Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/359
Karar No: 2015/2889
Karar Tarihi: 09.12.2015

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/359 Esas 2015/2889 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/359 E.  ,  2015/2889 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “geçit hakkı tesisi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Eğirdir Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 18.03.2013 tarih ve 2010/494 E.2013/120 K. sayılı kararın incelenmesi davalı ... vekili ve dahili davalı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 17.05.2013 tarih, 2013/5652 E. 2013/7601 K. sayılı ilamı ile hüküm ;
    (…Davacı, maliki bulunduğu 127 ada 32 parsel sayılı taşınmazının genel yola bağlantısı bulunmadığını ileri sürerek, 127 ada 31 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
    Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalılar temyiz etmiştir.
    Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
    Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
    Uygun güzergâh saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazların kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
    Somut olayda, davacının maliki olduğu 127 ada 32 parsel sayılı taşınmazın genel yola çıkışının bulunmadığı, mutlak geçit ihtiyacı içinde olduğu sabittir. Davaya konu olayda kuzeydeki 1 no"lu seçenek ile doğudaki 4 no"lu seçenekten geçit kurulmasının uygun olup olmadığı tartışılmadan ve yüzölçümü küçük olan 31 parsel sayılı parsele daha çok külfet yükleyecek şekilde geçit kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir...)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.



    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, geçit hakkı tesisi istemine ilişkindir.
    Davacı, maliklerinden olduğu 32 nolu parselde bulunan elma bahçesine davalıya ait 31 parsel nolu taşınmazdan geçmekteyken, davalının kendisini ve aile bireylerini geçirmediğini ve yollarını kapattığını, bahçeye giremez hale geldiğini, bu sebeple bahçesine girip çıkabilmesi için en yakın ana yola ve daha masrafsız yerin davalıya ait 31 nolu parsel olduğunu, başka yolunun olmadığını, mahkemece takdir edilecek bedeli davalıya ödemeye hazır olduğunu, bu taşınmazın üzerinden kendisine ait 32 parsel lehine, yüklü bir aracın girip çıkabileceği şekilde bahçesinden ana yola kadar bir geçit hakkının tesisine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili, davacının Hazineye ait 36 nolu parseli yıllardır kullandığını, bu parselin de yola çıkışının bulunduğunu, geçit ihtiyacının olmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacıya ait parselin genel yola çıkma imkanı bulunmadığı ve bu hali ile mutlak geçit ihtiyacı içerisinde olduğu, bilirkişilerin raporlarında belirttiği alternatif yollar ve bunlara ilişkin açıklamaları nazara alınarak mahkemece tek tek değerlendirildiği, burada geçit hakkı kurulması ile üzerinde geçit hakkı kurulacak taşınmazda kaplayacağı alanın azlığı, kullanılacak yolun kısalığı ve taşınmaz üzerinde ağaç bulunmaması sebebiyle en az zarar görecek taşınmazın davalıya ait 31 parsel numaralı taşınmaz olduğu kanaatine varıldığı, bilirkişilerin raporlarının da bunu doğruladığı, TMK 747. maddesinde belirlenen ilkeler göz önüne alındığında 12.01.2011 tarihli bilirkişi raporunda 3 nolu alternatif olarak gösterilen 32 parsel lehine, davalıya ait 31 parsel nolu taşınmazdan geçit hakkı tesis olunmasına bilirkişi raporunda 3 nolu alternatif olarak gösterilen plana göre aynı mevkiide kain 127 ada 31 parselde bulunan taşınmazın 53,28 m2"lik kısmında 3 metre eninde geçit hakkı tesis edilmesine, bunun tapuya tescil edilmesine, geçit hakkından doğup mahkemeler yazı işleri müdürlüğü veznesine depo edilen geçit bedeli olan 799,20 TL’nin kararın kesinleşmesi ile 127 ada 31 parsel sayılı kayıt malikine ödenmesine, karar verilmiştir.
    Davalı ... vekili ve dahili davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece özetle, davaya konu olayda kuzeydeki 1 no"lu seçenek ile doğudaki 4 no"lu seçenekten geçit kurulmasının uygun olup olmadığı tartışılmadan ve yüzölçümü küçük olan 31 nolu parsele daha çok külfet yükleyecek şekilde geçit kurulmasının doğru görülmediği, bozma nedenine göre davalı hazine vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığı gerekçesi ile bozulmuştur.
    Yerel Mahkeme, davacıya ait parselin genel yola çıkma imkanının bulunmadığı ve bu hali ile mutlak geçit ihtiyacı içerisinde olduğu, teknik ve zirai bilirkişilerin raporlarında belirttiği alternatif yollar ve bunlara ilişkin açıklamaları nazara alınarak mahkemece tek tek değerlendirildiği, burada geçit hakkı kurulması ile üzerinde geçit hakkı kurulacak taşınmazda kaplayacağı alanın azlığı, kullanılacak yolun kısalığı ve taşınmaz üzerinde ağaç bulunmaması sebebiyle en az zarar görecek taşınmazın davalıya ait 31 parsel numaralı taşınmaz olduğu kanaatine varıldığı, teknik bilirkişilerin raporlarının da bunu doğruladığı, burada Yargıtay bozma ilamında tartışılmadığı belirtilen seçeneklerden 1 no"lu seçenekte üzerinde geçit hakkı kurulabileceği belirtilen alanın, hem 3 no"lu seçenekte belirtilen alanın yaklaşık 2 katı büyüklüğünde bir alanı kaplaması hem de maliyetinin yine 3 no"lu seçeneğin yaklaşık olarak 6,5 katı fazlalığında olması nedeniyle üzerinde geçit hakkı kurulmasına uygun olmadığı kanaatine varıldığı, raporlarda belirtilen 4 no"lu seçenek açısından ise, yine üzerinde geçit hakkı kurulabileceği belirtilen alanın büyüklük ve maliyet olarak az da olsa 3 no"lu seçenekteki alandan ve bu alanın maliyetinden fazla olması hem de üzerinde ekonomik değeri bulunan ağaçların olması sebebiyle üzerinde geçit hakkı kurulmasına uygun olmadığı; izah olunan bu nedenlerden dolayı TMK 747. maddesinde belirlenen ilkeler göz önüne alındığında 12.01.2011 tarihli bilirkişi raporunda 3 nolu alternatif olarak gösterilen 32 parsel lehine, davalıya ait 31 parsel nolu taşınmazdan geçit hakkı tesis olunması gerektiği gerekçesi ile önceki kararında direnmiştir.
    Direnme kararını davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu görüşmeleri sırasında; yerel mahkemece, bozma ilamında değinilen bilirkişi raporunda 1 ve 4 nolu alternatif olarak gösterilen taşınmazlar hakkında değerlendirme de yapılarak kurulan hükmün gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı, dolayısıyla temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
    Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme, bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli, gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun"un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi). Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
    Somut olayda; Hukuk Genel Kurulunca yerel mahkemenin temyize konu kararında, bozma ilamında geçit hakkı tesisi yönünden diğer alternatiflerin değerlendirilmesi gerektiği gerekçesi ile hükmün bozulduğu, mahkemece bilirkişi raporunda gösterilen diğer alternatifler irdelenerek hüküm kurulması nedeniyle bozma ilamının karşılandığı, bu nedenle mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, yeni hüküm niteliğinde olduğu kanaatine varılmıştır.
    Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
    Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
    SONUÇ : Yukarıda gösterilen nedenlerle davalı ... vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 14. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 09.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi