Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13340
Karar No: 2017/11764
Karar Tarihi: 30.11.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/13340 Esas 2017/11764 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/13340 E.  ,  2017/11764 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekilleri avukat ..., vekili avukat ... ile davacı vekilleri avukat ..., vekili avukat ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı, davalıdan aldığı 12.4.2010 tarihli vekaletle, davalı adına boşanma ve bağlantılı olan ve birleşen diğer davalarını takip ettiğini, açılan dava sonucu boşanma ile birlikte 1.950.000,00 TL. maddi ve 400.000,00 TL. manevi tazminata hükmedildiğini, kararın temyiz aşamasında davalı eşinin ölümü nedeni ile konusuz kaldığından kararın bozulduğunu ve yeniden yapılan yargılama aşamasında da davalının mirasçı olmasının daha lehine olacağı gerekçesi ile davadan feragat edilmesine ilişkin talimat verdiğini ve feragat nedeni ile de davanın reddedildiğini, 19.2.2013 tarihinde de haksız olarak azledildiğini, yapılan 14.4.2010 tarihli ücret sözleşmesi gereğince ücrete hak kazandığını, ihtara ve tahsili için yapılan takibe rağmen vekalet ücretinin ödenmediğini ileri sürerek itirazın iptali ile % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiş, birleşen dava ile de; davalının avukatı olarak eşi ..."un ölümünden sonra ortaya çıkan, davalının borçlusu olduğu her biri 10.000.000,00 TL. bedelli 5 adet bonolardan dolayı öncelikle vadesi gelmiş olan 10.000.000,00 TL. bedelli bonodan dolayı borçlu olmadığının tesbitine ilişkin olarak dava açıp ihtiyati tedbir kararı aldırdığını bu hususta yazılı bir ücret sözleşmesinin bulunmadığını ve haksız olarak azledildiğini ileri sürerek, hakettiği vekalet ücretinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali ile % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davacının haklı olarak azledildiğini, boşanmanın gerçekleşmediğini ve elde edilen bir menfaatin de bulunmadığını, sözleşmede kararlaştırılan maktu ücreti de ödediğini, birleşen davanın da tereke temsilcisine karşı yanlış hasımla açıldığını ve zarara uğradığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile, asıl davada 235.000,00 TL. asıl ve 1.762,50 TL. işlemiz faiz yönünden, birleşen davada da, 500.000,00 TL. asıl ve 3.750,00 TL. işlemiz faiz yönünden itirazın iptali ile % 20 inkar tazminatına karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı ve davalının tavzihe yönelik ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davalının asıl dava açısından temyiz itirazlarının incelenmesinde; davalının 12.4.2010 tarihli vekaletname ile davacıyı vekil tayin ettiği, asıl davanın konusunu oluşturan 14.4.2010 tarihli ücret sözleşmesinin düzenlendiği, davacı avukatın davalı adına ... 3. aile mahkemesinin 2010/329 esas sayılı dosyasında görülen davayı açtığı ve 5.10.2011 tarihinde tarafların boşanmalarına ve 1.950.000,00 TL. maddi, 400.000,00 TL. manevi tazminatın tahsiline karar verildiği, temyiz aşamasında davalı eşinin 16.6.2012 tarihinde ölümüyle, davanın konusuz kalması nedeni bozulmasına karar verildiği, bozmadan sonra yeni esasa kaydedilen dava sırasında da, davacı avukat tarafından davalı talimatı ile davadan fergat edildiğine dair 20.12.2012 tarihli dilekçenin ibraz edildiği ve davanın feragat nedeni ile reddine karar verildiği, 19.2.2013 tarihli ihtarla da azledildiği dosyadaki bilgi ve belgelerle tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, ortada haksız bir azlin bulunduğu açıklanmış, asıl davada davacı avukat tarafından takip edilen davada feragatten önce hükmedilen maddi ve manevi tazminat tutarının sözleşme ile kararlaştırılan % 10"u üzerinden vekalet ücretinin talebe hakkının olduğu, birleşen davada da, davanın değerinin 