Hukuk Genel Kurulu 2014/346 E. , 2015/2888 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki “kamulaştırma bedelinin tespiti,tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gaziantep 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin davanın kabulüne dair verilen 19.07.2012 gün ve 2010/331 E., 2012/507 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 28.02.2013 gün ve 2012/22739 E., 2013/3412 K. sayılı ilamı ile;
(...Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini; birleştirilen dosya ise kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, bedel tespiti ve tescil davasının kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1) Dava konusu taşınmazın 120,16 m2"lik bölümünün kamulaştırılması için karar alındığı ve bu kısmın bedeline hükmedildiği halde, fen bilirkişisi raporunda yol yapılan bölümün 108,56 m2 olarak belirtilmesi suretiyle çelişkiye düşüldüğü anlaşıldığından kamulaştırma krokisi zemine uygulanarak yol yapılan bölümün gerçek yüzölçümü belirlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması,
2) Birleştirilen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davası hakkında hüküm kurulmaması,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerindedir...")
gerekçesiyle bozulmasına karar verilerek dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Asıl dava 4650 sayılı Kanun ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayalı kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini; birleşen dava ise kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıya ait 388 parsel sayılı taşınmazın 120,16 m2"lik kısmının kamulaştırıldığını, bedelde uzlaşılamadığını ileri sürerek, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalıya ödenmesini ve kamulaştırılan kısmın yol olarak terkinini istemiştir.
Davalı vekili, birleşen dava ile dava konusu taşınmazın kamulaştırmasız el atılan kısmının karşılığı olan şimdilik 8.500,00 TL"lik kısmının taraflarına ödenmesini istemiştir.
Mahkemece, dava konusu 388 parselde kayıtlı taşınmazdan fen memuru ...tarafından verilen 03/05/2012 tarihli krokili raporda A harfi ile gösterilen 120 ,16 m2" lik kısmın kamulaştırma bedelinin 7.209,60 TL olduğunun tespiti ile kamulaştırılan bu kısmın tapusunun iptaline ve yol olarak terkinine karar verilmiştir.
Tarafların temyizi üzerine hüküm, Özel Dairece yukarıya başlık bölümüne metni aynen alınan gerekçelerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, bozma ilamının 2 nolu bendine uyulmasına karar verilerek birleştirilen dosya yönünden el atılan 108,56 m2"lik yer için kamulaştırma kararı verildiğinden, yeniden karar verilmesine yer olmadığına; bozma ilamının 1.bendi yönünden ise idarenin kamulaştırma kararının 120,16 m2" ye ilişkin olup, fen memuru ...tarafından verilen 03/05/2012 tarihli raporda maddi hata sonucu yol olarak terk edilen kısmın mesahasını 108,56 m2 olarak gösterdiği, 03/07/2012 günlü duruşmada davacı vekilinin de talebi ile kamulaştırılan 120,16 m2" lik kısmın belirlenen m2 birim değeri olan 60.TL ile çarpılmak suretiyle kamulaştırma bedeli tespit edilerek, bu bedelin bloke edildiği ve kararda da 120,16 m2" lik kısmın davacı idare adına yol olarak terkinine karar verilmiş olması ve idarenin kamulaştırma kararında 120,16 m2 olması nedeni ile bozma ilamının 1 nolu bendi yönünden önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.
Direnme kararını asıl dava davacısı Belediye vekili temyiz etmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın 120,16 m2"lik bölümünün kamulaştırılması için karar alınmasına ve bu kısmın bedeline hükmedilmesine rağmen, fen bilirkişisi raporunda yol yapılan bölümün 108,56 m2 olarak belirtilmesinin çelişkili olup olmadığı, buna göre mahkemece kamulaştırma krokisi zemine uygulanmak suretiyle yol yapılan bölümün gerçek yüzölçümünün belirlenmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davalı adına kayıtlı 388 nolu parselin 3380 m2 miktarında olduğu, Gaziantep Büyükşehir Belediyesinin 04.05.2010 Tarih, 499 Sayılı Encümen Kararı ile 120,16 m2"lik kısmının kamulaştırıldığı; mahkemece yapılan keşif sonucu fen bilirkişilerinin 03.05.2012 günlü raporunda dava konusu 388 nolu parselin kamulaştırmaya konu yola isabet eden kısmının (A) harfi ile gösterilen 108,56 m2 miktarında olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere taşınmazın aynına yönelik davalarda tapunun iptal, tescil veya terkin edilecek kısımlarının belirlenmesi; koordinatları, miktarı ve zemindeki konumunu düzenlediği krokide gösteren fen bilirkişisi rapor ve krokileri esas alınarak yapılır. Mahkemece verilen karara fen bilirkişisi krokisi eklenir ve kroki ilamın eki olarak tapu kaydının dayanağı belgelerden olur. Bu nedenle de mahkemece kurulan hüküm fıkrası ile karara eklenen ve infazda esas alınacak olan fen bilirkişisi krokisi arasında çelişki bulunmaması gerekir.
Somut olaya bakıldığında; davacı Belediyece dava konusu 388 nolu parselin 120,16 m2"lik kısmının kamulaştırılmasına ve mahkemece de bu miktar üzerinden kamulaştırma bedelinin belirlenmesine rağmen, fen bilirkişilerince düzenlenen raporda yola isabet eden kısım 108,56 m2 olarak gösterilmiştir. Kadastro Müdürlüğünce de karardan sonra mahkemeye gönderilen 16.08.2012 günlü yazı ile bu çelişkinin giderilmesinin gerekliliği bildirilmiştir.
O halde mahkemece, bozma ilamında değinildiği gibi kamulaştırma krokisi bilirkişi aracılığıyla zemine uygulatılıp, kamulaştırılan miktarla, zeminde kapladığı alanın gerçek yüzölçümü saptanarak, bu doğrultuda rapor düzenletilip, çelişki giderilmek suretiyle hüküm kurulmalıdır.
Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine 09.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.