11. Ceza Dairesi 2016/3836 E. , 2018/5251 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 sayılı yasaya muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık hakkında 2008 yılı Kasım ve Aralık aylarında düzenlemiş olduğu 25111-12-13-14-15-16 ve 17 seri numaralı faturaların, bu faturalar üzerinde belirtilen sevk irsaliyelerinin ve 284, 285, 286 ve 287 numaralı 4 adet müstahsil makbuzunun sahte olduğu iddia olunan davada sanığın, ‘‘belgelerin tümünün gerçek mal alısverişine dayandığını’’ savunması nedeniyle, suçların unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;
1- Sahte fatura düzenleme suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinin 1. fıkrasında, faturalarda bulunması zorunlu olan bilgilerin neler olduğunun belirtilmesi, aynı Kanunun 227. maddesinin 3. fıkrasında ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" hükmünün yer alması; suç konusu 2008 takvim yılına ait faturaların, müstahsil makbuzlarının ve sevk irsaliyelerinin dosya içinde bulunmadığının ve getirtilip duruşmada incelenmediğinin anlaşılması karşısında; suça konu olan tüm bu belgelerin asıllarının veya onaylı örneklerinin getirtilerek incelenmesi ve 213 sayılı Kanunun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediğinin tespit edilmesi,
2- Belgelerin zorunlu bilgileri içerdiğinin tespit edilmesi durumunda;
a) Belgelerin sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması,
b) Belgelerdeki sanığın yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını savunması durumunda, yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
c) Belgelerdeki yazı ve imzaların sanığa ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
aa) Belgeleri kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
bb) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığını araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
cc) Belgeleri kullanan mükelleflerin CMK"nın 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen belgeleri hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
d) Gerektiğinde, belgeleri gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için;
aa) Belgeleri düzenleyen şirkete ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin olup olmadığının araştırılması,
bb) Daha sonra, belgeleri düzenleyen şirket ile kullanan şirket ve kişilerin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
3- Kabule göre de;
a) Aynı takvim yılına ait birden fazla belge düzenlenmesi halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak, sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b) Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 31.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.