50.000.000,00 TL. olduğu, davacı avukat tarafından davanın hazırlanması ve dava dilekçesinin sunulması dışında hukuki yardım yapılmadığı gözetilerek hakkaniyet gereği indirim yapılarak davacının emek ve mesaisine göre takdiren 500.000,00 TL. ücrete hak kazındığı kanaati ile yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Taraflar arasında düzenlenen 14.4.2010 tarihli ücret sözleşmesinde; davacı avukatın davalı tarafından açılacak boşanma davasında ve yine taraflar arasında ikame edilecek evllik içersinde edinilmiş mallara ve katkı payına ilişkin davada vekillik yapacağı, bu davalar için 200.000 euro vekalet ücretinin ödeneceği ve ayrıca evlilikte edinilmiş mallara ve katkı payına ilişkin ikame edilecek davada davalıya eşinden kazandırdığı maddi manevi tazminat ve taşınmaz ve menkullerin % 10"unu ödeyeceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
    Davacı avukat, asıl dava ile, sözleşme ile karalaştırılan ve mahkemece feragattan önce hükmedilen maddi ve manevi tazminat tutarı üzerinden % 10 vekalet ücretini talep etmiş ve mahkemece de bu talebinin kabulüne karar verilmiştir. Ancak yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan hususlar ile sözleşme hükmü birlikte değerlendirildiğinde; davacı avukatın maktu ücret dışında ücrete hak kazanabilmesi için vekil eden davalıya kazandırdığı bir maddi ve manevi tazminatın bulunması gerekir. Oysa, boşanma ve davalı lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat hükmünün, davanın yargıtay aşamasında konusuz kalması nedeni ile bozulmasından sonra davalı talimatı ile davacı avukat tarafından feragat beyanı ile davanın feragat nedeni ile sonuçlandığı, dolayısıyla davalının kazandığı bir tazminatın ve menfaatin bulunmadığı gözetildiğinde, davacı avukatın sözleşme ile kararlaştırılan şekilde % 10 oranı üzerinden ücreti talep etmeye hak kazanmadığının kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle asıl davanın reddi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    3-Davacının, birleşen dava açısından temyiz itirazlarının incelenmesinde; birleşen davanın konusunu oluşturan ... 2. asliye hukuk mahkemesi"nin 2012/687 esas sayılı dosyanın davacı avukat tarafından, davalı adına 10.000.000,00 TL.lik bonodan dolayı borçlu olmadığının tesbitine ilişkin 7.12.2012 tarihinde tereke temsilciliği aleyhine dava açıldığı ve bu davanın takibi açısından taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesinin bulunmadığı, davacı avukatın takip ettiği bu dava nedeni ile 1.000.000,00 TL. vekalet ücreti ve 118.000,00 TL. KDV si ile 8.270,00 TL. işlemiş faiz yönünden takipte bulunduğu, mahkemece, 50.000.000,00 TL. üzerinden menfi tesbit davası açıldığı kabul edilerek hakkaniyet gereği 500.000,00 TL. ücrete hak kazandığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiştir.
    Avukatlık Kanununun 164/4. maddesine göre; “Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde, değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir.” Yine Avukatlık Kanunu"nun 174/2 maddesi gereğince avukatın azli halinde ücretin tamamı avukata verilir.
    O halde davacı avukat tarafından takip edilen bu dava açısından davacının haksız olarak azledildiği gözetildiğinde, takip edilen davanın müddeabihin (değerinin) yüzde onu ile yirmisi arasındaki bir miktar avukatın emeğine göre verilmelidir. Mahkemece, yanlış değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer (ve davalının tavzihe yönelik) temyiz itirazlarının reddine, temyiz edilen kararın 2. bent gereğince davalı, 3. bent gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 1480,00 TL duruşma avukatlık parasının karşılıklı alınarak birbirlerine ödenmesine, peşin alınan 29,20 TL harcın istek halinde davacıya, 12.135,70 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi