Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2015/3319 Karar No: 2015/2902
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/3319 Esas 2015/2902 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İzmir 15. Aile Mahkemesi tarafından verilen \"boşanma\" kararı, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin bozma kararı sonucunda tekrar incelendi. Mahkeme kararlarında Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde belirtilen hususlara uyulması gerektiği belirtilerek, hüküm sonucu kısmında isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği ifade edildi. Ayrıca, bozma kararı sonrasında hüküm tesisinin kurallara uygun olması gerektiği vurgulandı. Mahkeme kararında kısa karar fıkrası oluşturulmadığı ve usulüne uygun bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararının bozulması gerektiği ifade edildi. Kanun maddesi olarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 294. maddesinin 3. fıkrası gösterildi.
Hukuk Genel Kurulu 2015/3319 E. , 2015/2902 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki " boşanma " davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 15. Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 19.09.2013 gün ve 2013/164 E- 2013/675 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi"nin 22.09.2014 gün ve 2014/6789 E.- 2014/17952 K. sayılı ilamıyla bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu"nca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonrasında gereği görüşüldü: Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. 6100 sayılı HMK’nun 294. maddesinin 3 fıkrasında ise “Hükmün tefhimi herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur” hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca, bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikardır. Nitekim Yargıtay"ın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulu"nun 19.6.1991 gün 323-391 sayılı; 10.09.1991 gün 281-415 sayılı; 25.9.1991 gün 355-440 sayılı; 05.12.2007 gün 981-936 sayılı; 23.01.2008 gün 29-4 sayılı; 05.10.2011 gün 607-604 kararları). Somut olaya gelince; mahkemece aslolan kısa kararda yukarıda açıklanan mevzuata uygun hüküm fıkrası oluşturulmamış sadece “direnilmesine” denilmekle yetinilmiş, dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar kurulmamıştır. . Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı gibi, direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü de bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır. Şu durumda mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulmasıdır. Mahkemenin, yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz bulunmayan kısa kararı ve gerekçeli kararın hüküm kısmı usul ve yasaya uygun değildir. Direnme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir. S O N U Ç : Direnme kararının yukarıda gösterilen nedenden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin
harcın yatırana geri verilmesine, 09/12/2015 gününde, oybirliği ile karar verildi.