6. Ceza Dairesi 2017/2540 E. , 2017/4373 K.
"İçtihat Metni"
Katılan ..."e yönelik, sanık ... hakkında yağma suçundan CMK"nın 223/2-e maddesi gereğince baraatine ilişkin İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.12.2011 gün ve 2010/328 Esas ve 2011/320 Karar sayılı hükmün o yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6.Ceza Dairesi 17.12.2015 gün ve 2013/28360 Esas 2015/46069 Karar sayı ile;
“Oluş ve dosya içeriğine göre; olay tarihi öncesinde sanığı tanımayan ve asılsız isnatta bulunması için bir sebep bulunmayan katılanın, olayın başından itibaren özünde değişmeyen anlatımlarında, para bozdurma bahanesiyle yanına yaklaşan sanığın, cüzdanındaki 140.-TL parayı aldıktan sonra, kendisini itekleyip yere düşürdüğünü, olay günü kaçan sanığı aynı yerde yeniden görmek ümidiyle olay yerine tekrar geldiğinde tombala oynatan sanığı görerek 155 Polis imdat telefonunu arayarak sanığı yakalattığını beyan ettiğinin anlaşılması karşısında; sanığın mahkumiyeti yerine yazılı biçimde beraatine karar verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma sonrası İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.03.2016 gün ve 2016/58 Esas 2016/104 sayılı kararı ile;
“Öncelikle ceza hukukunda temel hususun maddi gerçeğin yasal delillerle ortaya çıkarılması olduğu tartışmasızdır. Somut olayda bozma ilamında belirtildiği gibi mağdur olay tarihi öncesinde sanığı tanımamaktadır, ancak asılsız isnatta bulunması için bir sebep yoktur şeklindeki bir gerekçe tamamen varsayıma dayalı olarak sanığın yağma gibi ağır bir suçtan cezalandırılmasına yol açacaktır ki böyle bir gerekçenin kabul görmesi mümkün değildir, zira somut olayda sanığın asılsız isnatta bulunması için sebep de vardır, nasıl ki mağdurun asılsız isnatta bulunması için sebep yoktur gibi bir varsayıma gidiliyor ise kumar oynattığı anlaşılan sanığın bu sebeple mağdurun rızası ile "bul karoyu, al parayı" şeklindeki oynanan oyun sonucunda mağdur parasını kaybetmiş, bu sırada olay yerine gelen kolluk görevlilerine de kendisinin sanık tarafından parasını geri alabilmek amacı ile zorla parasının alındığını söylemek yoluna gitmiş olabileceği de ihtimal dahilinde olup, görüldüğü üzere mağdurun sanığa isnatta bulunması için sebep vardır.
Bu husus karşısında bozma ilamında belirtildiği gibi herhangi bir delile dayanmayan üstelik isnatta bulunması için sebep olan, üstelik hazırlık ifadeleri ve kovuşturma ifadeleri birbiri ile çelişen, üstelik tutulan kolluk tutanağına göre hazırlık ifadesinin doğru olmadığı da anlaşılan mağdurun soyut bu yöndeki beyanı ile tüm
aşamalarda suçlamayı inkar eden sanığın yağma gibi ağır bir suçtan mahkumiyetine karar verilmesi mahkeme heyetimizce doğru görülmemiş olup oluşan şüphe belirtilen gerekçelerle yenilemediğinden heyetimizde bu konuda vicdani kanaat oluşmadığından, bozma ilamına karşı ısrar edilerek sanığın beraatine yönelik hüküm kurulmuştur” gerekçesi ile ilk hükümde direnilmesine karar verilerek sanığın beraatine yönelik hüküm kurulmuştur.
Bu hükmün o yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemize gönderilen dosya, yeniden incelenerek değerlendirilmiş ve karara bağlanmıştır.
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
“Oluş ve dosya içeriğine göre; olay tarihi öncesinde sanığı tanımayan ve asılsız isnatta bulunması için bir sebep bulunmayan katılanın, olayın başından itibaren özünde değişmeyen anlatımlarında, para bozdurma bahanesiyle yanına yaklaşan sanığın, cüzdanındaki 140.-TL parayı aldıktan sonra, kendisini itekleyip yere düşürdüğünü, olay günü kaçan sanığı aynı yerde yeniden görmek ümidiyle olay yerine tekrar geldiğinde tombala oynatan sanığı görerek 155 Polis imdat telefonunu arayarak sanığı yakalattığını beyan ettiğinin anlaşılması karşısında; sanığın mahkumiyeti yerine yazılı biçimde beraatine karar verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına dair;
Dairemizin 17.12.2015 gün ve 2013/28360 Esas 2015/46069 sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.03.2016 gün ve 2016/58 Esas 2016/104 Karar sayılı ilamındaki direnme kararı yerinde görülmediğinden,
CMK"nın 307/3.maddesi gereğince, mahkemenin direnme kararı konusunda karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 13.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.