7. Hukuk Dairesi 2021/114 E. , 2021/1269 K.
"İçtihat Metni"7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 25/02/2010 gününde verilen dilekçe ile şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 25/06/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalı ile akdedilen 13.03.2007 tarihli iki ayrı taahhütname ile Düzce İli, Merkez İlçesi, Metek Köyü"nde kain 555 parsel sayılı 14.240 m2 yüzölçümlü taşınmazdaki davacılara ait 1/2"şer hissenin toplu konut inşa edilmesi ve inşa edilecek toplu konutlardan 178.000,00TL değerinde birer adet daire verilmesi karşılığında davalıya devredildiğini, davalı ... Başkanlığının ise konut inşa edilmesi amacıyla 11.07.2007 tarihinde dava konusu parseli Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı"na devrettiğini ancak 555 parsel sayılı taşınmazda inşaata başlanmadığını, belediyenin davacılara ihtarda bulunarak başka parselde bulunan toplu konutlardan iki adet dairenin tapusunun devredilebileceğini bildirdiğini, belediyenin davacılara vermeyi taahhüt ettiği dairelerin 555 parsel sayılı taşınmazla bir ilgisi olmadığını, aradan uzun zaman geçmesine rağmen 555 sayılı parsel üzerinde hiç bir inşaai faaliyette bulunulmadığını, Düzce Belediyesi tarafından yapılan imar düzenlemesi sonucu 555 parselin 782 ada 1 parsel olduğunu ve 10.505 m2"ye tekabül eden 191/400 hissenin davalı adına kayıt edildiğini, bu iktisaba hukuken imkan sağlayan imar düzenlemesinin bizzat belediye tarafından kötüniyetli olarak yapıldığını, belediyenin ivazsız olarak gayrimenkulün sahibi olduğunu, pasif hale gelen tapu nedeniyle 555 parselin davacılara iadesi söz konusu olamayacağından davayı terditli olarak açtıklarını, davalı adına kayıtlı bulunan 782 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davalıya ait olan 10.505 m2"ye tekabül eden 191/400 hissenin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına 1/2"şer hisse itibariyle tesciline, kabul edilmediği takdirde 555 parsel sayılı taşınmazın dava tarihi itibariyle değerinin fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak üzere davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 27.02.2014 tarihli duruşmada, Düzce Belediyesi"ne karşı alacak davası olarak davaya devam etmek istediklerini dile getirmiştir.
Davalı vekili, davalı ile davacılar arasında imzalanan 13.03.2007 tarihli taahhütnameye göre davacıların 555 parseldeki hisselerini tapuda davalıya devrettiklerini, bu devir karşılığında da davacılara m2"si 25.00TL"den olmak üzere 178.000,00TL"ye daire verilmesinin taahhüt altına alındığını, davacıların 26.09.2008 tarihli dilekçe ile davalıya başvurarak daire almaktan vazgeçtiklerini, devretmiş oldukları yerin yanında aynı büyüklükte ayrı bir parsel istediklerini, davalının taahhütnameye göre arsa verilmesinin mümkün olmadığını bildirdiğini, davacıların konutların bitmesinden sonra daire almaktan vazgeçerek toplu konutların hemen yanındaki belediyeye ait hisseyi istemekte ısrarcı olmalarının nedeninin bu bölgenin cazibe merkezi haline gelmesi olduğunu, taahhütname tarihinde toplu konut alanında arsaların dönümü 20.000,00-25.000,00 TL iken şu anda 75.000,00-100.000,00 TL arasında değiştiğini, davacıların bu talepleri ile taahhütnameye aykırı talepte bulunarak arsa rantı elde etmek istediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Bir davada mahkeme tarafların talepleriyle ilgili olumlu veya olumsuz bir karar vermek zorundadır. Taraf istemleri hakkında bir karar verilmemesi yargılama ilkelerine uygun düşmeyecektir. Nitekim, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26. maddesi hükmü gereğince “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.
Somut olaya gelince, dava; şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. Davacılar vekili, davalının taahhütnamenin gereğini yerine getirmeyerek 555 parsel yerine başka parseller üzerine toplu konut inşa ettiğini, davacıların başka parseldeki bağımsız bölümlerin teslimini sözleşmenin ifası kapsamında kabul etmediklerini, 555 parsel sayılı taşınmazın imar sonrası 782 ada 1 parsel olduğunu, davalı Düzce Belediyesine ait 191/400 hissenin iptali ile adlarına tescilini istemiş, yargılama sırasında dava konusu 191/400 hissenin mahkeme kararı ile asli müdahil İrfan Zeki Öztürk adına tesciline karar verilmiştir. Bunun üzerine 27.02.2014 tarihli celsede davacılar vekili davaya Düzce Belediyesi aleyhine alacak davası olarak devam etmek istediklerini dile getirmiştir.
Mahkemece; 13.03.2007 tarihli taahhütnamede davalı tarafın aynı taşınmaz üzerine yapılacak olan projeden birer adet daire vereceğine ve dairenin özelliklerine ilişkin herhangi bir düzenleme olmadığı, davalının devraldığı arsalar karşılığında davacı tarafa 765 ada 1 parselde yer alan projeden 4 ve 9 nolu daireleri devretmeyi teklif ettiği, davacıların davalı belediyeye devrettikleri parsel dışında başka parsele yapılan toplu konut projesindeki dairelerin tapusunu teslim almaktan imtina etmekte haklı olmadıkları gerekçesiyle davacıların taraflar arasındaki taahhütnameye aykırı taleplerinin reddine karar verilmiştir. Düzce 2.Asliye Hukuk Mahkemesi 2008/404 Esas ve 2012/50 Karar sayılı ilamıyla İrfan Zeki Öztürk"ün davalı ... aleyhine açtığı tapu iptal ve tescil davasının kabulüne; dava konusu 782 ada 1 parselde davalı belediyeye ait 191/400 hissenin iptali ile İrfan Zeki Öztürk adına tesciline karar vermiş, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi"nin 2013/5039 Esas ve 2013/7065 Karar sayılı ilamı ile onanması üzerine karar düzeltme yoluna gidilmediğinden 09.09.2013 tarihinde hüküm kesinleşmiştir. Hal böyle olunca tapu iptal ve tescil talebi yönünden davalının da taşınmazda artık hissesi kalmadığından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; davacıların ikinci kademedeki tazminat talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamış olması doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.