Davacı N.. H.. vekili Avukat Orhan tarafından, davalı S.. Y.. aleyhine 12/02/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; Yargıtayın ilgili Hukuk Dairesi görevli olduğundan bahisle isteminin reddine dair verilen 05/08/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Davacının temyiz harç ve masraflarına ilişkin adli yardım talebinin 6100 sayılı HMK"nun 336/3. maddesi gereğince kabulüne karar verildikten sonra temyiz incelemesine geçilmiştir. Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi"nin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, annesiyle ilgili Adli Tıp Kurumu"na gönderilen dosyanın sonucunu öğrenmek için Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan davalının makamına çıktığını, dosyanın neden Adli Tıp Kurumu"dan dönmediğiyle ilgili bilgi almak istediğini, ancak davalının kendisine karşı hakaret içerikli ithamlarda bulunduğunu belirterek, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Hakim ve savcıların hukuki sorumluluğuyla ilgili açılacak tazminat davalarında özel düzenleme öngören hem 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu"nun 93/A maddesinde (21.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6526 sayılı Yasa"nın 19.maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır) hem de 6545 sayılı Yasa"nın 70. maddesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 141. maddesine eklenen 3. fıkrada; istem konusu işlem, faaliyet veya kararın ceza soruşturması ya da kovuşturmasıyla ilgili olması gerektiği belirtilmiştir. Şu halde, anılan hususlar dışında hakim ve savcılar aleyhine açılacak tazminat davalarında, genel hukuk mahkemeleri görevlidir. Eldeki tazminat isteminin, adli soruşturma kapsamında yapılan herhangi bir işlem, faaliyet veya karara yönelik olmadığına göre, mahkemenin görevsizlik kararı yerinde değildir. İşin esasına girilerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA 12/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.