesi göz önüne alınarak değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 306 ada 541 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... ...ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşacağından, bu hakkın zedelenmemesi için bozma ilamının gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Her ne kadar bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, senet mümzilerinin, senedi yazan davacı tanıklarının senedin içeriği ve senetteki imza hususunu doğruladığı, satış ilişkisinin mevcut olduğu, davacıların muris ... ...’ın zaman zaman bedelsiz olacak şekilde verdiği koyunların kira olmayıp hediye olarak kabul edilmesi gerektiği, davalı tanıklarının beyanlarının bir görgüye dayanmadığından itibar edilmediği gerekçesiyle, Kadastro Kanunu’nun 13/B-b maddesi gereğince davanın kabulüne şeklinde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; Mahkemece, davacının dayandığı 07.08.1981 tarihli harici satış senedindeki imzanın tespit maliki ...’e ait olup olmadığı hususunda tüm senet tanıkları ve azalar dinlenilmemiş; mahallinde yapılan keşifte dinlenen davacı tanığı ..., çekişmeli taşınmazın satışından önce ve sonrasında ... ... tarafından kullanıldığını, kira iddiasına ilişkin bilgisinin olmadığını; davacı tanığı ..., taşınmazın satışı ile birlikte zilyetliğinin ... ...’a verildiğini, kira ilişkisinin söz konusu olmadığını; davacı tanığı ... ... ise, taşınmazın ... ... tarafından satın alındığını, kiraya tutmadığını, davalıların annesi ...’ın davacıların muris ... ...’ın ablası olduğunu, ... tarafından ...’ye hediye olarak zaman zaman bedelsiz kurban verildiğini beyan etmişler; davalı tanığı ... ..., taşınmazın yarısının ...’a, diğer yarısının kardeşi ...’a ait olduğunu, ...’in kendi yerini ... ...’a sattığını ve zilyetliğin geçtiğini, ...’in yerini de aynı zamanda ...’in karısı ...’ nün kardeşi olan ... ...’ın kullandığını, icar olarak kurbanlık koyun kuzu verildiğini, ...’in taşınmazın bir kısmını kiracı olarak, bir kısmını malik olarak kullandığını; yine ... mirasçıları da, taşınmazın murisleri ... tarafından ölünceye kadar kullanıldığını, sonrasında karısı ... tarafından kardeşi olan ... ...’a icara verildiğini ifade etmiş olup, bu haliyle söz konusu beyanlar arasında taşınmazın davacıların murisi ... ... tarafından ne zaman kullanılmaya başlandığı ve taşınmazın ... ... tarafından malik sıfatıyla mı yoksa kira ödenmek suretiyle mi kullanıldığı hususlarında çelişki oluştuğu halde, bu çelişkiler giderilmeksizin karar verilmesi cihetine gidilmiştir. Öte yandan usule aykırı olarak, taşınmaz hakkında üç yerel bilirkişiden ortak beyan alınmıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
    Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, yaşlı, tarafsız, taşınmazı ve tarafları iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları, tüm senet tanıkları, tüm tespit bilirkişileri ve fen bilirkişisi eşliğinde yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi, tanıklar, senet tanıkları ve tespit bilirkişilerinin ayrı ayrı beyanları alınmak suretiyle, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin hangi tarihte başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, taşınmazın öncesinde kime ait olduğu, kim tarafından ne şekilde ve ne sıfatla kullanıldığı, taşınmazı davacıların murisi ve davacılar kullanmakta ise, icarcı sıfatıyla mı yoksa malik sıfatıyla mı zilyet oldukları, icar şeklinde bir para veya ürün verip vermedikleri hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyana ne sebeple üstünlük tanındığı gerekçeli kararda tartışılıp açıklanmalı; fen bilirkişisinden, keşfi ve uygulamayı izlemeye elverişli rapor alınmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar yerine getirilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    31.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi