13. Hukuk Dairesi 2015/38345 E. , 2017/11809 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile yapılan 22/10/2013 tarih ve S12766 nolu sözleşme gereğince 1159 bağımsız bölüm nolu taşınmazın 20200/393000 hissesi 12-26 mart kullanım tarihli, 1163 bağımsız bölüm nolu taşınmazın 1920/37200 hissesi 12-26 mart kullanım tarihli olarak devre mülk mülkiyet esasına göre tarafına satıldığını ve bedelin ödenmesine mukabil tapuların devredileceğinin davalı tarafından taahhüt edildiğini, sözleşmeye konu taşınmazın bedelinin 87.245,00-TL olarak kararlaştırıldığını, damga vergisi ile birlikte toplamda davalıya 88.074,00 TL ödeme yaptığını, ödemelerin yapılması üzerinden 1 yıl geçtiğini ancak davalılar tarafından bağımsız bölümlerin tapularının halen adına devredilmediğini, sözleşmenin 2. sayfasında yer alan tabloda binanın en geç 30/06/2014 tarihinde bitirilip işletmeye alınacağının belirtildiğini, inşaatın halen % 40 seviyelerinde olduğunu ve makul bir süre içerisinde de inşaatın tamamlanmasının mümkün olmadığını, ... 7. Noterliğinin 08/08/2014 tarih ve 026974 yevmiye numaralı ihtarıyla davalıya sözleşmenin iptali ile ihtarda bildirilen hesap numarasına ödenmiş olan bedellerin faizi ile birlikte iadesini talep ettiğini, buna rağmen ödeme yapılmadığını, bu sebeple davalı aleyhine takip yaptığını, takibe davalı tarafından itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, Davanın kısmen kabulüne, ... 6. İcra Müdürlüğü’nün 2014/15686 esas sayılı dosyasına vaki borca itirazın 88.074,00 TL asıl alacak ve 110,10 TL işlemiş faiz talebi olmak üzere toplam 88.184,10 TL yönünden kaldırılarak icra takibinin kaldığı yerden devamına, 6.645,90 TL işlemiş faiz talebi yönünden icra takibinin iptaline, Yasal koşulları oluşmadığından davacı lehine icra inkar tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına, karar verilmiş; hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-İİK’nın 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, davacının bu istemi hakkında kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, usulün 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının üçüncü bendinde yer alan "Yasal koşulları oluşmadığından davacı lehine icra inkar tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına" cümlesinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine "Davacı lehine hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, aşağıdaki dökümü yazılı 5.996,15 TL kalan harcın davalıdan alınmasına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.