3. Hukuk Dairesi 2016/13770 E. , 2018/2662 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vasisi, kendisinin eşi olan davacı ... tarafından yasal süresi içerisinde ... 3. Noterliği"nin ... yevmiye no"lu 15/05/2013 tarihli vasiyetnamesinin iptaline ilişkin ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2015/168 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, ancak vasisi olduğu eşinin ... 5.Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2013/1388 sayılı dosyası ile vesayet altında olması sebebi ile dava şartı yokluğundan o davanın reddedildiğni, davalılardan ..., .... ve ..."nin eşinin kardeşleri olduğunu,..."ın eşinin annesi, diğer davalı ..."ın ise vefat eden murisin nikahsız yaşadığı eşi olduğunu, miras bırakanın beraber yaşadığı davalı ..."ın etkisi altında kalarak eldeki vasiyetnameyi düzenlediğini,vasiyetnamede belirtilen hiçbir hususun gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek, ... 3. Noterliği"nin ... yevmiye no"lu 15/05/2013 tarihli vasiyetnamesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ..., ..., ..., ... , cevap dilekçesi sunmamış;duruşmada ise vasiyetnameye bir diyeceklerinin olmadıklarını beyan etmişlerdir.
Davalı ...,murisin kendi hür iradesi ile söz konusu vasiyetnameyi düzenlediğini,düzenlenen vasiyetnamenin TMK"nun 510. maddesine uygun olduğunu,davacının murise karşı suç teşkil eden eylemlerde bulunması nedeniyle muris tarafından mirastan ıskat edildiğini savunarak,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, açılan mahkemelerinin 2015/168 esas sayılı dosyası ve bu dosyadaki dava dilekçelerinde TMK"nun 557 maddesinde belirtilen iptal sebepleri ileri sürülmediği gibi ,vasiyetnamenin ekindeki psikiyatristten alınan doktor raporuna göre de vasiyet edenin ehliyetinin tam olduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vasisi vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dava vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir.
TMK"nun 557.maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; 1-Ehliyetsizlik, 2-Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3-Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4-Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması olarak dört tanedir.
Bu iptal sebeplerinden birinci bentte ifade edilen ehliyetsizlik yönünden ise;
Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme ve değerlendirme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim, Medeni Kanunu"nun "fiil ehliyetine sahip olan kimse kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir" biçimindeki 9.madde hükmüyle hak elde edebilmesi, borç (yükümlülük) altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlanmış; 10.maddesinde de, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin (reşit) olmayı kabul ederek "ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır" hükmünü getirmiştir. "Ayırtım gücü eylem ve işlev ehliyeti olarak da tarif edilerek, 13.maddesinde "yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir" denmek suretiyle açıklanmış, ayrıca; ayırtım gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına değinilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, Medeni Kanunun 15.maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmama nedeniyle kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere yapacağı işlemlere sonuç bağlanamaz.
Yukarıda sözü edilen ilkelerin yasa maddelerinin ışığı altında olaya yaklaşıldığında bir kimsenin ehliyetinin tespitinin şahıs ve mamelek hukuku bakımdan doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkar. Bu durumda tarafların gösterecekleri tüm delillerin toplanılması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, tıbbi belge, film grafilerinin eksiksiz getirilmesi zorunludur.
Bunun yanında, her ne kadar, ...nun 282.maddesinde belirtildiği gibi bilirkişilerin "rey ve mütalaası" hakimi bağlamaz ise de, temyiz kudretinin yokluğu, akıl zayıflığı gibi psikolojik nedenlerin belirlenmesi çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.
Hele ayırt etme gücünün nisbi bir kavram olması, kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan özellikle Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını da gerekli kılmaktadır. Esasen Medeni Kanununun 409/2 maddesi akıl hastalığı ve akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngörmüştür.
Vasiyetname yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip olmak gerekir.Ehliyetsiz kişilerin yaptığı vasiyetnameler kendiliğinden batıl olmaz.
Somut olayda;davacı vasisi tarafından sunulan dava dilekçesi sonrasında vasi tarafından vekil kılınan avukat aracılığı ile sunulan 08.12.2015 tarihli beyan dilekçesinde,vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte murisin ağır hasta olup iki kez geçirdiği rahatsızlık nedeni ile vücudunun büyük kısmının felçli olduğunu, murisin temyiz kudreti bulunmadığını ileri sürmüş olmakla,mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar ışığında bu iptal sebebine yönelik inceleme ve değerlendirme yapılması gerektiği kuşkusuzdur.
2-Bundan ayrı olarak,davacının dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında murisin söz konusu vasiyetnameyi davalılardan ..."nin etkisi altında kalarak yaptığı yönündeki beyanları noktasında ise,mahkemece yukarıda ifade edilen iptal nedenlerinden ikinci bentte belirtilen ""Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması"" yönünden de herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadığı da açık olmakla,bu husus da doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla,davacının ehliyetsizlik ve vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması iptal nedenlerine dayandığı gözetilmek suretiyle,gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmak suretiyle sonucuna uygun hüküm tesisi gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.