Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5332
Karar No: 2021/3229
Karar Tarihi: 29.03.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/5332 Esas 2021/3229 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/5332 E.  ,  2021/3229 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki asıl ve birleşen tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; .... köyünde 430 parsel nolu tarla niteliğinde bulunan taşınmazın bir kısım payının malik ... adına kayıtlı olduğunu, 1991 yılında harici satım sözleşmesi ile 1.400,00 TL bedel ödeyerek taşınmazın bir kısmının zilyetliğini devir alıp üzerine ev ve kömürlük yaptığını, ..."in 2002 yılında vefat ettiğini taşınmazın tapusunun tarafına verilmediğini, ileri sürerek ödediği bedelin faizi ile tahsilini, yapıların ise gerçek değerlerinin tahsili için şimdilik 7.900,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek faizi ile tahsilini istemiş, birleşen ek dava ile asıl dosyada bilirkişi raporu ile belirlenen tutardan geriye kalan 42.629,92 TL"nin dava tarihinden işleyecek faizi ile tahsilini istemiştir.
    Davalılar, asıl ve birleşen davada harici sözleşmeye rağmen bedelin ödenmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; tapu devri yapılmadığından harici satış sözleşmesine istinaden ödenen paranın iadesinin gerekeceği, aynı zamanda bu sözleşmeye güvenerek bina inşa eden davacının iyiniyetli olduğu dava tarihi itibariyle binanın yapım bedelinin de kendisine ödenmesi gerektiği gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalılar tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 11/06/2013 tarih ve 2013/6380 esas, 2013/15795 karar sayılı ilamı ile davalıların sair temyiz itirazları reddedilerek “2-... geçersiz sözleşmelerde taraflar aldıklarını iade ile yükümlüdürler. Öyle olunca mahkemece bu doğrultuda araştırma yapılarak davacının ödediği bedelin belirlenerek, ödediği bedelin dava tarihi itibariyle denkleştirici adalet ilkesi gereğince ulaştığı değerin bilirkişi marifeti ile belirlenerek, davacı talebi aşılmayacak şekilde karar verilmesi gerekirken taşınmazın rayiç bedeline hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir.
    3-Davacı, 1992 yılında yapılan taşınmazların rayiç bedelini talep etmiş olup, mahkemece bilirkişi tarafından dava tarihi itibariyle rayiç bedel tespit edilmiş, bu bedel esas alınarak bu davada istenilen bedele hükmedilmiştir. Taraflar arasında yapılan sözleşme geçersiz olup, taşınmazların yapım tarihi 1992 olarak belirtilmiştir. Hal böyle olunca, Mahkemece arz üzerinde davacı tarafından yapılan imalatın yapıldıkları tarihteki Bayındırlık birim fiyatlarına göre belirlenecek yapım bedelinin tesbiti ile belirlenen bedelin tahsiline karar verilmesi gerekirken dava tarihindeki rayiç bedele hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir.“gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl davanın kabulü ile 7.900,00 TL"nin dava tarihi olan 22/02/2010 tarihi"nden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, birleşen ek davanın ise, kısmen kabulü ile 38.478,36 TL"nin dava tarihi olan 04/04/2011 tarihi"nden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş, hükmün, davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 02/03/2017 tarih ve 2015/37736 esas, 2017/2822 karar sayılı ilamı ile “...bozma sonrası mahkemece, bozma kararına uyulmuş, ancak harici sözleşmeye istinaden ödenen bedelin ne kadar olduğu yönünde araştırma yapılmaksızın davacının beyanına itibar edilerek taşınmazın 1.400 TL"ye satın alındığı kabul edilmiş, bu tutar üzerinden denkleştirici adalete göre hesaplama yapılmıştır. Ayrıca bozma ilamının 3 numaralı bendinde taşınmazın yapım tarihi olan 1992 yılı bayındırlık birim fiyatlarına göre binanın değerinin belirlenmesi yönündeki hükmede uyulmuş olmasına rağmen elde edilen değer güncelleştirilmiş, güncelleştirilen bu değer üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bozma ilamına uyulması halinde, bozma doğrultusunda taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğar, bu aşamadan sonra bozmanın gereklerinin yerine getirilmesi zorunludur. Hal böyle olunca bozma ilamına aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. ” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece; Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davacı tarafından davalıların murisine ödendiği iddia edilen bedel yönünden delil sunmak üzere taraflara süre verilmiş; toplanan deliller yönünden değerlendirme yapıldığında; her ne kadar tanıklar Ramazan Orhan ve Seviye Burcu tarafından davacının 1.400,00 TL ve 1.300,00 TL ödeme yaptığı beyan edilmişse de; HMK"nın 200. maddesi gereğince anılan bedelin işlemin yapıldığı zamanki değerinin senetle ispat sınırının üstünde olması nedeniyle; tanık beyanları dışında ne kadar bedel ödendiğine ilişkin delil sunmayan davacının bu hususu ispat edemediği kanaatine varılarak; 18/12/2014 tarihli bilirkişi raporunda davaya konu taşınmazların yapıldığı dönemdeki bayındırlık birim fiyatlarına göre toplam değerinin 99.405.515,00-TL olduğu yönünde kanaat bildirildiği ve paradan 6 sıfır atılması nedeniyle bu değerin 99,40-TL olacağı gerekçesi ile esas davada davanın kısmen kabulü ile 99,40-TL"nin dava tarihi olan 22/02/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine; birleşen davanın ise reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davacının ödediği bedelin iadesine yönelik talebine ilişkin yapılan incelemede;
    Yukarıda anılan bozma ilamlarında taraflar arasındaki 1991 yılında yapılan anlaşmanın resmi şekilde düzenlenmediğinden, tarafların aldıklarını iade ile yükümlü oldukları ve mahkemece bu doğrultuda araştırma yapılarak davacının ödediği bedelin belirlenerek, ödediği bedelin dava tarihi itibariyle denkleştirici adalet ilkesi gereğince ulaştığı değerin bilirkişi marifeti ile belirlenmesinden sonra davacı talebi aşılmayacak şekilde karar verilmesi gerektiği belirtilmiş; bozma ilamına uyan mahkemece ise tanık beyanları dışında ne kadar bedel ödendiğine ilişkin delil sunmayan davacının bu hususu ispat edemediği gerekçesi ile satım bedeline yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.
    Bozma ilamına uyulması halinde, bozma doğrultusunda taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğar, bu aşamadan sonra bozmanın gereklerinin yerine getirilmesi zorunludur.
    O halde mahkemece; davacı tarafından satın alınan taşınmazın sözleşmenin düzenlendiği tarih itibariyle piyasa rayiç bedelinin mahallinde keşif yapılarak, konusunda uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla belirlenmesi gerekmektedir. Sözleşme tarihi itibari ile taşınmazın piyasa rayiç bedeli tespit edildikten sonra, bu bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince ulaştığı değerin, denetime elverişli rapor alınmak suretiyle belirlenmesi ve bu yolla belirlenecek miktara hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile bozma ilamına aykırı olarak bu talep yönünden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"un 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"un 440. maddesi gereğince kararın tebliğden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi