19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/14860 Karar No: 2020/8283 Karar Tarihi: 24.06.2020
5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/14860 Esas 2020/8283 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararın temyiz edilmesi sonucunda incelendi. İlk olarak, katılanın temsilcisi tarafından nakil aracının müsaderesi talebinin yerel mahkeme tarafından karara bağlanmadığı, bu nedenle temyiz talebinin reddedilmesine karar verildi. İkinci olarak, sanığın mahkumiyetine yönelik temyiz talepleri incelendi ve vicdani kanı oluştuğu tutanaklar ve belgeler üzerinden değerlendirildi. 7242 sayılı Kanunun 61. Maddesi ile 5607 sayılı Kanunun 3/22. Maddesine eklenen düzenlemelerin sanık lehine olduğu, 5607 sayılı Kanunun 5/2 Maddesine eklenen fıkra ile etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği belirtildi. Ancak, yerel mahkeme tarafından yasal koşulların oluşup oluşmadığının saptanması gerektiği açıklandı. Bu nedenle, diğer yönleri incelenmeyen hükümden dolayı kararın bozulup dosyanın mahkemeye gönderilmesine karar verildi. 1412 Sayılı CMUK, 5320 sayılı Kanun ve 5607 Sayılı Kanunun ilgili maddeleri kurallarına göre uygulanacaktır.
19. Ceza Dairesi 2019/14860 E. , 2020/8283 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: I-Katılan temsilcisinin, nakil aracının müsaderesi gerektiğine ilişkin temyiz talebinin incelenmesinde; Nakil aracı hakkında müsadere davası bulunması durumunda, nakil aracının müsaderesi ya da iadesi hususunda mahallinde her zaman karar verilmesi mümkün görülmüş olup, iddianamede, nakil aracının müsaderesi konusunda herhangi bir talep bulunmadığı gibi, yerel mahkemece de mahkumiyet hükmü ile birlikte bu hususta verilmiş bir karar bulunmadığından, nakil aracının müsaderesi gerektiğine dair katılan temsilcisinin temyizi hususunda KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, II- Katılan temsilcisinin mahkumiyet kararına yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde; Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete" de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "" Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir."" şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Kanun" un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun" un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulanmasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK" nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve katılan temsilcisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 24/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.